WAN - Hristiyanların Paskalya Bayramı'nda tanrıya açılan çıkış kapısı kabul ettikleri Kürtlerin ise "Deriyê Aşûr" dedikleri Wan'ın Serav ilçesindeki "Pagan Kapısı" en önemli "açıkhava kült merkezi" arasında yer alıyor.
Wan'ın Serav (Saray) ilçesi Pagan Mahallesi'nde bulunan ve Kürtlerin "Deryê Aşûr" dedikleri ettiği hiçbir yere açılmayan kaya oyması "Pagan Kapısı" kentin en önemli tarihi uğrakları arasında yer alıyor. Urartular döneminde kurulan kapı, bölgede çok sayıda rivayet ve anlamlandırma biçimini de beslemiş durumda. Bölgedeki Hristiyanlarda Paskalya Bayramı'nda Tanrı'ya açılan çıkış kapısı olduğuna inandığı kapı, Müslümanlarca da "hazine kapsı" olduğu ve Cuma günleri açıldığı inanılıyor. Başka bir inanç ise Kapının Hz Ali'ye ait ganimet ve atların burada bulunduğu ve her yıl bir gün açıldığına inanç olarak bölge halkının kültürel hafızasına yerleşmiş durumda.
EN ANITSAL KAPI
İki metre genişliğinde ve 5.1 metre yüksekliğindeki kapı, Urartu kaya kapılarının en anıtsalı olarak kabul edilir. Kaya yüzeyi düzleştirilerek üzerine çiviyazısıyla bir yazı eklenen kapıda şunlar yazıyor; "Sarduri oğlu İşpuini ve İşpuini oğlu Menua, efendi Haldi'ye bir Haldi su-si'si yaptırdı. Haldi'nin gücüyle Sarduri oğlu İşpuini, güçlü Kral, büyük kral, Bianili ülkelerinin kralı, Tuşpa kentinin efendisi. O yeni kurban adakları için tüzük düzenledi: Küçük bir koyunu Haldi'ye parçalarlar ve bir boğayı Haldi'ye keserler, bir inek Arubani'ye, bir koyun Haldi Kapısı'na ve bir koyun Haldi silahlarına."
AÇIKHAVA KÜLT MERKEZİ
Anıtsal bir özelliğe sahip olan kapı, dikdörtgen biçimli ayrıca iki basamaklı bir çerçeve ile çerçevelenmiştir. Kapının çevresindeki ve özellikle güneyindeki kayalıkların büyük bir özenle düzeltilmesiyle geniş bir platform oluşturulmuş. Ayrıca kaya kapısının çevresindeki platforma, toplam altı adet stel yuvası açılmıştır. Yan yana açılan stel yuvalarının üç tanesi kapının güneydoğusunda, diğer üç tanesi ise güneybatısında bulunuyor. Güneydoğudaki stellerin güney yöne baktıkları, güneybatıdaki stellerin ise batıdaki küçük kaleye baktıkları görülüyor. Bu özellikleriyle alan bir açkhava kült merkezi olmuş durumda.
YAZI VE KAZILARLA TAHRİP EDİLMİŞ
Milattan Önce (MÖ) 9'uncu Yüzyıl'ın yüzyılın son çeyreği içinde İşpuini ve oğlu Menua'nın ortak krallıkları dönemimde (MÖ. 820-810) yaptırıldığı düşünülen ve bugüne kadar gelen kapı günden güne tahrip ediliyor. Kapının çevresinde yapılan kazı ve duvarlara yazılan yazılar ise, tarihin tahribatı olarak fotoğraflara yansıyor.
MA / Adnan Bilen