AMED / WAN - Hukukun kadınları koruyabilecek durumda olmadığını söyleyen Amed Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi Avukat Cansel Atalay, kadınların yeni adli yıldaki taleplerini sıraladı. Wan Barosu Kadın Hakları Komisyonu ise kazanımlardan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
Amed Barosu Kadın Hakları Komisyonu, adli yıl açılışı nedeniyle Diyarbakır Adliyesi önünde kadına yönelik şiddette hukuk sisteminin rolüne dikkat çeken bir açıklama yaptı.
Açıklamaya, Rosa Kadın Derneği ve çok sayıda kadın avukat katıldı. Açıklamada basın metnini okuyan avukat Cansel Atalay, kadınların çok çeşitli hegemonik erkek iktidarlarıyla kuşatılmış olduğunu belirtti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerini hatırlatan Atalay, sadece Ağustos ayında 33 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 24 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini belirtti. Atalay, günde en az 5 kadının katledildiğini de hatırlattı. Kadına yönelik şiddete karşı önleyici ve koruyucu önlemlerin alınmadığını belirten Atalay, cezasızlık politikasına dikkat çekti.
‘HUKUK BİZLERİ KORUYABİLECEK DURUMDA DEĞİL’
Atalay, “Kadın cinayetleri davalarında eksik delil değerlendirmeleriyle, haksız tahrik indirimleriyle, cinsiyet rolleri göz önünde bulundurularak, cezasızlık politikaları dolu dizgin uygulanmakta. Bu çok açık ve doğrudan politika sebebiyle sürüyerek ilerletmeye çalıştığımız hukuk, bizleri koruyabilecek durumda değil. Her birimiz tehdit altındayız” ifadelerini kullandı.
Atalay, kadına yönelik şiddete karşı taleplerini şöyle sıraladı: “Her gün bir yenisi eklenen kadın cinayetlerinin ve giderek artan başta sanal şiddet olmak üzere her türlü şiddetin önlenmesi için yasaların gereklerinin yerine getirilmesi, olaya uygun önleyici ve koruyucu tedbirlerin verilmesi, şiddet faillerinin cezalandırılması, şiddetle mücadelede güvenilir veri sağlama ve kamuoyu ile paylaşma, kamusal görevin yerine getirilmesi,
*Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren politikalara son verilmesini, bu doğrultuda başta Anayasa Mahkemesi’nce de eşitlik ilkesine aykırı bulunan, ‘Kadının erkeğin soy adını kullanması’ düzenlemesi bakımından iptal kararı doğrultusunda yeni yasa çıkarılana kadar gerekli genelge vs. düzenlemelerin yapılması,
*Kadınlar ile erkekler arasında eşitliği sağlayacak araçlardan olan Medeni Kanunu’ndaki nafaka ve diğer kazanımların değiştirilmesi gündemlerine son verilmesi, bu şekilde mevcut eşitsizliği daha da derinleştirecek politikaların terk edilmesi,
*Kadınların başta kürtaj bilgileri olmak üzere sağlık verilerinin KVKK’ye aykırı olarak ebeveyin, aile bireyleriyle paylaşması uygulanmalarının önlenmesi,
*Mahkemelerde anadilde tercüman desteği sağlanarak, adliye ve kolluk birimlerinin kadınlar için güvenli alanlara çevrilmesi, kadınların kişisel haklarının korunması taleplerimizi bir kez daha haykırıyor, eşitliğe ve hukuksuzluğa karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiriyoruz.”
WAN
Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi, kadına yönelik artan şiddete ilişkin Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonunda basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya Kadın Hakları Merkezi üye ve yöneticilerinin yanı sıra Star Kadın Derneği Başkanı Zeynep Demir de katıldı.
Bölge barolarının ortak imzasını taşıyan açıklama metnini Avukat Mariye Bildirici Borazan okudu.
‘ÖNLEYİCİ TEDBİRLER UYGULANMIYOR’
Borazan, sadece Ağustos ayında 33 kadın cinayeti ve 24 şüpheli kadın ölümünün yaşandığını dile getirdi. Borazan, “Kadına şiddetin cins kırım boyutunda olduğunu şiddeti önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkin uygulanmadığını, ihbarda bulunan kadınlara ulaşılmakta geç kalındığını, beyanlarının dikkate alınmadığını ve hala mahkemelerde kolluk birimlerinde Kürtçe tercüman desteği sağlanmadığını, kadın avukatlara yönelik saldırgan tutumların, erbilmişliklerin, tehditlerin giderek arttığını görüyoruz” dedi.
‘KAZANIMLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Yetkililerin bu verilere karşı körlüğünün bilinçli olduğunu vurgulayan Borazan, yaşamak ve yaşatmak için İstanbul Sözleşmesini uygulatacaklarını ve hiçbir kadın kazanımdan vazgeçemeyeceklerinin altını çizdi. Borazan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Medeni Kanundaki bir takım kazanımlarının da tehdit altında olduğunu, birçok hakkın belirli aralıklarla mecliste gündeme getirilerek henüz yasalaşma söz konusu değilse de bu şekilde fiilen hayata geçirilmesine sebebiyet verildiğini görmekteyiz.”
Borazan, son olarak yeni adli yıl açılışı dolayısıyla kadınların taleplerini sıraladı.