HABER MERKEZİ - Türkiye'nin PKK kongresinden sonra bile saldırılarını sürdürdüğünü söyleyen CPT üyesi Kameran Osman, "Saldırıların devam etmesi barışı geciktiriyor, sürecin önünü tıkıyor" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta kamuoyuna açıklanan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" sonrası 12. Kongresi’ni 5-7 Mayıs tarihlerinde toplayan PKK, çalışmaları sonlandırma kararı aldı. Ancak PKK’nin mücadeleyi silahsız sürdürme kararına rağmen Türkiye’nin karadan ve havadan saldırıları devam ediyor.
Toplumsal Barışı İnşa Timleri (CPT), Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük saldırılarının Nisan ayında bir önceki aya (Mart) göre yüzde 78 arttığını belirtti. Nisan ayında 92'si Duhok kenti olmak üzere 210 bombardıman ve farklı saldırı türünün gerçekleştirildiğini raporlayan CPT’nin üyesi Kameran Osman, devam eden saldırılara ilişkin ajansımıza konuştu.
94 SALDIRI
PKK’nin kongresini gerçekleştirdiği tarihlerde de saldırılarını sürdüğüne dikkat çeken Osman, “PKK'nin 5,6-7 Mayıs'ta gerçekleştirdiği ve 3 gün süren 12'nci kongresinde Türk devleti, Duhok kentine bağlı Amediye bölgesindeki Garê Dağı'na savaş uçakları ve ağır silahlarla 61 kez saldırı düzenledi. Kongre kararının açıkladığı gün (12 Mayıs), Türk devleti Kürdistan'ın güney kesiminde 94 saldırı gerçekleştirdi. Kongre sonrasında ise Kürdistan Bölgesi'ne 200'e yakın saldırı gerçekleştirildi, Amediye ilçesi sınırında Gare ve Metina dağlarında saldırı ve bombardıman yaşandı. Yani saldırıların tamamı Duhok sınırında gerçekleşti" diye belirtti.
Sürecin “barış süreci” olarak adlandırılması için Türkiye'nin bölgeye dönük operasyon ve saldırılarını durdurması gerektiğine işaret eden Osman, “Artık sürecin temeli atılmıştır. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) bu zemini inşa etmek için kendini feshetti. Tüm parti faaliyetleri durduruldu. Türk devletinin de bu seviyeye pratik bir şekilde cevap vermesi gerekiyor. Kürdistan Bölgesi’ne dönük tüm saldırılarını durdurmalıdır. Bu saldırıların devam etmesi sürecin önünü tıkatıyor, barışı geciktiriyor. Türk devletinin 'terörü bitireceğim' tavrına son vermesi gerekiyor. Kürdistan Bölgesi'ndeki operasyonlarını durdurması, barış zeminini oluşturması gerekiyor. Çünkü bu sürecin adı ‘barış’, 'terörü bitirme’ süreci değildir” dedi. Sürecin amacına ulaşması için uluslararası arenanın arabulucu olması gerektiğinin altını çizen Osman, “Süreci takip etmek, her iki taraf arasında rolünü iyi bir şekilde yerine getirmesi gerekiyor. Pratik adımlar atamayan taraflardan hesap sorulmalıdır. Sürecin izlenmesi ve her iki tarafında sorumlu tutması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
'TÜM İHLALLER KAYIT ALTINA ALINDI'
Federe Kürdistan'a dönük saldırıları rapor haline getirerek uluslararası ülkelerle paylaştıklarının bilgisini paylaşan Osman, şöyle devam etti: "Kürdistan'ın güneyindeki CPT ekibi olarak Türk devletinin operasyonlarını, saldırı ve bombardımanlarını, çiftçi, sivil ve köylülere dönük hak ihlallerini yakından izliyoruz. Saldırı ve halklara yönelik ihlallere ilişkin bilgi ve raporları uluslararası ülkelerle paylaşıyoruz. Türk devleti pratik adımlar atmalı. Barış süreci için yapılması gerekenler yapılmalıdır. CPT olarak tüm hak ihlallerini kayıt altına aldık ve yayınladık.
'SALDIRILARA SON VERİLSİN'
Türkiye barıştan yana ise saldırılarını durdurmalıdır. Kürtlerin hakları bir an önce Anayasal güvenceye alınmalıdır. Türk devletine çağrımız; PKK'yi 42 yıldır saldırılarla bitiremediniz. PKK de kuzeydeki Kürt sorununu tam olarak çözemedi. Her iki tarafı da Kürt sorununu tartışmak ve çözmek için masaya oturmaya çağırıyoruz. Kürt sorununu çözmek, Kürtlere tüm haklarını vermek, savaş ve çatışmalara son vermek için bu artık her iki taraf için de büyük bir fırsattır. Türkiye çağrımızdır; barışa ihtiyacınız var. Eğer ki ülkenizde huzur ve barış istiyorsanız bu saldırılara son verip barışmayı seçeceksiniz. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması, Kürdistan'ın güneyindeki tüm üslerin geri çekilmesi, yasaların değiştirilmesi gerekiyor."
MA / Zeynep Durgut