İSTANBUL - DGD-KON Başkanı Abdulhakim Daş, Kürt sorununun eşitlik temelinde çözülmesi ve tüm kesimlerin çözüme katkı sunması gerektiğini vurguladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ve PKK'nin 12'nci Kongresi'nde PKK adıyla yürüttüğü çalışmaları sonlandırma kararına işaret eden Doğu-Güneydoğu Dernekler Konfederasyonu (DGD-KON) sorunun kısa sürece çözülmesinin beklenemeyeceğini dile getirdi. Sorunun ağırlığı nedeniyle birkaç ayda çözülmesinin düşünülemeyeceğini belirten Daş, "Yüzyıllardan gelen Kürt meselesini 1980'lerden sonra bu sorunun doğurduğu ve bunun için silahlı şiddete başvuran bir 50 yıllık bir hareket kendini feshetti" dedi.
'ATILMASI GEREKEN ADIMLAR'
Cezaevlerindeki hasta, yaşlı ve engelli yurttaşların insani bir ilk adımla tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen Daş, "Meclis'te komisyon kurulacağı söyleniyor, en kısa zamanda bunun kurulup Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki anayasal engellerin ortadan kaldırılması gerekir. Bir halkın yüzyıllardır yasaklanan dilin kimlik olarak tanınması ve varlığının anayasal güvence altına alınmalıdır. Ana dilde eğitimin ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar verilmesi sağlanmalıdır. Avrupa Birliği'nin yerel yönetimler özerklik şartı sağlanmalıdır" diye konuştu.
'SÜRECE KARŞI AYAK DİRETMELER VAR'
Sorunun sebeplerinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Daş, "Türkiye'nin Kürt sorununu çözeceği konusunda bir algı henüz oluşmamış. Ayak diretmeler hala var. 7-8 aylık süre içerisinde hiçbir adımın atılmamış olması 'Oyalama taktiği mi?' sorusunu akıllara getiriyor. 40 yıllık çatışmalı süreçte Türkiye çok zarar gördü. Eğer sorun devam ederse uluslararası güçler de müdahil olup, sorunun çözümsüzlüğü konusunda çaba sarf edecekler. O açıdan Türkiye'de siyasi parti ve sivil toplum örgütleriyle birlikte var olan algının kırılıp, demokratikleşme için hızlı adımların atılıp gerekli kamuoyunun oluşturulması lazım. Sorunlar çözüldükçe, çözülmenin öndeki engeller de ortadan kalkar. Kürtlerden daha fazla Kürtlerin dışında kalanların ikna edilmesi ve şu ana kadar var olan algıların kırılması gerekiyor. Kürt meselesinin eşit yurttaşlık temelinde çözülmesi konusunda çaba sarf edilsin" ifadelerini kullandı.
'HERKESİN MÜCADELE ETMESİ GEREKİYOR'
Sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini kaydeden Daş, "Şu anda iktidar çıkıp, hiçbir söz vermediğini ve hiçbir şey de yapmadığını söylüyor. Atılan adımların kayıtsız şartsız yapılığını belirtiyorlar. Fakat PKK'nin kongre kararında Lozan Antlaşması'na atıf yapıldığı için belirli kesimler tarafından kıyametler koparıldı. Bu sorunun ana kaynaklarından bir tanesi Lozan Antlaşması'nda Kürtlere dayatılan kimliksizliktir. 1921 Anayasası'nda tanıyıp, Lozan'dan sonra 1924 Anayasası'yla çıkarılmasıdır. Sorunun ana kaynağı budur, Şark Islahat Fermanı'dır. Bunları sorunun çözümünün önündeki engeller olduğunu topluma anlatmamız gerekiyor. Sorunun çözümü konusunda uluslararası güçler müdahil oluyorsa Türkiye'deki sivil toplum örgütlerinin de çözüm konusunda çaba sarf etmeleri gerekiyor. Biz DGD Konfederasyonu'nun varoluş nedenlerinden bir tanesi de Kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülmesi için çaba sarf etmektir. Bunun için sivil bir baskı oluşturmaktır. Sivil kurumlarla, partilerle görüş alışverişinde bulunarak sürece dair çalışmaları sürdüreceğiz. Kürtlerin ve yahut da Kürdistan coğrafyasında yaşayan herkesin de birlik konusunda asgari düzeyde bu mücadeleyi vermeleri gerekiyor" şeklinde konuştu.