Cumartesi Anneleri: 45 yıldır Hayrettin Eren’in nerede olduğunu soruyoruz 2025-11-22 13:09:37   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 45 yıl önce gözaltında kaybettirilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.    Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybettirilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve sorumluların cezalandırılması için her Cumartesi gerçekleştirdikleri eylemlerinin 1078’incisi için bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerinde karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemlerinde, 21 Kasım 1980’de İstanbul Saraçhane’de arkadaşı ile birlikte gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.   Basın metnini Cumartesi İnsanlarından Setenay Yarıcı okudu.   Zorla kaybetmeler, yalnızca bir insanın ortadan yok edilmesiyle sınırlı olmadığını aileler için bitmeyen bir belirsizlik ve kapanmayan bir yara anlamına geldiğini söyleyen Setenay Yarıcı, bu belirsizliğin açtığı yaraların iyileşmesinin tek yolunun, gerçeğin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması olduğunu kaydetti.  Setenay Yarıcı, “ Kayıp yakınlarının sesini duymak; onların hakikat ve adalet talebini meşru bir toplumsal talep olarak kabul etmek, hem toplumsal barışın hem de insan onurunun korunması için zorunludur” dedi.      ‘45 YILDIR AKIBETİ KARANLIKTA’    Bu haftaki eylemde 45 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hayrettin Eren’in akıbetini sormak için biraya geldiklerini belirten Setenay Yarıcı, “Hayrettin Eren, (26) yaşındaydı. 1970’li yıllardaki gençlik hareketinin içinde yer aldı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve aranmaya başlandı. Eren, 21 Kasım 1980 tarihinde Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’nde arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu’na, ardından aynı operasyonda gözaltına alınan sekiz kişiyle birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürüldü. Gayrettepe’ye giden anne Elmas Eren, oğlunun gözaltına alınırken kullandığı, babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobili Siyasi Şube’nin bahçesinde gördü. Ancak polisler, oğlunu soran Elmas Eren’e ‘Gözaltında böyle biri yok’ cevabını verdi” diye konuştu.    ‘FAİLLER KORUNDU’   Aynı operasyonla gözaltına alınan 8 kişi, mahkemeye çıkarıldıklarında “Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı” diyerek suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Setenay Yarıcı, “Savcıya, ‘Hayrettin Eren’in gözaltına alındığının tanığıyım; onu hem karakolda hem de siyasi şubede gördüm’ şeklinde ifade verdiler. Eren Ailesi, Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm resmi makamlara başvurdu ancak aldıkları cevap hiç değişmedi: ‘Hayrettin Eren isimli şahıs gözaltına alınmamıştır, hâlâ aranıyor.’ Tüm hukuki yolları tüketmelerine rağmen hiçbir sonuç alamadılar; Hayrettin’in ve otomobilinin akıbeti 45 yıldır karanlıkta bırakıldı. Failleri cezasızlıkla korundu. Bir kez daha yineliyoruz: Hayrettin Eren’i işkenceyle öldürüp bedenini kaybedenlerin isimleri devletin resmi kayıtlarında mevcuttur. 45 yıldır Hayrettin Eren’in akıbetini ortaya çıkarma ve failleri cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen tüm iktidarlar bu suçun devamcısıdır. Kaç yıl geçerse geçsin; Hayrettin Eren için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.     ‘UTANÇ DUVARINI KALDIRIN'   Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, yetkililere seslenerek, "Gerçekten samimiyseniz kayıplarımızın akıbetini ortaya çıkaracak faillerini yargılayacak ve bir daha insanlık suçu işlenmeyecek bir komisyon kurun. Bu suça ortak olarak siz de insanlık suçu işliyorsunuz. Bize ait olanları bize teslim edin failleri yargılayın” çağrısında bulundu.    İkbal Eren, Ali Yerlikaya'ya çağrıda bulunarak, "Arkamızdaki utanç duvarını kaldırın. Galatasaray Meydanı'nı açın. Bir meydan nasıl kelepçelenir" diye sordu.   Cumartesi Anneleri'nin eylemi, Galatasaray Meydanı'na karanfillerin bırakılmasıyla sonlandı.