İSTANBUL - Nagihan Akarsel’in “Kül Kokusu” kitabını okuyucular için imzalayan Tuncel, “Nagihan’ın mücadelesini devam ettirmek gerekiyor. Onun kalemini kaldıracak özgür basın emekçileri var” dedi.
Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmanîyê kentinde 4 Ekim 2022 tarihinde katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel için İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) imza günü etkinliği düzenlendi. Jineoloji Atölyesi, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği'nin öncülüğünde organize edilen etkinlikte, Akarsel’in “Kül Kokusu” kitabı siyasetçi Sebahat Tuncel tarafından okuyucular için imzalandı.
Etkinlikte ilk olarak söz alan Jineoloji Dergisi’nden İlknur İnaç, Akarsel’in 1977 yılında Konya’da sürgünde doğduğunu anımsatarak, Akarsel’in ömrünü mücadeleyle geçiren direngen bir Kürt kadını olduğunu vurguladı. İnaç, “Daha Ankara'da basın yayın okurken tanışmıştı zindanla, 2001-2007 yılları arasında hapis yattıktan sonra bir Kürt kadın gazeteci olarak medyada kadın bakış açısını ve kadın dilini geliştirmek için büyük bir emek verdi. 2014'te Jineoloji ile tanıştı Nagihan ama kendi aktardığına göre dünyadaki oluş halini sorgulamaya daha kendi çocukluğunda başlamıştı. Jin jiyan azadî sloganında birleşen yarım asırlık Kürt kadın hareketinin doğurduğu öncü bir kadındı Nagihan. Kürdistan devriminin bir kadın devrimi olacağını biliyordu, bu yüzden karanlığa karşı sesini yükselten, teslim olmayan cesur bir kadındı. İdealleri ve jineoloji bütün Kürt kadın hareketi tarafından yaşatılacaktır” şeklinde konuştu.
‘EKSİLDİĞİMİZ YERDEN ÇOĞALIYORUZ’
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKGD) adına konuşan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Diren Yurtsever, Silêmanîyê’de katledilen kadın gazeteciler Gülistan Tara ve Hero Bahattin’i anarak, “Biz Süleymaniye’de bir buçuk ay önce iki kadın gazeteci arkadaşımızı yine kaybettik. İki yıl önce Nagiahan’ı kaybettik. Nagihan hepimize bir şekilde dokunan biri. Arkadaşları Nagihan’ı anlatırken hep bir arayışta olduğunu söylerler. Zamanda mekânda hep bir anlam ve anlamlandırma peşindeydi. Hem basın çalışmalarında hem de Kürt kadın gazetecisi olarak hakikat peşindeydi” şeklinde belirtti. Gurbetelli Ersöz’ün “Kadını kendimden başlayarak güzelleştireceğim” sözünü hatırlatan Yurtsever, “Nagihan da bizi güzelleştiren biriydi. Gerçekten kadın mücadelesiyle, diliyle hem kadın özgürlük mücadelesine hem de kadın basın geleneğinde muazzam katkılarının olduğunu görüyoruz. Biz bu saldırılarla eksiliyoruz ama eksildiğimiz yerden çoğalıyoruz. Hem Nagihan hem de Süleymaniye şehitleri şahsında her koşulda hakikat mücadelesini sürdüreceğimizi belirtiyorum. Şehit namirin diyorum” diye sözlerini noktaladı.
Ardından “Akarsel’in Bekleyiş” ve “Yol” şiirleri MKM sanatçıları tarafından okundu.
‘GERÇEKLER KARANLIKTA KALMAZ’
Son olarak konuşan siyasetçi Sebahat Tuncel, Akarsel ile Ankara’da tanıştıklarını belirtti. Tuncel, “Gidenlerin arkasında konuşmak kolay olmuyor. Gerçekten hepsi anlatılamaz. Aslında savaş suçudur. Gazeteci ama katlediliyor. Kürt olunca ‘terörist bunlar’ deyip katlediyorlar. Eğer hakikat yolcusuysak, özgürlük ve demokrasi için bunu kabul edemeyiz ve gerçekler hiçbir zaman karanlıkta da kalmaz” dedi.
‘NAGİAHAN’IN MÜCADELESİ’
Akarsel’in eşitsizliklerle büyüdüğünü vurgulayan Tuncel, erkek egemen sistemle kavgalı olduğunu söyledi. Tuncel sözlerini şöyle sürdürdü: “O doğduğu anda erkek sistemle her zaman kavgalıydı ve Nagihan hayata buradan itiraz etti, buradan mücadele etti. Nagihan niye 11 kurşunla katledildi? Çünkü Nagihan Ortadoğu’da adaletin, ezilen halkların, sömürülenlerin yanına geçeceğini yazıyordu. Bir gazeteciye sınırlar ötesinde neden kurşun sıkılıyor, neden Kürtlerin başına hep bomba yağıyor? Buna karşı mücadele etmek gerekiyor. On binlerce insan bu savaşta yaşamını yitirdi. Bugün yaşadığımız bu sorunlar çözüldü mü hayır. Daha çok insan hakları ihlali, daha çok ölüm, daha çok ekolojik yıkım. Nagihan’ın mücadelesini yerde bırakmamak için Jineoloji’yi daha çok tartışmaya açmak gerekiyor. Her gün medyada kadın özgürlük mücadelesinin dilini felsefesini yazmak ve söylemekle sürdürülür. Katledilen arkadaşlarımız bunun mücadelesindeydi.”
‘KALEMİNİ KALDIRACAK ÖZGÜR BASIN VAR’
Tuncel, Türkiye'de insanların “çözüm süreci olacak mı” sorusunu sık sık dile getirdiğini belirterek, “Bu, insanların barışı istediğini gösteriyor. Bu sorun kimliği tanıyarak çözülür, sorunun muhatapları ile konuşarak çözülür. Savaş politikası sadece Kürtleri değil, bugün sokaklarda gençler çetelerin uyuşturucu bataklığına düşüyorsa, gençler yurtdışına gidiyorsa, Narin katlediliyorsa bunların sebebi savaştır. Barış için, bu sorunların çözümü için İmralı üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. 13 Ekim’de Amed’de bu adaletsizliklere bu haksızlıklara ses çıkarmak lazım. Türkiye halkların mücadelesi ile barış olur. Gerçekten demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak ‘artık yeter’ diyorsak bu barış mücadelesini vermek gerekiyor. Nagihan’ın mücadelesini devam ettirmek gerekiyor. Onun kalemi belki yere düştü ama onun kalemini kaldıracak özgür basın emekçileri var” diye vurguladı.