Doğu Ergil: Türkiye Suriye’de oluşacak özerk yönetimi kabul etmek zorunda

ANKARA - Prof. Dr. Doğu Ergil, Suriye’de Kürtlerin yaşadığı bölgede özerk bir yönetimin kurulacağını ve Türkiye'nin bunu kabul etmek zorunda kalacağına işaret ederek, "O zaman Kürt sorununda da bir takım ilerlemeler olur” dedi. 

Ortadoğu coğrafyasında savaş ve çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor. İsrail'in Gazze ve Lübnan'a dönük saldırıları büyük bir yıkım ve can kaybına neden olurken, Suriye'de de 2011'de patlak veren iç savaş yeni bir döneme evrildi. Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) 26 Kasım'da başlattığı saldırılar sonrası Baas rejimi düştü, aynı dönemde Türkiye ve güdümündeki SMO adlı paramiliter grup da Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini hedef almaya başladı. 
 
Kürt sorununa dair araştırmalar yapan siyaset sosyoloğu ve yazar Prof. Dr. Doğu Ergil, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Doğu Ergil'e göre mevcut gelişmeler Ortadoğu'da büyük bir değişimin habercisi. 
 
Ortadoğu coğrafyasında yaşanan gelişmeler, dünyadaki küresel güçler ve attıkları adımlardan bağımsız ele alınamıyor. Rusya-Ukrayna savaşı, ABD ve Çin eksenli gerilim gibi gelişmelere bir bütünen baktığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? 
 
Birkaç tane çok belirgin olgu var ki, bunlar giderek gelişmekte olan dünyada ön plana çıkıyor. Büyüyen nüfuslar ve gelişen ekonomilerle paralel olarak artan büyük bir enerji açlığıdır. Yani ne kadar güçlü ve ne kadar sanayisi ilerlemişse, o toplumların enerji kaynaklarına ve tabii ki sürdürülebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyacı giderek artıyor. Bu yüzden dünyada büyük bir rekabet yaşanıyor bu konuda. İşte bu enerji kaynakları üzerinde egemenlik kurmak ve bunlardan mümkün olduğu kadar yararlanmak büyük bir devlet rekabetine yol açıyor.
 
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi projesi, ABD'nin Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesi ve sonrasında Türkiye ile Irak arasında imzalanan Kalkınma Yolu projesi... Tüm bunlar da bu rekabetle bağlantılı mı? 
 
 
Ulus devletlerin özgürlük ihtiyacını karşılama, kültürel kimlikleri tatmin etme sorunları var. Çoklu kimliklerin gönüllü birliği anlayışı giderek ağırlık kazanıyor. 
 
Onlar da hem kendilerinde var olan kaynaklardan azami istifadeyi sağlamak hem de tedarik olgusunu gerçekleştirebilmek için kendilerine en karlı olacak biçimde çabalıyorlar. Şimdi Türkiye de bu rekabet alanı içinde. Kimi hatların kendi toprakları üzerinde geçmesini istiyor. Dünyada yaşanan büyük felaketin nedeni bu. 
 
Ana aktörler devletlerdi şimdiye kadar. Fakat ulus devletler giderek zayıfladı. Çünkü bu küreselleşme öyle bir düzeye vardı ki; güvenliği sağlamak, halkını tatmin etme ve giderek artan özgürlük ihtiyacını karşılama, bir de tabii kültürel kimlikleri tatmin etme, onlara özgürlük alanı açma sorunları var ulus devletlerin. O yüzden artık böyle tek, tekil bir kitleye dayanan bir ulustan çok, çoklu kimliklerin gönüllü birliğine, hukuki ve siyasi birliğine dayanan bir çoğulcu ulus anlayışı giderek gerçekleşiyor.
 
Daha çoğulcu, farklı kimlik ve inançları yok saymayan bir mekanizmaya mı ihtiyaç var? 
 
Evet. Bizim bölgemizde, hatta bizim ülkemizde de buna ihtiyaç var. Onun ötesinde bir de inanılmaz bir teknolojik hızlılık var. Fakat sosyal ve kültürel hayat buna ayak uyduramıyor. Büyük gerilimler doğuyor. Mesela bakın şimdi bir otomobil sanayi var. Bu otomobil sanayinde her gün yeni icatlar çıkıyor. Japonya, hidrojenle yani suyla çalışan motor icat etti. Şimdi her şey değişecek. Bu içten patlamalı motorlar yerine elektrikli motor gelirken, elektrikli motorun yerini şimdi suyla çalışan hidrojen motoru aldı. Bu bütün sanayi altyapısını çalışma sistemini falan değiştirdi. Yani dünyada artık teknoloji gelişmeler, çalışma düzeni, üretim biçimi ile sosyal yaşam, kültürel alışkanlıkların uyumu da büyük bir gerilim içine girdi. O yüzden çok hızlı değişen bir dünya var. Buna insanlığın, devletlerin yani var olan yapısıyla ayak uydurması bir hayli zor.
 
Ortadoğu'da da sancılı bir değişim süreci söz konusu. Buradaki değişim, dönüşüm ve krizlerin temelinde ne yatıyor? 
 
 
Farklı etnik gruplara özgürlük alanı sağlayacak, ekonomik olarak tatmin edecek sistemi kuramayan ülkeler istikrarsızlığa düştü. Halklar, yeni koşullarda kendilerine daha uygun bir siyasal sistem istiyor. 
 
Bir kere Ortadoğu'daki devletlerin önemli bir kısmının tarihi çok yeni. Osmanlı İmparatorluğu çözüldükten sonra neredeyse ortaya 40 tane devlet çıktı. Bu devletlerin hepsi böyle homojen bir halk bulmadılar. Hepsinin içinde farklı etnik gruplar, farklı dinsel gruplar, farklı mezhebi kümeler vardı. Bütün bunları içerecek, bütün bunlara özgürlük alanı sağlayacak, ekonomik olarak tatmin edecek ve siyasal sisteme eşit olarak katacak sistem öyle kolay bir şey değil. Bunu başaramayan ülkeler istikrarsızlığa düştüler. Ortadoğu böyle. Ortadoğu, Osmanlı'dan sonra işte sınırları siyasal olarak çizilmiş bir ulus karakteri arzu etmeyen halklardan oluşuyor. Şimdi bu halklar, yeni koşullarda kendilerine daha uygun bir siyasal sistem istiyorlar. İkincisi, kendilerini ezmiş olanlara başkaldırarak, onlarla daha iyi koşullarda ya da onlarsız bir siyasal düzen kurmak istiyorlar.
 
Siyasal düzenin kurulması yeterli olur mu sizce?
 
Siyasal düzen kurmak da yetmez. Ekonomik olarak sürdürülebilirliğini sağlaması lazım. Siyasal birimler diyorum, bunlara devlet bile demiyorum. Devlet altı özerk bölgeler oluşabilir. Bunlar tek başına varlıklarını sürdüremeyebilir. Zor olur. Bu artık federasyon mu olur? Konfederasyon mu olur? Bunları bilmiyoruz. Ama bunlar yavaş yavaş şekillenecek. Şimdi şekillenene kadar akışkan bir tablo var. Bu billurlaşınca diyeceğiz ki işte bak şu şu şu oldu. Ama şu anda yapılar çözüldü. Fakat yeni yapılar oluşmadı daha.
 
Ortadoğu’nun bu karmaşık denklemi içerisinde Kürtleri nasıl bir konumda görüyorsunuz? 
 
Türkiye kurulurken Türklük üzerinden kuruldu. O yüzden Kürt belki fiili olarak vardı, kültür olarak vardı, ama siyasal olarak yoktu. Şimdi Kürtler 'Bulunduğumuz yerlerde çoğunluk oluşturuyorsak yönetimde daha etkili olmak, özerklik şartına uygun bir düzenleme istiyoruz’ dediler. Talebi karşılanmadı. Bu tehlikeli göründü. Bu işte Türklüğün sulandırılacağı, Türk unsurun parçalanacağı, Türk vatanının bölüneceği gibi endişeler yarattı.
 
 Bu kaygının gerçekliği nedir? 
 
Önemli değil. Kaygı bir gerçekliktir. Kaygı gerçeklere dayanmasa bile kaygının kendisi bir gerçekliktir. Hani diyoruz ya olgudan çok algının önemi var. Bir olgu var ama sen onu nasıl algılıyorsun? O gerçeklik hali de geliyor. Belki sahte bir gerçeklik ama gerçeklik. Sen onları öyle yaşıyorsun çünkü. Twitter ortamında “Biliyor musunuz, İsviçre'nin bir devlet başkanı yok! Yedi kişilik bir yönetim konseyi vardır" diye bir paylaşım yaptım. Birisi çıkıp diyor ki, “Ne yani Türkiye'yi yedi bölüme, eyalete mi ayırmak istiyorsunuz? Bunu mu söylemeye çalışıyorsun?" Sürekli bir endişe ve korku var. Bu sizin söylediğiniz gerçekliği olmasa bile bunu bir gerçek olarak algılıyor.
 
Suriye'deki gelişmelerle devam edecek olursak; son yaşananlarla birlikte nasıl bir tablo ortaya çıktı? 
 
Suriye fevkalade belirsiz bir ortam. Suriye'de yaşayan halkların belirlediği bir ortam değil. Dışarı müdahil olmuş durumda. Bu unsurların kimisi legal devletler, kimisi devlet altı illegal olarak tescil edilmiş oluşumlar. Mesela şuanda Şam'a girmiş, iktidarını ilan etmiş, bir terörist örgütler listesinde yer alan bir koalisyon var.
 
Baas rejimi düştü, HTŞ şu an yönetimde... Türkiye ve bağlı SMO da bu gelişmelere paralel olarak Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırıyor. İktidar, aynı zamanda orada bir statüye izin verilmeyeceğini söylüyor. Bu sorunu daha da derinleştiren bir bakış açısı değil mi? 
 
 
 Türkiye'de Kürt kuşkusu nefrete dönüşmüş. Türkiye'deki bu Kürt kuşkusu ve nefret, hastalıklı bir hale geldi. Kürt sorununu çözmek için hep şiddet yöntemi seçildi. 
 
Bu yaşananlar, var olan çelişkinin yansımasıdır. Eğer Türkiye'de Kürt olmasaydı ben çok eminim ki Türkiye, Suriye'deki Kürtlerin orada kendi özerk bölgelerini kurmalarını, hatta Irak Kürtleri ile birleşmelerini isterdi. Onlarla birleşerek bir Kürt devletinin kurulmasını desteklerdi. Ama kendi içindeki Kürtler ülkeyi bölecek diye kuşku duyuyor. Şimdi duymaması da o kadar kolay değil. Bakın Türkiye yönetimleri Kürt taleplerini hep ihanet olarak nitelemiş. Geçmişten beri böyle bir durum var. Bunlar ile siyasi, hukuki yollarla çözüm aramak yerine bastırarak çözmeye çalışmış. Bu bir yöntemdir. Seçimini bu doğrultuda yapmıştır. Bundan dolayı Kürt kuşkusu nefrete dönüşmüştür. Kürt kuşkusu ve korkusu bulaşmış onlara. Bir tür hastalık gibi. Türkiye'deki bu Kürt kuşkusu ve nefret, hastalıklı bir hale geldi. Çünkü Kürt sorununu çözmek için şiddet hep yönetim olarak seçildi. Ve şiddetin sonucunda tabii ölmek ve öldürmek var.
 
Bu kaygıyı yaşayanlar, bahsettiğiniz "nefret ve hastalıklı" halden nasıl kurtulabilir? 
 
Şimdi bakın yeni bir hamle başlatıldı. Tabii başlatan da ilginç, başlatma nedeni de. "Türkiye'deki bu istikrarsızlık sona ersin, Kürtlerden kaynaklanan bu kuşku ve nefret ülkeyi hakikaten hastalandırıyor, bunu tedavi edelim”den çok Türkiye'nin en milliyetçi ve Kürt'ün adını ağzına almaktan sakınan biri (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli), “Bu örgütün lideri gelsin, Mecliste konuşsun” diyor. Ama tabii bir şartı var onun. 'Silahı bırakacak, örgütünü dağıtacak' şartı. KDP’ye başta karşı çıktılar, ‘Geliriz, dağıtırız’ dediler, ama şimdi en iyi müttefikleri. Ondan sonra Rojava denilen Suriye geliyor. Şimdi Türkiye’de DEM Parti, Kandil var. Türkiye Kürtlerinin silahlı örgütünün bulunduğu oluşum ise PKK. Ondan sonra Rojava var. Orada PYD ve onun silahlı örgütü var. Bunların üzerinde en etkili şahıs olarak Abdullah Öcalan’ı gördüler. Abdullah Öcalan da Türkiye'ye hep bir anlaşma olacaksa 'bunu ben sağlarım' demiş. Bunu yapacak siyasal gücünün olduğunu söylemiş. Esad'ın kaçmasına yol açacak bu sürecin başında anlaşılan derslere iyi çalışıldı.
 
İktidar bu süreçten haberdar mıydı?  
 
Diğerlerin de haberi var. Zaten Amerika'nın haberi var. Rusya'nın haberi var. İsrail’in haberi var. İsrail, Amerika ve Ankara hattında oldu bu olaylar. Birleşik düşünülmüş bir şey. Öyle olduğunu anlıyoruz. Sonuçlarına bakarak anlıyoruz. Daha öncesini bilmiyoruz.
 
Bahçeli'nin son dönemlerdeki çıkışlarını nasıl değerlendirdiniz?  
 
Türkiye, örgütün (PKK) ortadan kaldırılmamasından bıktı. Ankara'da yakın zamanda bir saldırı oldu. Hala eylem yapabilecek ama başta taktik nedenler ile yapmayan bir örgüt var. Onlara göre bunun artık ortadan kaldırılması, eritilmesi lazım. Ama Ortadoğu'daki yeni gelişmelerden sonra dağılan Suriye'de, muhakkak bir Kürt varlığı olacağı, bu Kürt varlığının da Amerika ve İsrail'in himayesinde varlığını sürdüreceğine inanılıyor. Ayrıca PKK ile de ilintisi olduğu, PKK’nin ortadan kalkmayacağını düşünüyor, oluşacak Kürt oluşumunda sözünün geçeceğini düşünüyor. Bu endişelerden ötürü Türkiye, PKK'yi en azından etkisizleştirmeye karar verdi.
 
 
Bu bir çözüm girişimi değil. Türkiye'de tekrar hukuk devletine dönülmesi, demokrasi, çoğulculuk falan filan gibi bir kaygılar taşınmıyor. Yani öyle bir arayıştan çıkmadı bu şey.
 
Bu bir güvenlik endişesi sorunudur. Yani bu bir siyasi, hukuki sonuçlar doğuracak bir girişim değil. Yani bu bir çözüm girişimi değil. Öyle anlaşılıyor. Başta öyle sanıldı. Eski gibi bir çözüm, açılım falan filandan çok PKK'nin varlığını ve etkisini Türkiye içinde ama özellikle Rojava’da ortadan kaldırmak olduğu anlaşıldı. Güvenlik kaygısıyla oluşan ve Türkiye koşullarından doğan değil, Ortadoğu'nun özellikle de Suriye'deki gelişmelerin sonucunda ortaya çıktığı anlaşılıyor. Yoksa Türkiye'de tekrar hukuk devletine dönülmesi, demokrasi, çoğulculuk falan filan gibi bir kaygılar taşınmıyor. Yani öyle bir arayıştan çıkmadı bu şey.
 
Bu girişim, Kürtlerin taleplerinin önüne geçebilir mi? 
 
Bunu kişisel değerlendirme olmaktan çok aktörler üzerinden yapmak lazım. Şimdi mesele Öcalan değil mi; buradaki kilit aktör olarak görüldü. Yani onunla anlaşılırsa ‘PKK de son bulur, PYD de son bulur. Kürt tehdidi Suriye'de de ortadan kalkar, Türkiye'de de kalkar’ şeklinde düşünüyorlar. Şimdi bunca yıl hapiste yattıktan sonra “Tamam kardeşim. Beni ev hapsine ve sınırın öteki tarafına gönderin. Ben her şeyi çözeceğim” dese bizim hükümetimiz inanır mı bilmiyorum. Devletleşmeye doğru giden bir ulusal hareket var. Şimdi bütün bunlar bir kişinin kararıyla birden buharlaşacak mı? Bu mümkün mü? Bunun cevabını ben vermeyeceğim diyeyim. İzleyenler versin. Benim şahsi cevabımın hiç önemi yok. Sahada olaylarda ne gelişecek göreceğiz. Anladığım kadarıyla Suriye bölünecek. İsrail önemli bir kısmına el koyacak. Bir Kürt bölgesi olacak. 
 
Yeni Suriye'de Kürtlerin yaşadığı bölgede özerk bir yönetim olacak diyorsunuz?  
 
Şu anda var. Türkiye bunu önlemeye çalışıyor ama şu anda var. Burada da bir tür anlaşmaya varılacak. Orada bir Kürt özerk yönetimi ve Kürt bölgesi olacaksa, yani yeni Suriye'de bir Kürt bölgesi olacaksa Türkiye de bir şekilde anlaşacaktır. 
 
Türkiye'nin anlaşacağını düşünüyor musunuz? 
 
Anlaşır tabii. Türkiye daha önce Irak'ta anlaştı. Irak'taki Kürdistan Özerk Yönetimi Türkiye için hiçbir tehdit değil ve çok da iyi bir ortam. Burada da öyle bir şey gerçekleşeceği anlaşılırsa kabul eder. Kabul etmek zorunda. Zorla olması da gerekmiyor bu arada. Mantıken böyle olur. O zaman Türkiye'deki Kürt sorununda da bir takım ilerlemeler olur, kültürel haklar konusunda ciddi bir rahatlama olabilir. 
 
CHP, Kuzey ve Doğu Suriye'nin tanınması ve Kürt sorununun çözümünde nerede duruyor?
 
Bakıyorum, bakıyorum da pek göremiyorum. Nerede durduğunu göremiyorum. Basının büyük ölçüde kontrol edildiği bir ortamda belki de ben göremiyorum. 
 
 CHP "Biz bu işi Meclis’te kendi aramızda çözelim" diyor. 
 
Keşke çözebilseydi. Şimdiye kadar çözerdi.
 
Sizce Kürt sorunu nasıl çözülür?
 
Bunun için 2-3 kitap yazdım. Alan araştırmaları yaptım. Benim bulgularım; Kürtler, Türklerden fazla bir şey istemiyorlar. Fakat işte o kimlik sorunu var ya… Kürt olarak dışlanmak... Bunun da en önemli simgesi dildir. Dil konusundaki bu baskıcılığı, bu ayrımcılığı anlamakta zorlanıyorlar. Bunlar eğer olmasaydı gerçekten şu anda öyle büyük bir Kürt sorunu yaşanmazdık. Türkiye bütün bölgedeki Kürtlerin yarısının vatandaşı olduğu bir devlet. Onunla Türkiye yaratacağı nüfuz alanları; Ortadoğu'da büyüyeceğine Kürtleriyle kavga ederek küçülüyor. En azından o nüfus alanlarını Kürtler üzerinden sağlayabilseydi çok daha gerçekçi, çok daha etkili bir devlet olurdu.
 
MA / Mehmet Aslan 
 

Diğer başlıklar

17:18 CHP, kayyıma itiraz etti
16:35 Tutsak Karak oğlunun taziyesinde kelepçeyle bekletildi
16:11 ‘Devlete, AKP’ye değil, Sayın Öcalan’a bakacağız’
15:45 Bakanlığa Hatice Onaran’ı serbest bırakın mektubu
15:04 Tahliyeleri ertelenen 30 yıllık 6 tutsak hakkında tahliye kararı
14:52 Dumlu 1 No’lu Cezaevi’nde tutsaklar açlık grevine girecek
14:32 Emekçilerden memur zammına tepki
14:22 YJA Star’lı Fatma Kaya’nın taziyesine kitlesel ziyaret
14:13 Toplu tahliye ertelemesi Meclis gündeminde
13:56 Bakırhan’dan tehditlere yanıt
12:57 İnsan Hakları Örgütü gazeteciye saldırıyı kınadı
12:36 ‘CHP il yönetiminin görevden alınması hukuksuzluktur’
12:29 KESK bakanlık önünde seslendi: KHK’lileri işlerine iade edin
12:10 CHP 81 il başkanını İstanbul'a çağırdı
11:55 Dengbêj Silêmanê Şirnexî yaşamını yitirdi
10:55 Dêrgul'de gözaltına alınan genç serbest bırakıldı
10:49 Besta’da yangın söndürüldü
10:44 TÜİK’in enflasyonu hesabı yine düşük çıktı
10:00 ENAG: Ağustos’ta enflasyon yüzde 3,23 arttı
09:57 CHP’li Avcılar ve Beşiktaş belediyelerine operasyon
09:42 BM, İran’ı derhal idamları durdurmaya çağırdı
09:27 Metris Cezaevi'nde darp ve ölüm tehdidi
09:03 Sincar'ın katledilmesinin 32'nci yılı: Büyük bir sorumluluk bıraktı
09:02 Amed Baro Başkanı: Yerel yönetimler güçlendirilmeli, eşit yurttaşlık olmalı
09:00 03 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:45 10 ilde sağanak yağış beklentisi
08:41 Kayyım tepkileri dinlemedi, ağaç kıyımı yeniden başladı
02/09/2025
23:30 Êlih'in en işlek caddesinde ağaç kıyımı
23:07 Silêmanî Valisi, Hêmin Mamend’e yönelik saldırıyı kınadı
22:31 Dêrgul'de bir genç gözaltına alındı
22:01 Ölümü aydınlatılmayan Sezay Koçak anıldı
21:28 BM: Gazze'de zorla yerinden edilenlerin sayısı 76 bini geçti
21:23 Abdullah Öcalan: Suriye ve Rojava kırmızı çizgimizdir
21:18 DFG: Hêmin Mamend'e yönelik saldırı açığa çıkarılsın
20:52 Gazeteci Hêmin Mamend silahlı saldırıda yaralandı
20:08 Tunç'tan 'Özgür Çelik' açıklaması: İhtiyati tedbir niteliğinde
19:52 Bahçeli'den Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırı tehdidi
19:14 İşten çıkarılan işçilerin eylemi devam ediyor
18:21 Polisin 1 Eylül yürüyüşüne saldırısı protesto edildi
18:15 DEM Parti'den CHP il yönetiminin görevden alınmasına tepki
17:52 CHP MYK olağanüstü toplandı
17:39 İran rejimi 39 tutukluyu idam etti
17:31 ABD’li yetkiliden Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’ye ziyaret
17:25 Licik davası Kasım'a ertelendi
16:55 ÖHD ve TUAD duruşmasına yarın devam edilecek
16:50 Bedlîs İl Genel Meclis'i AKP'den DEM Parti’ye geçti
16:08 Görevden alınan Çelik'ten açıklama
15:39 CHP İstanbul İl Kongresi iptal edildi
15:21 Silêmaniye’de patlama: 1 ölü
14:19 DBP aileler arasındaki husumeti sonlandırdı
14:05 Kurtderesi'nde 'acele kamulaştırma' talanı
13:58 Hesekê-Şeddadê yolunda kaza: 12 ölü
13:02 Af Örgütü: Süveyda’da 46 Dürzi infaz edildi
12:08 Besta'da yangın
12:06 Ermeni mezarlığında kemikler dışarıda!
11:49 Afganistan'da depremin bilançosu ağırlaşıyor
11:20 MKG Ağustos raporu: 5 kadın gazeteci tutuklu
11:19 Özgür Basın Günü konserle kutlanacak
10:51 1 milyon 264 bin 506 alan adı ve web sitesine sansür
10:16 Gazetecilik ödülleri yarışmaları için başvurular sürüyor
09:36 Sudan'da heyelan: 1 köy haritadan silindi, bini aşkın ölü
09:33 1 Eylül’e katılanlar: Öcalan özgür olmalı
09:20 Afganistan'da ölü sayısı 800'ü aştı
09:02 Riha Baro Başkanı: Eşit yurttaşlık temelinde bir anayasa gerekiyor
09:01 Acar hakkında yeni şikayet: 1 milyon dolarım gitti
09:01 30 yıl sonra yeniden köyünde: Geri dönüşler için çalışma yapılmalı
09:00 02 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:48 İSTOÇ'ta yangın
01/09/2025
23:47 Akdeniz’de 1 Eylül: Artık somut adım zamanı
22:53 QSD, üst düzey bir DAİŞ'liyi yakaladığını duyurdu
22:43 Wan'da barış yürüyüşü: Komisyon İmralı'ya gitsin
22:08 Ambargo altındaki Mexmurlu çocuklardan resim sergisi
22:02 Kuzey ve Doğu Suriye: Barışın adresi İmralı
21:51 Mexmûr halkı, 1 Eylül’de Abdullah Öcalan için yürüdü
20:10 Tülay Hatimoğulları: Ezberleri bozalım, cesur olalım, somut adım atalım
20:01 Hasan Uzun’un taziyesine kitlesel ziyaret
19:42 Kadınlar barışı konuştu: Komisyon Öcalan'la görüşsün
19:30 1 Eylül eylemlerinde Öcalan'ın özgürlüğü talebi yükseldi
18:53 Amed’de 1 Eylül yürüyüşünde Öcalan’ın dev posteri açıldı
18:08 Amed'de onbinler yürüdü: Özgürlüğe yakınız
18:06 Bakırhan ve Özel ile 4 milletvekili hakkında fezleke
17:07 Taziyeyi engelleme girişimine tepki: Yas hakkını engelleyenler savaş isteyenlerdir
16:04 İHD kurucularından Didar Şensoy anıldı
15:58 Amed’de şüpheli ölüm
15:00 İstanbul Barosu adli yılı pankartla anlattı: Kara yıl
14:46 Şirnex'te kömür sahasında yangın
14:27 Bakur Kürt Kadın Birliği Platformu'ndan 1 Eylül mesajı
14:01 Amed’de çocukların yaşadığı ihlaller Meclis'e taşındı
13:43 1 Eylül etkinlikleri: Çözüm için ısrarcı ve cesur olunmalı
13:32 Barolardan adli yıl açıklaması: Bağımsız yargı ve sürece dair adım atın
13:11 Açlık grevindeki Grup Yorum üyesi 42 kilograma düştü
12:57 Trump’ın Gazze planı: 10 yıllık ABD vesayeti
12:34 Darfour’da hava saldırıları: En az 19 ölü
12:19 Amed Barosu'ndan Cumhuriyet hakkında suç duyurusu
12:12 TJA: Kalıcı, onurlu ve eşit bir barışın takipçisi olacağız
12:05 DFG: Baskılar sürüyor, 33 gazeteci cezaevinde
12:04 Öcalan: Bütün Kürtleri demokratik zeminde birlik olmaya çağırıyorum
11:33 Siyasetçilerin 'barış' çağrılarında eşitlik ve özgürlük vurgusu
10:59 Wan sokakları: Barış adıyla başka yollara başvurulmamalı, devlet adım atmalı
10:58 AYM'den Rabia Naz Vatan kararı
10:44 Afganistan depreminde ölü sayısı 622'ye yükseldi
10:34 Fransız psikanalist Roudinesco: Öcalan’ın çağrısını destekliyorum
10:13 Gazze’de katledilen gazeteciler için küresel dayanışma
10:04 1 Eylül mesajları: Savaşa karşı barış talebinde birleşelim
09:36 İsrail ‘Batı Şeria’yı işgal etme kararı aldı
09:29 Tişrîn Barajı çevresi bir kez daha bombalandı
09:15 Barış akademisyeni Demirer'den süreç değerlendirmesi: Hepimize görevler düşüyor
09:04 Riha mitinginde öne çıkan talepler: Eşitlik ve özgürlük
09:04 ÖHD'li Gökdemir: Kürtçeye statü tanınmalı, gerekli kanunlar düzenlenmeli
09:03 'Kürt kültürü ve dili anayasal güvenceye alınsın'
09:01 01 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:50 Kanada Beluc Kongresi kuruldu
08:44 Afganistan’da deprem: En az 250 kişi yaşamını yitirdi
31/08/2025
23:25 İsrail 247 gazeteciyi katletti
22:17 İsrail: Hamas Sözcüsü Ebu Ubeyde öldürüldü
22:12 Tülay Hatimoğulları: Komisyon Öcalan ile acil görüşmeli
21:36 BM’den İran’a Şerife Muhammedî mektubu
21:30 1 Eylül etkinlikleri: Demokrasisiz barış olmaz
19:59 Bakırhan: Öcalan'ı bu saatten sonra 12 metrekareye sıkıştıramazsınız
19:34 ‘Suriye sahil kentlerine insani yardım koridoru açılsın'
19:30 Ayla Aka Ata: İmralı'da tecrit olduğunda barış olmaz
18:23 Şirin Işık’ın taziyesine polis engeli
17:48 Riha 1 Eylül mitingi
17:43 Agirî’de barış yürüyüşüne çağrı
17:27 Kadıköy’de binlerin katılımıyla barış mitingi: Barışta ısrarcıyız
16:23 Abdullah Öcalan'dan 1 Eylül mesajı: Barış bir temenni değil somut gerçekliktir
16:03 ‘Barış Mitingi’nde Abdullah Öcalan posteri açıldı
15:41 Wan’da Gezici ve Abi için taziye ziyareti
14:33 ‘Barış Mitingi’ başladı: Sürece katılımın önünün açılması zorunludur
14:06 'Devlette yer alacaksak iktidar Kürt kimliğini kabul etmelidir'
14:00 Bahaddin Ay için kurulan taziyeye kitlesel ziyaret
13:45 HPG: Türkiye’nin saldırıları sürüyor
13:43 Amed Görme Engelliler Spor Kulübü kuruldu
13:35 BM’den İran’a Şerife Muhammedi mektubu
12:49 Ağustos ayında 37 üründen 30'u zamlandı
12:17 Kolombiya İsrail'e kömür ihracatını tamamen yasakladı
12:15 ABD’li sosyolog Calhoun’dan sürece destek mesajı
11:07 Suriye’de ‘Öcalan ile görüşmek ‘ için 10 günde bine yakın imza
10:50 Mazlum Abdi: Suriye artık 2011 öncesinin Suriye’si olmayacak
10:28 Agirî'de "Barış Yürüyüşü'ne çağrı
09:56 X’te #RojinİçinYargıYolunuAçın hashtagi açıldı
09:46 Hamas Sinwar’ın ölümünü teyit etti, Ubeyde için iddialar var
09:34 Jin dergi yeni sayısında 'kadınların barış arayışı'na odaklandı
09:16 Akademisyen Berwarî: Irak ittifaklar çerçevesinde bölüşülüyor
09:02 33 yıl sonra tahliye olan Güzel: Komisyon üzerine düşeni yapmalı
09:02 Vicdani retçilerden komisyonda dinlenmek için başvuru
09:01 Komisyon üyesi Bilici: Bir süreç işletiyorsanız muhatabıyla da görüşmeniz gerekir
09:01 ANKA-DER’de kayıtlar başladı
09:00 Kürt Araştırmaları Derneği'nin talebi: Kürtçeye statü, Kürtçe eğitim
09:00 31 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ