Kezban Konukçu: Milyonerlerin sayısı artarken yoksulluk da artıyor 2025-10-02 19:02:35   ANKARA - DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, “20 milyon yurttaşımız sosyal yardımlarla yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Milyonerlerin sayısı artarken yoksulluk da artıyor” dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) gündem önerisine ilişkin düzenlenen Meclis oturumunda konuşan DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, Türkiye’de yaşanan ekonomik krize ve yoksulluğa değindi.    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırmaya işaret eden Kezban Konukçu, “Araştırmaya göre 2025 yılı ocak ve haziran dönemleri arasında yaklaşık 20 milyon yurttaşımız sosyal yardımlarla yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Yine, bu araştırmaya göre aşırı yoksul kategorisindeki yurttaş sayısı ise 12 milyonu bulmuş görünüyor. Şimdi, bir de Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) en son açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırlarına bakalım: Açlık sınırı 28 bine, yoksulluk sınırı 91 bine dayanmış durumda. Şu anda var olan asgari ücret açlık sınırının 6 bin lira altında neredeyse, hele yoksulluk sınırının ne kadar altında söylemeye bile gerek yok. Peki, ne oluyor bu arada? Yoksulluk sınırı bu hâldeyken Türkiye'deki milyonerlerin sayısına baktığımızda, 2022 yılında Türkiye'de 30 milyon doların üzerinde servete sahip olan kişi sayısı bin 761 iken bu, 2023'te bin 932'ye çıkıyor. Yani milyonerlerin sayısı artarken yoksulluk da her geçen gün artıyor” diye konuştu.   ‘BİR TÜRLÜ ENFLASYONU DÜŞÜREMİYORLAR’   Söz konusu verilere rağmen iktidarın "Ülke büyüyor, büyüme var” dediğine dikkat çeken Kezban Konukçu, “Bakıyoruz kim büyüyor, kim küçülüyor; gayrisafi millî hasıladan emeğin payı AKP'li yıllarda yüzde 29,2'den yüzde 18'e düşüyor. Peki, enflasyon ne hâlde bu yalan üretme makinesi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre? OVP iki yıl içinde enflasyonu yüzde 39'dan sadece yüzde 35'e düşürülebilmiş. Bir de Merkez Bankası’nın enflasyon raporu açıklandı; Bu arada geniş tanımlı işsizlik de iki yıl içinde yüzde 22,7'den yüzde 31'e çıktı. Bu arada gıda enflasyonuna bakıyoruz; Gıda enflasyonu da Kasım 2022'de yüzde 102,55'e çıkmıştı. Yani emekçiler sadece yoksul değil, açlıkla sınanıyor ve bu milyonlara tekabül eden bir sayıya işaret ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2025 yılının 3'üncü Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Şimdi biz bu rapora baktığımızda şöyle bir yaklaşım var: ‘Döviz kurlarındaki dalgalanma sınırlı kaldı, enerji fiyatları ılımlı seyrediyor’ böyle olunca, ‘Maliyetler nispi olarak gerileyecek, maliyetler gerileyince de enflasyon düşecek’ diyor ama biz bakıyoruz bir türlü o enflasyonu düşüremiyorlar. Neden; Çünkü şirketlerin, büyük holdinglerin kârlarıyla başa çıkamıyorlar, o kârları denetleyemiyorlar” şeklinde konuştu.    ‘ÖĞRENCİLER GELECEK KAYGISI YAŞIYOR’   Türkiye’de Akademik Yılın 7 milyon öğrenci ile başladığına dikkat çeken Kezban Konukçu, “Akademik Yıl nasıl başladı; Artan yurt ve kira fiyatları, yetersiz burs ve krediler, gitgide yükselen maliyetler yaşam giderleri içinde öğrenciler daha diplomalarını almadan hayat mücadelesine girdi. Gerçi o diplomanın da bir garantisi yok! ‘Onu alacak da ne olacak, onu alacağım da ne olacak’ diye düşünüyorlar öğrenciler. O da onlar için çok büyük bir kaygı konusudur. Ekonomik sorunlar öğrencilerde barınma sorunu, beslenme yetersizliği, geçim sorunu yaşattığı gibi psikolojik yıpranma, gelecek kaygısı da yaratıyor. Yani, bu sistemin, AKP-MHP tek adam rejiminin bize sunduğu, emekçilere sunduğu şey şudur. Saray rejimi, neoliberal talan politikalarıyla emekçinin payını her geçen gün azaltırken genel olarak sermayenin özel olarak da yandaş sermayenin büyümesi için canhıraş çalışmaktadır. Maden yasası, rezerv alan ilanları, orman yangınları, el konan şirketler, bütün bunlar, bunların en somut göstergesidir. Bu koşullarda milyonlarca emekçi açlık sınırının altında yaşarken, öğrenciler yaşam mücadelesi vermekten, hayat mücadelesi vermekten okuyamazken, gelecek kaygısı taşırken, kadınlar öldürülürken, yoksulluk bu hâldeyken bizim çözüm önerimiz nedir? Halkın kaynaklarının, gelirlerin halka aktarılması ve bu yoksulluğun bu anlamda bir an önce son bulmasıdır. Bununla ilgili mücadelemizi de her alanda sürdürmeye devam edeceğiz” diye belirtti.