Wan’da şüpheli bir şekilde kaybolduktan 18 gün sonra Mollakasım sahilinde cenazesi bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş için üniversite kampüsünde yürüyüş gerçekleştirildi. Wan Barosu öncülüğünde gerçekleştirilen yürüyüşe kentteki sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu önünde başlatılan yürüyüşe Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş de katıldı. “Rojin için mücadele kadınlar için mücadele” pankartının açıldığı yürüyüşte, “Rojin’e ses ol”, “Gülistan’dan Rojin’e kaybettirilen kadınların hesabını soracağız”, “Güvenlik önlemleri öğrenciye karşı değil, öğrenci için alınsın”, “Rojin ölmedi, öldürüldü” ve “Rojin için adalet” dövizleri taşındı.

 

REKTÖR İSTİFA!

 

Rojin Kabaiş’in kaybolduğu yere kadar devam eden yürüyüşte sık sık, “Yönetim istifa”, “Rektör istifa”, “Jin, jiyan, azadî”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Susma susturma Rojin için adalet” ve “Güvenlik uyuma öğrencilere sahip çık” sloganları atıldı. 

Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Medine Turantaylak, Rojin Kabaiş’in kaldığı yurdun ve bağlı olduğu bakanlığın yine üniversite yetkilileri ile üniversite güvenlik görevlilerinin, meydana gelen ölüm olayında ve bu olayın aydınlatılamamasında ciddi anlamda ihmallerinin bulunduğunu ifade etti. Medine Turantaylak, yaratılan ihmaller zincirinden kaynaklı üniversite ve yurt görevlilerinin soruşturma dosyasına şüpheli sıfatıyla eklenmelerine ilişkin talepte bulunduklarını belirterek, “Soruşturma kapsamında kısıtlılık kararı olmasına rağmen karar ihlal edilerek ve Rojin’in intihar ettiği algısını yaymaya yönelik olarak paylaşımlar yapan bir haber kanalı olmuş ve bu haber birçok haber kanalı tarafından referans verilerek paylaşılmıştır. Bu durum üzerine ilgili haber kanalı ile ilgili suç duyurusunda bulunulmuştur. Açılan soruşturma dosyası devam etmektedir. Belirtiyoruz; Yaşamlarımız da haklarımız da yaşamlarımızı sonlandıran olaylar da magazin konusu değildir” dedi. 

 

‘İSYANIMIZ BU KARANLIĞIN AYDINLATILMASI İÇİN’

 

ATK raporunda Rojin Kabaiş’in DNA'sının yanında başka bir erkek DNA’sının bulunduğunu söyleyen Medine Turantaylak, ancak bu DNA'ların şüpheli bulgu muhteva etmediği ve kime ait olduğunun tespit edilemediğini belirtti. Bu konuda bu bulguların tekrar araştırılması yönünde talep ve itirazda bulunduklarını aktaran Medine Turantaylak, “Kadınlar, çocuklar, dezavantajlı gruplar için gitgide güvensiz bir hale gelen sokakları, üniversiteleri, kentleri beraber güvenli hale getirmek için mücadeleye devam ediyoruz. Buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz; kadın hakları konusunda mücadele eden tüm sivil toplum kuruluşları, barolar, komisyonlar ve hukukçular, kadın hakları savunucuları ve tüm vicdanlı insanlarla birlikte, kadın cinayetlerini önlemek, failleri adalet önüne çıkararak en ağır şekilde cezalandırılmalarını sağlamak için kararlılıkla ve ökemizi örgütleyerek hesap sormaya mücadele etmeye devam edeceğiz.  Her mücadelemiz her isyanımız bu karanlığın aydınlatılması için bir adımdır. Adım atmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti. 

 

BARO BAŞKANI ÖZARAZ: KISITLILIK KALDIRILSIN

 

Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz, ilk günden bu yana sürecin takipçisi olduklarını kaydederek, “Buraya Rojin‘in sesi olmaya geldik. Rojin burada şüpheli bir şekilde katledildi. Dosyada halen kısıtlılık kararı devam ediyor. Kısıtlılık kararı hem ailenin dosyadaki delil durumunu öğrenme önünde bir engel hem ailenin avukatlarının etkili bir soruşturma yürütülmesini sağlamaya engel. Adil ve şeffaf bir soruşturma için kısıtlılık kararının bir an önce kaldırılmalıdır” diye konuştu.

 

BABA KABAİŞ: NİYE ROJİN’E SAHİP ÇIKMADINIZ?

 

Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, “Yurt kızıma sahip çıkmadı. Rojin’e borçlusunuz. Aileyi hiçe saydınız, bizler size hakkımızı helal etmiyoruz. O gece yurtta bulunan iki güvenlikçi vardı, Rojin kaybolurken siz neredeydiniz? Buradan yurda sesleniyorum; bari buradaki gençleri koruyun. Rojin için adalet, bütün kadınlar için adalet. Rojin’in katilini bir an önce bulun. En azından bizler de biraz rahat uyuyalım” dedi.

 

Açıklama, “Yönetim istifa” sloganlarıyla son buldu.