Antep’te ‘Erdoğan’a hakaret'ten bin dava açan savcılar Trump’ın sözlerine neden sessiz? 2019-10-22 09:06:33 ANTEP – ABD Başkanı Donald Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektubun açıkça hakaret içerdiğini belirten Antep Barosu’na kayıtlı avukat Şıh Mehmet Kurtoğlu, “Kendi vatandaşlarına karşı eften püften gerekçelerle soruşturma açan ‘cengâver’ savcıların Trump hakkında da dava açmasını bekliyorum” dedi.  Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim’de AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdiği ve içeriğinde “Aptal olma!” gibi sözlerin geçtiği mektubun “Cumhurbaşkanına hakaret” içerdiğini belirten Antep Barosu’na kayıtlı avukat Şıh Mehmet Kurtoğlu, kendi yurttaşına karşı “eften püften” gerekçelerle hızla hareket eden savcıları, bu mektup için de göreve çağırdı.  Sadece Antep’te binin üzerinde “Cumhurbaşkanına hakaret”ten soruşturması açıldığını hatırlatan avukat Mehmet Kurtoğlu, aynı “suçu” işleyen Trump hakkında suç duyurusunda bulundu. Türk Ceza Kanun’unda (TCK) 299 sayılı kanuna göre düzenlenen “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından Erdoğan’ın ilk 4 yıllık görev süresinde 17 bin 406 kişi hakkında dava açıldığını, 2017 ile 2018 yılları arasında hakkında dava açılan 9 bin 676 kişi hakkında mahkûmiyet kararı verildiğini hatırlatan Kurtoğlu, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılanan Burhan Borak adlı yurttaşa 7 sosyal medya paylaşımından dolayı 12 yıl 3 aylık hapis cezasını hatırlattı.    ‘ŞİKAYETİMİN ARKASINDAYIM’    Trump’ın mektubunda aynı zamanda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni aşağılama” olduğuna da dikkati çeken Kurtoğlu, “Hiç hakaret kastı olmayan, bir espriyi, bir karikatürü veya bir fıkradan dolayı binlerce kişi hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten dava açıldı. Oysa burada bariz bir hakaret söz konusudur. Antep’te sosyal medya paylaşımlarından dolayı binin üzerinde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten açılan dava var. Adli kontrol şartıyla bırakılan onlarca kişi var. Hatta çok acı bir gerçeği söyleyeyim. Antep’te şizofren bir kişi ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ etti iddiasıyla tutuklandı. Adam cezaevinden çıktıktan sonra evinde ölü bulundu. Bu konuda bu kadar hassas olan ‘cengâver’ savcılarımızı Trump’a karşı bir refleks göstermelerini istiyorum. Takipsizlik kararı da verilebilir. Takipsizlik kararı verilirse de itiraz ederim. Ben sonuna kadar şikâyetimin arkasındayım. Zaten en başında bu şikâyeti Cumhurbaşkanının kendi avukatlarının vermesi gerekirdi. Ancak onlar bu hassasiyeti göstermediler” diye belirtti.    ‘BÖYLE BİR DÖNEM HATIRLAMIYORUM’   30 yıllık meslek hayatında cumhurbaşkanına yönelik eleştiriye karşı bu kadar tahammülsüz bir dönemi hatırlamadığını sözlerine ekleyen Kurtoğlu, 12 Eylül döneminde dahi bu denli baskının olmadığına söyledi. İktidarı elinde bulunduran, gücün eleştiriye karşı hoşgörülü olması gerektiğini ifade eden Kurtoğlu, şunları söyledi: “12 Eylül döneminde Kenan Evren bizzat Zeki Alasya’yı çağırıp kendisiyle ilgili skeçler oynaması için teşvik etmişti. Ancak şu an bir tahammülsüzlük söz konusudur. Baskı, tehdit olmasa halk şu an yaşanan israfa bu kadar sessiz kalır mı? Yargı her geçen gün biraz daha geriye gidiyor. Yargıtay Ceza Daireleri aynı olayla ilgili birbirinden farklı kararlar alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararları yerel mahkemeler tarafından tanınmıyor. 9 yıldan beridir Türkiye’de hiçbir alanda sağlıklı yargılama yapılmıyor. Adalet sisteminde hukukun ölçütleri değil iktidarın ölçütleri referans alınıyor. Evrensel hukuk ilkelerinin geçerliliği Türkiye’de yok.”