PKK'nin uzun süredir beklenen 12. Kongresi gerçekleşti ve Kongre Divanı kamuoyuna açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, kongre kararlarının ve alınan yeni yönelimin ayrıntılarının önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi. Bu gelişme, hem Türkiye'de hem de uluslararası düzeyde siyasi çevrelerde büyük bir yankı uyandırdı.

 

ABDULLAH ÖCALAN’IN TARİHİ ÇAĞRISI 

 

Kongre kararı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı’dan yaptığı tarihi “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından gündeme geldi. Abdullah Öcalan, bu çağrısında hem PKK’ye hem de devlete seslenerek, Kürt sorununun siyasi ve hukuki yöntemlerle çözülmesi gerektiğini vurguladı ve silahlı mücadele döneminin sonlandırılmasını gündeme taşıdı. PKK ise bu çağrıya hızlı bir şekilde olumlu yanıt vererek, gereklerini yerine getireceğini açıkladı. 

 

DEVLET VE İKTİDARIN BELİRSİZ TUTUMU

 

Bu gelişmelere karşın devlet ve iktidar, başlangıçta net bir pozisyon almakta tereddüt etti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri, PKK kongresinin yapılmasını sürecin ilerlemesi için bir ön koşul olarak dile getirmiş, ancak Abdullah Öcalan’ın çağrısına doğrudan olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermemişti. 10 Nisan’a kadar devam eden bu belirsizlik, Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmralı Heyeti arasında gerçekleştirilen kritik görüşmeyle yeni bir aşamaya taşındı. Bu görüşmenin ardından iktidar çevrelerinde kongrenin yapılacağı tarihe yönelik bir beklenti oluşmaya başladı.

 

KONGRE GERÇEKLEŞTİ: İKTİDAR İÇİN SINAMA SÜRECİ 

 

PKK 12. Kongresi’nin tamamlandığını ve bu kongrenin Abdullah Öcalan’ın çizdiği çerçevede gerçekleştirildiğini resmen duyurdu. Bu açıklamayla birlikte süreçte yeni bir evreye geçildiği değerlendiriliyor. Şimdi gözler yeniden siyasi iktidara çevrilmiş durumda. Zira hem İmralı’da verilen sözler hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yapılan çeşitli açıklamalar, iktidarı belirli bir sorumluluk altına sokuyor. Özellikle AKP’nin Kürt sorununu “hukuki ve demokratik zeminde çözme” taahhüdü, bu süreçte sınanacak başlıca unsur olarak öne çıkıyor.

 

SİYASİ VE HUKUKİ ADIMLAR BEKLENİYOR

 

PKK'nin kongre açıklaması, sadece Kürt özgürlük hareketinin iç dinamiklerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç siyasetini de doğrudan etkileyebilecek nitelikte. Demokratikleşme, anayasal reformlar, ifade özgürlüğü ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi başlıklarda atılacak adımların, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından kritik öneme sahip olduğu değerlendiriliyor. Ancak tüm bunların gerçekleşebilmesi için siyasi iktidarın artık daha somut, net ve kapsamlı politikalar geliştirmesi gerekiyor. Toplumun geniş kesimleri, özellikle de çözüm sürecine daha önce umut bağlamış kesimler, AKP’nin bu yeni döneme nasıl yanıt vereceğini merakla bekliyor.

 

MA / Özgür Paksoy