ANKARA - Bahçeli, sürece ilişkin Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihli çağrısının kendileri için bağlayıcı olduğunu belirtse de hızını alamayarak benzer bir çağrının QSD için de yapılmasını istedi. Bahçeli komisyonun İmralı'ya gitmesi gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bu dönemki ilk grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sürece dair konuşan Bahçeli, sürecin can alıcı noktasının huzur ortamının sağlanması ve sağlıklı esaslara bağlanması olduğunu belirtti.
Türkiye yüzyılının barış, huzur ve kardeşlik yüzyılı olduğunu ve kazananın halk olacağını belirten Bahçeli, sürecin kolektif bakış açısıyla hedef alındığını, yeni bir diriliş momenti olacağına inandıklarını söyledi.
“Önyargı düğümlerini çözmek istiyoruz. Kapanmış diyaloglara canlılık kazandırma arzusundayız” diyen Bahçeli, “Hedef büyüktür. Taviz ve teslimiyet yoktur. Anlaşmazlıkları önce çoğaltıp sonra körükleyen, fitne yayan iç ve dış hıyanet şebekesinin çarkı kırılacaktır. Türkiye, kutlu bir doğum arifesindedir. Bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar olabilir, sinirler de gerilebilir, temaslar zayıflayarak mesafeler açılabilir. Sabır, sebat ve soğukkanlılıkla vatan ve millet sevgisinde buluşmamız, her sorunla başa çıkmayla kâfidir. Yeter ki samimiyet ve dürüstlük rotasından ayrılmayalım. Komisyonun 14. toplantısı yarın yapılacak. Siyasi ve hukuki düzenlemeler için geniş ve gerçekçi bir müzakere zemini oluşmalıdır. Herkesin söyleyeceği bir fikir ve düşüncesi vardır. Bunları dinleyip en güvenli yol haritası belirlenmelidir. Böyle yapıldığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.
'PKK'NİN KURUCU ÖNDERİ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMUŞTUR'
Bahçeli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından yapılan 27 Şubat çağrısının PKK’ye yönelik bir fesih çağrısı olmasına rağmen QSD’ye dair iddialarda bulunarak, “PKK'nın kurucu önderliği, elini taşın altına koymuştur. 27 Şubat çağrısından sonra PKK 12 Mayıs'ta silah bırakmış ve varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz'da bir grup PKK'lı silah yakmıştır. Suriye'nin kuzey doğusunda tesir alanı kuran SDG/YPG henüz silah bırakmamış, İmralı çağrısına riayet etmemiştir. İmralı'nın çağrısı, PKK'nın yanında bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. Bizim anladığımız böyledir, yorumumuz budur, doğrultu da budur.
'BİZİ BAĞLAYAN AÇIKLAMA 27 ŞUBAT AÇIKLAMASIDIR'
Beklentim şudur: PKK’nın kurucu önderliği SDG/YPG’ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada bir çağrıda bulunarak, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir. Esad rejiminin devrilmesinden sonra ilk kez yapılan Halk Meclis’i seçimlerinin demokratik istikrar içinde yeni dönemin, yeni siyasi ve toplumsal mekanizmanın ağırlık merkezi olması yönünde fikir birliği hasıl olmuşken; Rakka, Haseke ve Süveyda’nın bunun dışında kalması 10 Mart Mutabakatının ruhuyla çelişmektedir."
'KOMİSYON İMRALI'YA GİTMELİ'
Bahçeli komisyonun İmralı'ya gitmesi gerektiğini belirterek, "Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunda çekinilecek bir husus görmüyorum. Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır. Bu açıklamanın güncellenerek daha detaylandırılması ve çerçevesinin genişletilmesi hayırlı gelişmelere yol açacaktır' diye konuştu.
‘PAZARLIK İÇİNDE DEĞİLİZ’
Siyasi, ekonomik ve hukuksal reformlarla toplumsal ahenk ve adaleti inşallah tam manasıyla inşa edeceklerini söyleyen Bahçeli, “Şehit ailelerimiz kaygılanmasın. Gazilerimiz korkuya kapılmasın. Onların başlarını kesinlikle öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu, Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş felsefesini zayıflatacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız, alamayız, almayacağız. Maksadımız milli birlik ve kardeşliğimizi, bunun yanı sıra iç cephemizi tahkimini ve taçlanmasını sağlamaktır. Yaşasın Türk milleti. Yaşasın ve payidar olsun Türkiye Cumhuriyeti."