İSTANBUL - Kürt sorununu doğuran yasal ve Anayasal engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Ahmet Faruk Ünsal, Abdullah Öcalan’ın koşullarının bir müzakerecinin sahip olması gereken koşullara evrilmesi gerektiğini söyledi.
Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, dün yaptıkları açıklamayla Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Türkiye’deki tüm güçlerini geri çekmeye başladıklarını duyurdu. Bu adımın ise PKK 12’nci Kongre kararları kapsamında ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onayıyla atıldığı belirtildi. Qendîl’de gerçekleştirilen tarihi açıklamanın ulusal ve uluslararası kamuoyundaki yankıları devam ediyor.
İnsan hakları savunucusu Ahmet Faruk Ünsal, Kürt Özgürlük Hareketi’nin adımına dair değerlendirmelerde bulundu.
‘HUKUKU VE SİYASİ ADIMLAR ARTIK ATILMALI’
Adımın kongre kararları ve Abdullah Öcalan’ın yürütmüş olduğu sürece bağlılığın göstergesi olduğunu belirten Ünsal, “Gerillaların, Türkiye sahasından Kandil’e çekilmiş olması Türkiye kamuoyuna tatmin ve teskin bakımından da önemli bir şey. Bu açıklama sonrası olması gereken şey artık Meclis'te hukuki ve siyasi adımların atılmasıdır. Ama çok daha önemli bir konu var ki açıklamada da ifade edildi; PKK'ye özgü bir geçiş süreci tasarlanması. Meclis'te kurulan komisyonun adı ‘Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'dur. Kürt sorununu özgülemeyen, doğrudan onu adreslemeyen meseleyi daha genel bir demokratikleşme içerisinde ifade eden bir isimlendirmesi vardı. Meclis komisyonunun açıklamada ortaya konulduğu gibi PKK'ye özgü bir yasa, bir geçiş dönemi tasarlanması yapılacak ve bu konuda bir mutabakata varılmış gözüküyor. Geçiş dönemi yasalarından bahsedilirken, şimdiye kadar devletin 2013-15 süreci ve son süreçte doğrudan adını koymadan bir genelleme içerisinde ifade etmeye çalıştığı şeyin adı konulmuş oldu bu açıklamayla” ifadelerini kullandı.
‘GEÇİŞ DÖNEMİ ADALETİ’
Mevcut durumda süreçte yürütülecek faaliyetlerin sorunun aktörünün adres alınarak yapılması gerektiğini söyleyen Ünsal, devletin atması gereken iki önemli adım olduğunu vurgulayarak, ekledi: “Bunlardan birincisi; Kürt sorununu doğuran yasal ve Anayasal engellerin ortadan kaldırılması. İkincisi de bu sorunun bir sonucu olarak ortaya çıkan PKK'ye mensup insanların bundan sonra bir geçiş dönemi adaleti kapsamı içerisine alınarak, siyasal ve toplumsal hayata nasıl katılacağına dair uyum yasalarının çıkartılması. Bu iki konu son derece önemlidir. O noktaya doğru yavaş yavaş geliyoruz.”
TUTSAKLARIN KOŞULLARI
Abdullah Öcalan'ın kurduğu temasların ve iletişim imkanlarının filli bir durumdan çıkarılarak resmileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Ünsal, “Sayın Öcalan'ın durumu bu süreçte son derece kendine özgü olarak gelişti. Mevcut koşullarının bir müzakerecinin sahip olması gereken koşullara evrilmesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle yapılması gereken konu, komisyonun uygun şartlar oluşturularak kendisiyle temasın sağlanması. Bu da olursa artık hem kendisiyle ilgili hem de diğer tutsaklarla ilgili iyileştirmenin önündeki psikolojik bariyer aşılmış olacaktır” diye belirtti.
‘BASINA VE SİVİL TOPLUMA CİDDİ GÖREV DÜŞÜYOR’
Barışın toplumsallaşması ve sürece yönelik itirazların önüne geçilmesi için basına ve sivil topluma ciddi bir görev düştüğünü ifade eden Ünsal, şöyle devam etti: “Nihayetinde bunu sadece Kürt halkına mahsus bir sorun gibi görürsek, sorunu görmemiş oluruz. Bu, Türkiye bütçesine maliyeti olan, on binlerce insanın hayatını kaybettiği, bir o kadar insanın özgürlüğünden mahrum olduğu, ülke dışına gitmek zorunda kaldığı Türkiye'ye ait bir sorunu konuşuyoruz. O yüzden hem sivil toplum hem basının sorumluluk çerçevesinde hareket etmesi, bunun toplumsallaşması konusunda yükün altına girmesi gerekiyor.”
MA / Yeşim Tükel
