ÎDIR - Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan 30 yıllık tutsak İbrahim Er’in ağabeyi Yaşar Er, “Kardeşim, 28 yıldır bacağındaki platinle yaşıyor. Gerekli tedavileri yapılmadığı için sol ayağındaki sinir damarlar zamanla inceldi" dedi.
Agirî'nin Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan İbrahim Er, 28 yıldır sol bacağındaki platinle yaşam mücadelesi veriyor. Îdir’in Başko (Aralık) ilçesinde 1994 yılında yaşanan bir çatışmada yaralı olarak gözaltına alınan Er’e, bir hafta gördüğü ağır işkencenin ardından çıkarıldığı Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından “Devletin birliği ve bütünlüğü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi.
Tedavi edilmeyen Er’in şarapnel parçası isabet eden sol kalçasında hasar oluştu. Daha sonra platin takılan bacakta kısalma ve yürümekte zorluk yaşamaya başlayan Er’in, bacağındaki sinir damarları zamanla zayıflayarak ayağı incelirken, aynı zamanda kronik bronşit ve nefes darlığı gibi hastalıklar da başladı.
‘AĞIR İŞKENCEDEN GEÇİRİLDİ’
Er’in ağabeyi Yaşar Er, kardeşinin 30 yıl önce yaralı bir şekilde gözaltına alınıp ağır bir işkenceden geçirildikten sonra tutuklandığını belirtti. Kardeşinin ayağından yaralı olarak gözaltına alınıp tutuklandığını hatırlatan Er, “Tutuklandıktan 2 yıl sonra yani 1996’da ameliyat edildi. O günden bugüne sol bacağına takılan platinle yaşıyor. Bugüne kadar doğru düzgün tedavi edilmedi ve ayağındaki platin de çıkarılmadı. Bu nedenle sol ayağındaki damarlar zamanla zayıflayarak, ayağı kısa kaldı. Kardeşimin bu durumundan dolayı babam da çeşitli hastalıklar geçirdi. Babam, 2006 yılında kardeşimin görüşüne gideceği gün kalp krizi geçirdi ve oğlunun hasretiyle hayata veda etti” diye belirtti.
ANNESİ 5 YILDIR GÖRÜŞÜNE GİDEMİYOR
Kardeşinin tutuklanmasından birkaç yıl sonra sürekli kendilerinden uzak kentlere sevk edildiğini söyleyen ağabey Yaşar Er, “Annem 75 yaşında, yaşlı ve diz ağrıları başta olmak üzere birçok hastalığı olduğu için 5 yıldır kardeşimin ziyaretine gidemiyor. Bilindiği gibi artık eskisi gibi ekonomik şartlar da el vermediği için gidemiyoruz. Kardeşimi yakın yere getirmek için defalarca dilekçe verdik ancak hepsinde olumsuz cevap verildi. Tutsakların ailelerinden uzak kentlere götürülmesindeki amaç hem tutsağa hem de aileye psikolojik işkence yapmaktır. Tutsak ile aile arasında ki bağları kopartmak istiyorlar. Ancak onlar ne yaparsa yapsınlar çocuklarımızdan ve davamızdan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
'ATK TARAFSIZ DEĞİL'
Hem kardeşinin hem de kendilerinin Adli Tıp Kurumu’na (ATK) birçok kez başvurduğunu ancak başvurularının sonuçsuz kaldığını dile getiren Er, “ATK tarafsız değildir. Orada görev yapan doktorlar tarafsız davranamıyorlar. Kardeşim gibi yüzlerce hasta tutsak tedavi edilmiyor. AKP-MHP ne diyorsa öyle hareket ediyorlar. AKP ve MHP var olduğu sürece bir değişim olacağına inancım ve umudum yok. Söz konusu Kürt olunca tahliye edilmiyor. Yaklaşık 30 yıldır kardeşimin bacağında platin var. Kardeşim, Aralık ayında 30 yılını tamamlayacak ancak tahliye edilip edilmeyeceğini bilmiyoruz. Yine 2019 yılında hasta olan tutsak dayım Kinyas Gülcan, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirdi” diye belirtti.
'SADECE KÜRTLERİN SORUNU DEĞİL'
Cezaevi sorununun sadece Kürtlerin sorunu olmadığını kaydeden Yaşar Er, “Kürt sorunun çözülmesi için herkesin elinden gelen çabayı göstermesi gerekiyor. Onların siyaseti Kürdü tanımama ve halkı birbirinden ayırmaktır. Kendileri gibi olmayanlara yaşam alanı bırakmıyorlar. Söz konusu Kürt olunca herkes karşı cephede birleşiyor. Kürt sorununu çözmek istiyorlarsa öncelikle cezaevlerinden başlanmalıdırlar. Ya bu sorunları el ele vererek çözeceğiz ya da hepimiz bundan etkilenerek tek tek yok olacağız” ifadelerini kullandı.