ŞIRNEX - Şirnex’in Nuh döneminde yeni bir yaşamın kurulduğu yer olduğunu hatırlatan Tülay Hatimoğlu, Nasıl Hazreti Nuh gemisi ile yeni bir yaşam yarattıysa bizde aynısını yapmaya ant içtik. Her yerde direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Şirnex ve ilçelerinde süre gelen eko kırıma karşı "Eko kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz" şiarıyla yapılan ve binlerin katıldığı yürüyüş sonrası Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, gündeme dair konuştu.
Yapılan eylemin çok değerli olduğunun altını çizen Tülay Hatimoğulları “Şirnex’ta çok değerli bir eylem var. Doğamıza sahip çıkmak için bizler bugün Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanından nasıl Akbelen’den Artvinê, Kazdağlarına kadar sahip çıktıysak Besta’ya sahip çıkmaya geldik. Bugün Türkiye’nin dört bir yanı yangın yerine dönüştü. Her yer alev alevken iktidar bunları izledi. Söndürmek için uçak almak için kendi çocuklarına yatlar, uçaklar, katlar aldılar. Yanan her ağaç toplumun ciğeridir. Yanan her ağaç bu toplumun yüreğidir. Yüreğimiz yanarken söndüreme uçağı yerine çocuklarına uçaklar alıyorlar. İktidara Şirnex’tan sesleniyoruz; yüreklerimizin yanmasına göz yummayın. Yanan yerlerin başında Kürdistan geliyor. Maden şirketlerine yasalar çıkarıyorlar. İklim yasasına muhalefet ile karşı durduk, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettireceğiz. Bugün Kürdistan coğrafyasında köy boşaltmalar var. Doğa düşmanı bir yönetim ile yönetildik bugüne kadar. Bizler Ekmek ve Adalet kampanyası ile Kürdistan’da birçok bölgeye gittik. Her yer karakola dönüştürülmüş. Ağaçları koruculara kestirdiler. Kürdistan insansızlaştırılmak isteniyor. Bunları kabul etmiyoruz. Ağacımıza sahip çıkarken, tarihimize, duygularımıza, hayallerimize, anadilimize de sahip çıkıyoruz. Bu talana dur demek için bugün Besta’da nöbetteyiz. Direnişimiz kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
DOĞA ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Kürdistan doğasının yabancı şirketlere peşkeş çekildiğine dikkati çeken Tülay Hatimoğulları, “Amerikalı, Fransız şirketlere Türkiye coğrafyasını peşkeş çekmek bu iktidarın en mahir olduğu işlerin başında geliyor. Kürdistan’da olduğu gibi Türkiye’de de en çok kadınlar yaşam alanlarına sahip çıkıyor. Akbelen’de 90 yaşından bir anne ‘Bu ağaç benim yaşımdan daha büyük’ diyerek 4 elle sarıldı. O anneye bile şiddet uyguladılar. Biz anneler, kadınalar, gençler ile doğamıza sahip çıkacağız. HES, GES, barajlar ile sularımızın kurutulmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
‘HER ZAMAN ALANLARDA OLACAĞIZ'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından 27 Şubat’ta yapılan tarihi çağrıyı hatırlatan Tülay Hatimoğulları, “Abdulah Öcalan İmralı’da tarihi bir çağrı yaptı. Barış ve Demokratik Toplum Süreci savaşın son bulması içindir. İsrail ve İran savaşına tanık olduk. Büyük bir tehlikeyi kıl payı atlattık. 2’nci Dünya Savaşı’ndan milyonlarca insanın öldüğünü hatırlatarak söylüyoruz; nükleer silah demek daha çok Hiroşima, Nagazaki demek. O topraklarda yüz yıllardır bir çiçek bile yeşermiyor. Dünyanın yok oluşunu gösteren filmler izliyoruz. Eğer doğamıza sahip çıkmaksak öyle bir dünya ile karşı karşıya kalacağız. Sayın Öcalan’ın çağrısı bunun olmaması içindir. Demokratik toplumu kurarken anadilimize sahip çıktığımız gibi suyumuza, denizimize, toprağımıza da sahip çıkacağız. Ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü paradigmanın özü budur. Bu coğrafyada Nuh’un gemisi doğanın yok olmak ile yüz yüze kaldığı bir zamanda yaşamı yeniden başlatmıştır. 21’nci yüz yılda adeta bize Nuh’un tufanını yaşatıyorlar. Nasıl Hazreti Nuh gemisi ile yeni bir yaşam yarattıysa bizde aynısını yapmaya ant içtik. Besta, Gabar, Cûdî’de ağaçlar kesilmesin, Dicle, Nerdûş özgür aksın diye yürüyoruz. Yaşamı savunmak için her zaman alanlarda olacağız. Her yerde direnmeye devam edeceğiz. Ağacımıza, doğamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Açıklama Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır”, ve “Ekolojik toplum, özgür toplumun temelidir” sözleri ile son buldu. Kitle ardından araçlar ile Besta’ya doğru yola çıktı.