ANKARA - Tahliyesini 5 kez uzatan İdare ve Gözlem Kurulu’nu “adalet kurumunun bürokratik kanseri” olarak nitelendiren 30 yıllık tutsak Nedime Yaklav, "Kürt ve politik oldun mu iyi halli değilsindir. Mesaj çok açık; kendini inkar et, yok say" dedi.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutsaklar listesinde bulunan 31 yıllık tutsak Nedime Yaklav, "iyi halli" olmadığı gerekçesiyle tahliye edilmiyor. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Yaklav, 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklandı ve "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" iddiasıyla mübbet hapis cezasına çarptırıldı. Yaklav, 1 Nisan 2023’te ceza infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, Yaklav'ın tahliyesini 2 kez 3'er ay, 2 kez 6'şar ay ve 22 Ağustos’ta ise 9 ay uzattı. Yaklav'ın tahliyesinin uzatılmasına ise "iyi halli olmaması" gerekçe gösterildi.
‘MESAJ AÇIK: KENDİNİ İNKAR ET, YOK SAY'
Tahliyesinin 5 kez uzatılmasına dair avukatları aracılığıyla sorularımızı yanıtlayan Yaklav, İdari ve Gözlem Kurullarını "Adalet kurumunun bürokratik kamburu veya kanseri" olarak nitelendirdi. Kurulların “iyileştirme" adı altında tutsaklara pişmanlık dayattığını söyleyen Yaklav, "Pişman mısın?’ demek öylesine sıradan bir soru değil. Her kim bu soru ile karşılaşırsa, şu ana kadar yaşadığı tüm hayatı inkar etmekle karşı karşıya kaldığını bilir. ‘Pişman mısın’ diye soranlar, bununla yetinmez. ‘Bundan sonra ne yapacaksın?’ sorusuyla da geleceğine bağlayıcılık koyar. Mesaj çok açık; kendini inkar et, yok say ve hiçleş” dedi.
'AYNI YERDEN TALİMAT ALIYORLAR'
Yaklav, yasalara göre 30 yıllık tutukluluğun ardından tahliye edilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu durumu konuştuğumuz kurul başkanı, yani cezaevi birinci müdüresi, ‘Ben bağlı bulunduğunuz infaz türü konusunda nasıl işlem yapacağımı bilmiyorum. Bana verilen talimat 5275 sayılı Kanun’un 89’uncu maddesidir. Bunu size uyguluyorum’ diyebiliyor. Yani benim tabi olduğum bir infaz türünü bana uygulayamıyor" diye kaydetti.
Kurul kararlarına karşı itirazlarda bulunduğunu ve infaz yasasının uygulanmasını istediğini aktaran Yaklav, yaptığı başvuruların tümünün reddedildiğini dile getirdi. Yaklav, "Bağlı dahi olmadığım bir infaz türü uygulanarak aleni bir şekilde hukuka aykırılık yapılıyor. Ama saydığım tüm bu kurumlar belli ki aynı yerden talimat almış. Biri de çıkıp, ‘Ben bu hukuksuzluğa bir dur diyeyim’ demiyor. 2022 tarihinden bu yana 20’ye yakın politik tutsak kurul mağduruyuz” ifadelerini kullandı.
'KÜRT OLDUN MU İYİ HALLİ DEĞİLSİN'
Yaklav, "Politik tutsaklar için “iyi halli olma” durumunun olmadığını söyledi. Yaklav, “Firar da etsen, yüzlerce disiplin cezan da olsa ya da hiçbir şey yapmamışsan fark etmiyor. Kürt ve politik oldun mu iyi halli değilsindir. Bu iyi halli olup-olmama konusunda da kanunilik denilen ilkeyi hiçe sayıyorlar. ‘Suç’ ve ‘ceza’ denkliği olmadığı gibi, yalan ile ‘suç’ üretilmeye çalışılıyor” dedi.
'İFTİRAYA UĞRUYORUZ'
Yaklav, hiçbir cezaevinde uygulanmayan ‘Alt İdare Gözlem Kurulu’ yapısının Sincan Cezaevi'nde uygulandığına işaret ederek, "Bizlerin ve avukatların onca başvurusuna rağmen aslında hiçbirimiz kurula çıkmadık. Buna rağmen ‘iyi halli’ olmadığımıza dair raporlarda, ‘kurulu tanımıyor’, ‘mülakata katılmıyor’ gibi asılsız gerekçeler gösterilebiliyor. Resmi belge ve kamera kayıtlarına karşın iftiraya uğruyoruz. İtirazlar ile de sesimizi kimseye duyuramıyoruz. Bulunduğum cezaevindeki kurulun yukarıda da değindiğim gibi mevcut yasa ve mevzuatlara uymadığı açık. Ankara’da olmanın dezavantajı mıdır nedir; biz de üstümüze düşen paralel yapıların mağduru oluveriyoruz" diye konuştu.
'UYMAYAN YASAYI UYDURUYORLAR'
Yaklav, "Cezaevi birinci müdüresi, ‘Ben hukuksuzluk yapsaydım diğer kurumlardan lehinize dönüş olurdu’ diyerek, bize uymayan bir yasayı uydurmaya çalışıyor" diye kaydetti. Yaklav, şunları belirtti: "Kürt’sen hele de politik tutsaksan sesin kimse tarafından duyulmuyor. Sesini duyanlar tabiri caizse senin cenahından, senin gibi olanlar. En önemlisi de ‘Sistem bu, elden ne gelir, ne yapsak olmuyor’ gibi bir çıkışa, bu hukuksuzluklarla mücadele etmemizdir sanırım.”
MA / Hivda Çelebi