RIHA - Nagihan Akarsel’in geçtiği her yerde iz bıraktığını söyleyen Ortadoğu Jineolojî Akademisi'nden Zahida Mamo, “Jineolojî'yi Nagihan ile, Nagihan’ı Jineolojî ile tanıdık. Bize bu bilimi kelime kelime öğretti” dedi.
Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel'in Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde suikast ile katledilmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Konya’nın Cihanbeyli ilçesi Gölyazı kırsal mahallesinde topraklarından koparılan Kürtlerin arasında 1977 doğup büyüyen Akarsel’in hayalleri arasında Gölyazı’da bir kadın köyü kurmak vardı. Akarsel bu hayalini 25 Kasım 2018'de Kuzey ve Doğu Suriye’de kapılarını açan Jinwar’ın inşa çalışmasına katılarak gerçekleştirdi. Kurdistan’ın birçok alanında gazetecilik ve kadın araştırmaları yapan Akarsel, dokunduğu herkeste büyük etkiler bıraktı.
Uzun bir süre kaldığı Kuzey ve Doğu Suriye’de Jineolojî Akademesi’ndeki çalışmalarıyla kadınlara ulaştı. Bunlardan biri olan Ortadoğu Jineoloji Akademisi üyesi Zahida Mamo, Akarsel ile tanışma sürecini ve hayatına nasıl dokunduğunu anlattı. Akarsel ile 2015 yılında Efrin'de Jineoloji Araştırma Merkezi'nin kuruluş aşamasında tanıştıklarını kaydeden Zahida Mamo, “Efrin’de kurulacak olan bu akademide ders vermek için materyalleri öğrendiğimiz dersler aldık. Nagihan arkadaş da burada bize ders veriyordu. Böylelikle hazırlanarak kurulacak olan akademide ders verecektik. Jineolojiyi Nagihan ile tanıdık. Nagihan’ı tanıdıkça da jineolojiyi tanıdık. Bize bu bilimi kelime kelime öğretti. Onun etkisini şöyle anlatabilirim; Sanki susuz kalmış bir toprak, damla damla akmasına rağmen suya doymuş gibi oluyordu o bize anlattıkça, gösterdikçe... Nagihan geçtiği her yerde iz bıraktı” diye konuştu.
Zahida Mamo
‘KENDİ GİBİ PEK ÇOK KİŞİ YETİŞTİRDİ’
Akarsel’in her soruya cevap olmaya çalışan derinlikli bir insan olduğunu belirten Zahida Mamo, Akarsel ile arkadaşlığın anlam bulduğunu kaydetti. Akarsel’in aynı zamanda çok duyarlı bir insan olduğunu dile getiren Zahida Mamo, “Çocuklara bile öyle saf duygularla yaklaşıp arkadaş olurdu ki herhalde çalıştığı süreçte arkadaşlık kurmadığı insan yoktu. Arkadaşlık bağı oldukça sıkıydı. Jineolojiye olan inancı ve birikimi ise bizim feyz almamızı sağlıyordu. Jineolojiye olan sevgimizi Nagihan arttırdı. Nagihan’ın yaklaşımı ve verdiği emek boşa da gitmedi. Bugün onun yetiştirdiği, onun gibi, onun duyarlılığını almış, onun çalışkanlığını ve bilgisini taşıyan pek çok arkadaşımız var” ifadelerini kullandı.
KALEMİ ERKEK İKTİDARININ KORKUSU OLDU
“Nagihan arkadaşlığa dair, jineolojiye dair gerçekliğiyle devrim içerisinde geniş bir parçada yer aldı” diyen Zahida Mamo sözlerini şöyle tamamladı: “Bildiklerinin ışığında devrim alanlarında kadınlara pek çok şey kattı. Onun da katkısıyla kadınlar devrimde kendilerine yer buldu. Devrim sürecini şekillendirerek Rojava Devrimi’ni bir kadın devrimi haline getirdi. Bu devrim de ‘Jin-jiyan-azadî’ fikriyatını bu topraklarda yeşertti. Nagihan işte bu sebeple hedef alındı. Nagihan’ın kalemi erkek iktidarını korkutuyordu. Onun katledilmesiyle ulus-devlet fikriyatı bu mücadeleyi yürüten öncü kadınların önünün kesilmesini başka öncü kadınların yetişmemesini sağlamak istedi. Ancak istedikleri gibi olmadı. Kadınlar korkup geri durmak yerine, Nagihan’ın ardından onun yetiştirdiği ya da onun katledilmesinden etkilenen pek çok kadın bu mücadeleye atıldı. Bugün hala çalışmalarda yer alan kadınlar, bu mücadelenin yürütücüsüdür.”
MA / Ceylan Şahinli