Temel: Öcalan’ın koşulları değişmeden süreç sağlıklı ilerlemez 2025-08-09 08:45:15   ANKARA - Meclis’te kurulan komisyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini belirten DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, “TBMM bünyesinde çözüm komisyonunun kurulmuş olması tarihi bir adımdır ancak tek başına yeterli değil” dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı sonrası yaşanan gelişmelere dair Medya Haber TV’de değerlendirmelerde bulundu. Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun uzun süre yürütülen tartışmalardan sonra kurulduğunu belirten Temel, süreçte yaşanan gelişmelere değinerek şunları söyledi: “Kürt siyasi hareketi bütün paydaşlarıyla bu sürece yönelik çok önemli, sahici adımlar attı. Komisyon başından beri bir talepti. Sayın Öcalan, siyasi partilere ve Meclis Başkanına daha önce mektuplar gönderdi. Bunların hepsi bugüne yönelik öngörülerdi. Komisyonun süreç üzerine tartışma ve çalışma başlatması oldukça önemlidir. Bu gelişmenin Sayın Öcalan’ın emekleri, çabası ve özellikle öngörüleriyle gerçekleştiğini bilmek gerekiyor. Komisyonun çalışmaya başlaması son derece tarihi ve önemli ama tek başına yeterli değil.”   Türkiye siyaseti ve dinamiklerinin “kutuplaştırma, siyasi hesaplar, partisel çıkarlar” gibi nedenlerle yan yana gelmekte zorlandığını belirten Temel, “Kürt sorununa yönelik çok manipülatif bir zihniyet oluşturulduğu için yıllardır Kürt sorununa dönük neredeyse her bir siyasetin farklı bir yaklaşımı, farklı bir tanımlaması var. Kürt sorununun şiddet ve çatışma zemininden çıkarılması ve demokratik, barışçıl bir zemine doğru geliştirilmesine dönük yasal çerçevenin tartışılıyor olması şüphesiz tarihi bir adım. İktidarın da muhalefetin de yer yer eksik ve yetersiz yaklaşımları olsa da pozitif yaklaşımları şüphesiz önemli ve kıymetlidir. Koçgiri İsyanı’ndan sonra ilk kez bir Kürt isyanı, Meclis’te komisyon kurularak çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor ve bu müzakereyle yapılıyor” ifadelerini kullandı.   İKTİDAR VE MUHALEFETİN DİLİ   Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde iktidar ve muhalefetin kullandığı dile değinen Temel, şunları söyledi: “Ortadoğu kan gölüne dönmüş. Ortadoğu’da katliamlar neredeyse gündelik bir uygulama ve politikaya dönüşmüş. Bütün güçler silah biriktiriyor. Bütün güçler savaş hazırlığı ve savaşa dair yatırımlar yapıyor. Emperyalist güçler, küresel güçler, ulus devletler, kimi sorunların çözümüne yönelik geliştirilen direniş odakları, neredeyse silah, çatışma ve savaş dışında bir çözüm perspektifi sunamayacak kadar savaş bataklığına çekilmiş durumda. Ortadoğu bu haldeyken, Balkanlarda savaş inlerken, Sayın Öcalan silahların devreden çıkarılmasının iradesini geliştiriyor ve devasa hareketi buna tam uyum ve ahenk içerisinde yaklaşım geliştiriyor. Hiçbir güç bu gerçeği gözden kaçıramaz. Muhalefetten beklentimiz, Türkiye demokrasisinin Kürt sorunuyla doğrudan ilişkili olduğu gerçeğini bir an bile unutmadan bu muazzam hamleye, bu muazzam fırsata doğru yaklaşım geliştirmeleridir. Kürt sorununun demokratik zeminde, Kürtlerin varlığı tanınarak çözülmesidir. Türkiye’nin demokrasisinin de böyle gelişeceğini; demokratik olmayan yasaların, tutumların ve uygulamaların büyük bir kısmının Kürt sorununun çözümünden beslendiğini anlamaları gerekiyor. Buna yönelik doğru bir tutum geliştirmeleri gerekiyor. Muhalefetten bizim beklediğimiz budur. Bazı şer odakları, bazı çözüm karşıtı odaklar provokatif bir üslup kullanabilir. Bunlar küçük, toplumsal zemini olmayan güçlerdir.”   ‘DOĞRU TEMELDE BİR POLİTİKA OLUŞTURULMALI’   İktidarın sadece sorunun silahın devreden çıkarılması olarak ele alınmasından vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Temel, “Elbette sorunun büyük bir kısmı savaş, çatışma ve çekilen acılardır. Ancak bunların sebepleri var. Bu sebeplerin yol açtığı politikaların çözümüne dönük doğru temelde bir politika oluşturulmalı. Bunun için medyanın dili, siyasetin dili, akademinin dili düzeltilmelidir. Çözüm perspektifine yakın bir dil oluşturulmalıdır. Dilin ve üslubun değişmesi, zihniyetin değişmesine vesile olur. Devletin uzun bir süreye yayılan inkâr siyaseti bir dil oluşturmuş, bir zihniyet oluşturmuş. Oluşturulmuş olan ırkçı tanımlamalar, onur kırıcı ifadeler, yürütülen politikalarla beraber devasa bir kutuplaştırma yaratmış. Kürt’ün bu dile inanması ve güvenmesi mümkün değildir. Türklerin, Türkiye halkının da bu dilden gerçek anlamda kardeşlik ve barış çıkacağına inanması mümkün değildir. Dilin kirli, kışkırtıcı, hakaret ve aşağılayıcı olduğu; tanımlamaların ‘terör’ ve ‘terörist’ parantezine sıkıştırıldığı bir barış, bir çözüm, tarihsel bir kardeşlik ittifakının zeminini yaratamaz” dedi.   ‘KOMİSYON SAYIN ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜR DİYE DÜŞÜNÜYORUZ’   Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’n temel hedefinin, dinamiklerin tümünü dinleyip çözümün yasal çerçevesini oluşturmak olduğunu vurgulayan Temel, “Şüphesiz bu sürecin öncüsü Sayın Öcalan’ın komisyonca dinlenmemesi düşünülemez. Bu, tartışılacak bir konu bile değil. Sahici bir çözüm peşinde koşan bir komisyonun ilk başta dinleyeceği aktör Sayın Öcalan’dır. Çünkü Sayın Öcalan sürecin nasıl gelişeceğini, nasıl ilerleyeceğini bilen ve bu konudaki hâkimiyetini ve gücünü ortaya koyan bir aktör. Dolayısıyla komisyonun bu aktörden faydalanmaması düşünülemez. Biz DEM Parti açısından da, iktidar ve diğer muhalefet partileri açısından da bunun tartışma konusu olacağını düşünmüyoruz. Komisyonun hemen her şeyi birden yapması şüphesiz mümkün değil ama bir süreç çerçevesinde Sayın Öcalan’dan başlayarak tarafların dinlenmesi, değerlendirmelerinin kayda alınması ve bunların pratik planlamaya, uygulamaya geçirilecek yol haritasının ancak böyle oluşabileceğine inanıyoruz” ifadesinde bulundu.   ‘SÜRECİ YÜRÜTENLERİN YASAL GÜVENCESİ OLMALI’   Komisyonun yasal çerçeve hazırlama sorumluluğu ve yükümlülüğü olduğunun altını çizen Temel, şöyle devam etti:“Meclis kapalı ancak Meclis’in açılış tarihine kadar çeşitli taslakları hazırlama, çeşitli ‘yol temizliği’ anlamına gelecek, engel teşkil eden yasaların düzeltilmesi gibi görevleri var. Bu süreci yürütenlerin yasal güvencesi olmalı. Başta Sayın Öcalan’ın koşulları ve süreci yürütme konusunda sahip olması gereken imkânları değerlendirmek üzere yasal birçok çerçevenin hazırlanacağını ve Meclis açıldığında bunların gündeme alınacağını bekliyoruz. Ömürlerini mücadeleye adamış insanların, demokratik siyasete ve toplumsal mücadeleye katıldıklarında, bunların mücadele koşullarını düzenleyen, en azından engelleyici yasaların kaldırılması gerekmez mi? Bu tartışma konusu bile değil.”   ‘TEMASLARIN SÜRMESİ VE ARTMASI GEREKİYOR’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmeye birçok odak ve çevrenin gitmesi gerektiğini dile getiren Temel, şunları belirtti: “Temasların sürmesi, artması gerekiyor. Bu tartışılacak bir konu değil. Bunun hazırlığı da sistematiği de oluşturulmaya çalışılıyor. Sayın Öcalan açısından tecrit koşullarının kaldırılarak sürece öncülük etmesine dönük adımlar hâlâ atılmış değil. Maalesef bu koşullarda, bu imkânlarda muazzam bir enerji ve çabayla çalışmalarını sürdürüyor. Heyetlerle görüşüyor, mekanizmalar öneriyor. Mekanizmaların oluşup işlemesi için çaba harcıyor. Ancak bu koşullarda sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesi mümkün değildir. Sayın Öcalan’ın özgür bir şekilde bütün dinamiklerle temas kurabilecek koşullarda olması gerekiyor. Fakat bu koşullar sağlanmış değil. Sayın Öcalan hâlâ istediği aktörle, istediği siyasi partiyle, istediği dinamikle, istediği şekilde ve hızda iletişim kuramıyor. Cezaevi, zindan koşulları devam ediyor. Bir çalışma esnekliği var ancak bu, iktidarın süreci yürütmesi açısından en eksik ve yetersiz tutumdur. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.”   ‘DEM PARTİ HEYETİ İMRALI’YA GİDECEK’   DEM Parti’den bir heyetin önümüzdeki günlerde İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ziyaret edeceğini belirten Temel, “Siyasi partilerin temsilcileri, bileşenlerimiz, sol sosyalist hareketin temsilcileri, kadın hareketlerinin temsilcilerinin adaya gitmesine dönük bir planlama var. Bunlar, Sayın Öcalan’ın yoğunluğu da gözetilerek kademeli şekilde planlanacak. Bizim heyetimiz hazır; eş başkanlarla beraber 7 kişilik bir heyet” dedi.   DEM Parti’nin Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları kapsamında 2 bin toplantı düzenlediğini aktaran Temel, “Bunların sonuçları Sayın Öcalan’a bir rapor şeklinde iletilecek. Çünkü biz süreci tartıştık. Sayın Öcalan’ın yeni dönem perspektifini halkla paylaştık. Halkın sürece dönük kaygıları, eleştirileri, değerlendirmeleri, umudu, iktidara dönük güvensizlikleri ve Sayın Öcalan’a önerileri var. Bu bilgileri rapor şeklinde adaya götürmeyi planlıyoruz” diye konuştu.