ANKARA - Ankara’da gerçekleştirilecek 1 Eylül etkinliği için çağrıda bulunan Emek ve Demokrasi Güçleri, iktidarın Ortadoğu halklarının da geleceğini tehdit eden politikalarıyla küresel bir sorun haline geldiğini belirterek, “Barış ezilen halkların direnişindedir” dedi.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde saat 17.00’de Sakarya Caddesi’nde yürüyüş ve açıklama yapacak. 1 Eylül’e dair Mülkiyeliler Birliği Toplantı Salonu’nda açıklama yapan Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliğine katılım çağrısı yaptı.
‘BARIŞ EZİLEN HALKLARIN DİRENİŞİNDE’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde savaş siyasetine karşı eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesini büyütme sözüyle bir arada olacaklarını söyledi. Yazmacı, emperyalizmin dünya genelinde ve özellikle Ortadoğu’da bitmeyen çatışmalarla insanlığı açlık krizinin eşiğine getirdiğini kaydederek, "Siyonizm eliyle Filistin’de apaçık bir soykırım yaşanıyor. Emperyalizm ve siyonizm çıkarları için, Filistin başta olmak üzere bölgemizi de çatışmalar, savaşlar, kıyım ve kırımlar sarmalına sürüklüyor. Bugün barış, Filistinli gençlerin sapanlarında, emperyalizmin topyekûn yenilgisinde, ezilen halkların direnişindedir” dedi.
'EN BÜYÜK ENGEL KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZ BIRAKILMASIDIR’
Yazmacı, AKP-MHP ittifakının ayakta durmasının koşulunun savaş ve çatışma yaratmaktan geçtiğine dikkat çekerek, “0Erdoğan-Bahçeli tahakkümünü derinleştirmek için toplumu kutuplaştırıyor. Bir tarafta faşizmi kurumsallaştırmak isteyenler var, bir tarafta ise bu sürece direnen demokrasi güçlerinin mücadelesi ve barış talebi var. İktidar, sadece Türkiye halklarının değil Ortadoğu halklarının da geleceğini tehdit eden politikalarıyla bölgesel ve küresel bir sorun haline gelmiştir. Ülkemizde demokrasinin, eşitlik ve özgürlüklerin önündeki en büyük engelin Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bugün Ortadoğu’da, Irak’ta, Şengal’de, Suriye’de, Rojava’da bölge halklarının sürdürdüğü insanlık mücadelesi aynı zamanda bir demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesidir" diye belirtti.
TOPLUMSAL BARIŞ VURGUSU
Ülkedeki ekonomik kriz, şiddet olaylarının artması, kadınların katledilmesi, ekolojik kırımların savaş politikalarının bir parçası olduğunu söyleyen Yazmacı, “1 Eylül’de bir kez daha demokratik siyaset konusundaki kararlı duruşumuzu vurgulayacağız" dedi.
Yazmacı toplumsal barışın sağlanması için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
* "AKP-MHP ittifakı savaş, çatışma ve gerginlik politikalarından derhal vazgeçmelidir.
* Türkiye’nin emperyalist savaş siyasetinin parçası olmasına son verilmelidir. NATO'dan çıkılsın, askeri üsler kapatılsın.
* Savaş maliyetleri halkın sırtına yüklenemez. Halkın kaynakları savaşa değil kamusal hizmetlere ayrılsın.
* Kürt halkına yönelik savaş politikalarına son verilsin. İsrail ile olan tüm ilişkiler kesilsin.
* Ülkemizi Avrupa’nın göçmen deposu haline getiren politikalara ve göçmen düşmanlığına son verilsin.
Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var. Eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana tüm insanları, barış umudunu büyütmeye çağırıyoruz."