DİYARBAKIR / MERSİN – Eğitim Sen Diyarbakır ve Mersin şubeleri, yeni eğitim sisteminin sorunları çözmek yerine daha da derinleştireceği vurgusunda bulundu.
Eğitim Sen Diyarbakır şubeleri, TEOG’un kaldırılması ve yerine getirilen yeni sisteme ilişkin şube binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Eğitim Sen şube yöneticileri ve üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Recep Şimşek, AKP döneminde 6 Milli Eğitim Bakanı’nın değiştirildiğini hatırlatarak, gelen her bakanın sistemi değiştirdiğine dikkat çekti. AKP’nin geldiği günden bu yana eğitim yoluyla toplumu dizayn etmeye çalıştığını vurgulayan Şimşek, bunu bir toplum mühendisliği olarak adlandırdı. AKP’nin dindar nesil yetiştirme iddiasında olduğunu dile getiren Şimşek, “Bu şekilde iktidarlarını uzun süre devam ettirebileceklerine inanıyorlar. Sıbyan okullarının bir resmiyeti yok ancak bir takım protokoller imzalayarak çocukları çeşitli etkinlikler adı altında dini eğitimlere alıyorlar. Velilerimiz bu konuda çok dikkatli olsunlar hiçbir veli çocuklarının kendi izinleri dışında herhangi bir etkinliğe gönderilmemesi noktasında okul idarelerine dilekçe vermelidir” dedi.
‘SINAV KALKTI SÖYLEMİ YALANDIR’
Hazırlanan ortak basın metnini okuyan Eğitim Sen 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Fatma Budak Güler de, eğitim konusunda herkesin kafasının karışık olduğuna, getirilen yeni sistemle kafaların iyice karıştığına vurgu yaptı. Milli Eğitim Bakanı’nın eski sistemi eleştiren sözlerini anımsatan Budak Güler, “Türkiye’deki bütün okulların niteliğinden sorumlu olanların ‘nitelikli okullar’ vurgusu yaparak, Türkiye’deki okulların yüzde 90’ının niteliksiz olduğunu kabul etmesi, iktidarın eğitimdeki başarısızlığının en açık itirafıdır” dedi. Yeni sistemin nasıl işleyeceği ile ilgili verileri sıralayan Güler, “Sınav Kalktı” söyleminin büyük bir kandırmaca olduğunu vurguladı. Güler, “Açıklananın aksine temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınav kalkmamıştır. Öğrencilerin önemli bir bölümü Haziran ayında yapılacak olan sınava katılacaktır. Doğal olarak Bakan Yılmaz’ın TEOG’un kaldırılmasına gerekçe olarak sunduğu ‘okul dışı kaynaklara yönelme’nin belirgin bir şekilde artması kaçınılmazdır. Çünkü sınavla öğrenci alan okul sayısının azalması bu okullara girmek için daha yüksek puan almayı zorunlu hale getireceği için kurs, etüt ve özel derse yönelim daha da fazla olacaktır” diyerek yeni sistemi eleştirdi.
‘YENİ SİSTEM SORUNLARI DERİNLEŞTİRİR’
Adrese dayalı sistemin sorunları derinleştireceğinin altını çizen Güler, “Bakan Yılmaz’ın açıkladığı ‘adrese dayalı kayıt sistemi’ sorunları çözmek bir yana daha da arttıracaktır. Öncelikle belirtmek gerekir ki her öğrencinin istediği okula gitmesi en doğal hakkı olmalıdır. Sınavsız ve her öğrencinin istediği okulda eğitim alması savunulması gereken en temel yaklaşım olmalıdır. Adrese dayalı bir sistemin öncelikle öğrencilerin seçme hakkını kısıtlamakta, öğrencileri sadece oturduğu mahalle ya da eğitim bölgesine hapsetmektedir. Semtlerin ekonomik ve sosyal farklılıkları ve eşitsizlikleri okullara da kaçınılmaz olarak yansımaktadır. Okulların teknolojik donanımlarından, öğrencilere yönelik olarak sunulan olanaklara, velilerin okul yaşantısına katkısına kadar pek çok alanda bu farklılıkları ve eşitsizlikleri görmek mümkündür” diye konuştu.
‘BAKANIN OKULLARI NİTELENDİRMESİ SKANDALDIR’
Yeni sistem ile bir çok öğrencinin istemediği okula gitmek zorunda kalacağını söyleyen Güler, “Bu durum öğrenci, tercih, ilgi ve yeteneklerine göre eğitim alma hakkını ortadan kaldırmaktadır” dedi. Milli Eğitim Bakanı’nın ‘nitelikli okul’ tanımlamasına tepki gösteren Güler, “Bakan Yılmaz’ın yeni sistemi açıklarken ‘nitelikli okul’, ‘niteliksiz okul’ ayrımı yapması büyük bir skandaldır ve kabul edilmesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.
‘SINAV ENDEKSLİ EĞİTİM SİSTEMİ TERK EDİLMELİ’
Sınav merkezli eğitim anlayışının derhal terkedilmesi uyarısında bulunan Güler, “Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağını kendisinin belirleyeceği bir eğitim sistemi oluşturmayı hedeflemeden atılacak her adım, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. İlköğretimden üniversiteye kadar yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Kapitalizmin dayattığı ‘piyasacı eğitim’ anlayışının tipik bir örneği olan bu anlayış derhal terk edilmeli, öğrencileri birbiri ile rekabet eden değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Bunun için öncelikli olarak yapılması gereken, öğrencilerimizi sınav cenderesinden kurtarmak olmalıdır” dedi.
MERSİN
Eğitim Sen Mersin Şubesi de kendi binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Eğitim Sen Mersin Şube Sekreteri İsmail Usluoğlu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yıldız'ın TEOG hakkındaki sözlerini hatırlatarak, getirilen sistemle daha büyük bir kafa karışıklığı yaşandığını vurguladı. Usluoğlu, yeni sistem ile pek çok velinin öğrencinin gitmesini istediği okulların bulunduğu bölgeye taşınacağını veya adresini taşımasına neden olacağını vurgulayarak, "Bu durumun yaratacağı sosyal ve ekonomik sorunlar oldukça ciddi sonuçlar üretecektir" dedi.