Van 7'nci Asliye Hukuk Mahkemesi, İçişleri Bakanlığının bir çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Önder Turan'a ödediği tazminatın, HPG'lilerin ailelerinden alınmasına karar verdi. Mahkeme kararın hukuku dayanağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49'uncu Maddesi ile Medeni Kanun'un 599'uncu Maddesi'ndeki "mirasçı" düzenlemesine dayandırdı. 

 

Bedlîs'in Oranis köyü kırsalında 2021'de HPG'li Serdar Asan, Hikmet Gezici ve Abdulhadi Atmeca'nın yaşamını yitirdiği çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Önder, İçişleri Bakanlığı aleyhine Van 4'üncü İdare Mahkemesi'nde tazminat talebiyle dava açtı. İdare Mahkemesi, Turan'a 143 bin 399 TL tazminat ödenmesine karar verdi. 

 

Mahkemenin tazminat kararı üzerine İçişleri Bakanlığı, "Haksız fiilden kaynaklı kamu zararının rücuen tazmini" iddiasıyla Van 7'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak, ödenen tazminat miktarı ve yargılama giderlerinin HPG'lilerin yasal mirasçılarından tahsil edilmesini istedi. Asliye Hukuk Mahkemesi de kanuni mirasçıların tespiti için Van 1'nci Sulh Hukuk Mahkemesi'nden, çatışmada yaşamını yitiren 3 HPG'linin mirasçılarının tespitini istedi. Sulh Hukuk Mahkemesi, HPG'li Serdar Asan, Hikmet Gezici'nin mirasçıları tespit etti. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Abdulhadi Atmeca'nın mirasçılarının tespit işlemleri sürerken Van 7'nci Asliye Hukuk Mahkemesi, 3 HPG'linin ailelerinin İçişleri Bakanlığına tazminat, yargılama ve icra giderleri dahil 177 bin 222 TL ödemesine karar verdi. 

 

Mahkeme kararını, "mirasçıların, miras bırakanların borçlarından şahsen sorumlu tutulabilmesini" düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49'uncu ve Medeni Kanun'un 599'uncu Maddesi'ne dayandırdı. 

 

'ÖLDÜRDÜLER ÜSTÜNE DE PARA İSTİYORLAR'

 

Karara tepki gösteren Hikmet Gezici'nin annesi Kadriye Gezici, "Hem çocuğumu öldürdüler hem üstüne para istiyorlar. Oğlum yaşamını yitireli 3 yıl ve 6 ay oldu. Çatışmada yaşamını yitirdiğinde biz köydeydik. Devletin kendisi bizi arayıp haber verdi. Bize Bedlîs'te yaşamını yitirdiğini söylediler. Bize haber verdikten sonra da oğlum ile birlikte cenazeyi almaya gittik. Ancak bize, 'Annesi dışında kimse gelmesin' dediler. Kimsenin cenaze almaya gelmesine izin vermediler. Sonra cenazeyi alıp defnettik. Yaşamını yitirdikten bir yıl sonra bize kağıt geldi, hakkımızda tazminat davası açılmış. Bize, 'Askerimiz, uzman çavuşumuz ölmüş tazminat vereceksiniz' dediler. Biz mahkemeye gittiğimizde savcıya da 'Dünyanın neresinde görülmüş birinin evladını öldürdüğünde üstüne de tazminat istendiği?' diye sorduk. O parayı vermeyeceğimizi söyledik. Ancak ona rağmen bize 177 bin tazminat parası cezası verdiler. Biz kabul etmedik. Biz görülen duruşma da dedik, 'Bu insan kendi iradesiyle gitti, dili, kimliği için gitti, biz göndermedik' Benim oğlum dilini, kimliğini savunduğu için yaşamını yitirdi. Oğlumun gözü AKP ve MHP'nin malı ve mülkünde değildi" diye konuştu. 

 

'TEK KURUŞ VERMEYECEĞİM'

 

"Ölüm de onurluca olsun" diyen Kadriye Gezici, "Bir oda dolusu param da olsa onlara tek bir kuruş vermeyeceğim. Zaten param yok nerden vereceğiz? Bu yaptıkları şey hukuki değil, bunları hukuk adına yapmasınlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan artık insan haklarını ayaklar altına almasın" ifadelerini kullandı. 

 

MA / Zeynep Durgut