MELETÎ - Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş'ın cenazesi memleketi Meletî'de kitlesel bir şekilde toprağa verildi. Gazeteci Haydar Ergül, Aktaş ile birlikte Türkiye’ye geliş nedenlerini, “İnkarcı cumhuriyeti, demokratik bir cumhuriyete dönüştürmek için barış talebine cevap verdik” sözleriyle anlattı.
Kanser tedavisi gördüğü İzmir’de 12 Ağustos’ta yaşamını yitiren Avrupa'dan Türkiye'ye 29 Ekim 1999'da gelen İkinci Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş, memleketi Meletî’nin Arxan (Akçadağ) ilçesine bağlı Taruca (Darıca) Mahallesi’nde toprağa verildi. Cenaze törenine Aktaş’ın ailesinin yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, siyasetçi Sebahat Tuncel ile çok sayıda sivil toplum örgütü, kurum, kuruluş ve siyasi parti temsilcisi katıldı.
Darıca Cemevi’nde yapılan cenaze törenine katılanlar Aktaş’ın fotoğrafını taşıdı. Törende konuşan Aktaş'ın kardeşi Fadime Aktaş, "Kürt halkının başı sağ olsun" dedi.
'ABDULLAH ÖCALAN'IN BARIŞ ÇAĞRISINA CEVABEN GELDİ'
Ardından konuşan Aktaş ile birlikte aynı Barış Grubu içerisinde yer alan gazeteci Haydar Ergül, Aktaş'ın mücadele dolu bir yaşam sürdüğünü belirtti. Ergül, "Kimse isteyerek cezaevine girmez. Ama Ali arkadaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrısı doğrultusunda gönüllü olarak buraya geldi. 'Cezaevinde ne kadar kalırız’ tartışmasını yapmadı. Özgürlük, demokrasi ve barış olsun diye geldi. Birlikte gözaltında 4 gün ağır bir süreç yaşadık. Pes etmedi ve direndi. Mütevazi bir arkadaştı ve davasına bağlıydı. Özverili ve fedakar bir yürüyüşçüydü. Sürekli direnen, yoğunlaşan, çözüm arayan demokrasi ve özgürlüğün sağlanması için barışın sağlanması gerektiğini bilen biriydi. En aktif çalışan kişiydi ama hep arka plandaydı. Bu da özgürlük hareketinin yarattığı bir kültürdü" diye konuştu.
Barış grubu olarak Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim'de Türkiye'ye giriş yaptıklarını ifade eden Ergül, "Geliş tarihimiz de önemliydi. İnkarcı cumhuriyeti, demokratik bir cumhuriyete dönüştürmek için barış talebine cevap verdik. Ali arkadaş da bu taleple buradaydı. Ali arkadaş haktan geldi, hakikate yürüdü" diye belirtti.
BAYINDIR: ALİ ARKADAŞ KÜRTLERİN DERVİŞİYDİ
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Ali arkadaş Kürt halkının bir dervişiydi. Hakikat mücadelesini verdi. Biz de hakikat mücadelesi veren arkadaşlarımızın yolundan yürümeye devam edeceğiz. Sayın Öcalan’ın barış çağrısıyla buraya geldi ve burada mücadelesini vermeye devam etti. 1999’dan bu yana aynı inkar zihniyeti hala devam ediyor. Ama ona karşı Ali arkadaş gibi birçok arkadaşımız mücadele etmeye devam etti. Onun arkadaşları olan milyonlar da onun yolunda yürümeye devam edecek" diye konuştu.
HATİMOĞULLARI: TÜRKİYE İÇİN BİR ŞANSTI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları ise şunları söyledi: "Ali Şükran Türkiye halklarının barış içerisinde yaşam mücadelesini çok iyi benimsemiş bir devrimciydi. Türkiye barış meclisi ve Türkiye için büyük bir şanstı. Ali Şükran gibi arkadaşlar sadece Kürt halkının değil, Türkiye'de bütün halklarla bir arada yaşam kültürünün tohumlarının atılmasında çok tarihi çalışmalara imza attılar.”
Cenaze erkanının gülbank okumasının ardından Aktaş’ın vasiyeti üzerine cenazesi köy mezarlığına götürüldü. Kadın siyasetçilerin omuzlarında taşınan cenaze, mezarlığa alkış ve zılgıtlarla getirildi. Aktaş, "Şehîd namirin" sloganlarıyla annesinin yanına toprağa verildi.
Cenaze töreni lokma dağıtılmasının ardından sona erdi.