‘Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyası: Bakanlığa başvurular sürüyor 2025-06-22 09:07:44 İSTANBUL - "Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyası kapsamında Adalet Bakanlığı'na başvuruların sürdüğünü söyleyen yazar Ertuğrul Mavioğlu, "Öcalan'ın özgür çalışır koşullarda olması barış için kilit önemde" dedi.  Türkiye'deki antidemokratik uygulamalar üzerine yurt dışına gitmek zorunda kalan akademisyen, aydın, siyasetçi ve gazetecilerin içerisinde yer aldığı Avrupa Özgürlük ve Barış Platformu (EFFP), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşmelerin yapılması için “‘I Want to Visit Öcalan/Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum” kampanyası başlattı. EFFP'nin kampanyası birçok Avrupa ülkesinde devam ediyor.    'ÖCALAN ÖZGÜR ÇALIŞIR KOŞULLARDA OLMALI'     EFFP’de yer alan gazeteci ve yazar Ertuğrul Mavioğlu, kampanyaya dair konuştu. Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısı ve PKK'nin fesih kararı aldığı kongresini hatırlatan Mavioğlu, "Bu gelişmelerin ardından herkesin beklentisi karşılıklı adımlar atılacağı yönündeydi. Fakat devlet bu işi ağırdan alıyor ve adını 'Terörsüz Türkiye’ olarak koyduğu süreçte çok da adım atmayacağının mesajını vermiş oldu. Buna karşı bir dizi öneri geldi. Bu önerilerden biri de Abdullah Öcalan ile görüşme talebiydi. Bu talebin içeriği esas itibariyle Öcalan'ın sunmuş olduğu tezlerdir. Bu tezler sadece Türkiye'yi, Kürdistan'ı ya da Ortadoğu'yu değil, aynı zamanda bütün dünyayı etkileyecek nitelikte. Bu nedenle kampanya başlattık" dedi.    Yunanistan, Almanya, İsviçre, Fransa, Hollanda ve Belçika’dan insanların kampanyaya katıldığını aktaran Mavioğlu, "Avrupa'da bütün ülkelerden bu faaliyetlere katılan insanlar var. Bu insanlar esas itibariyle akademisyen, yazar ve gazetecilerden oluşuyor. Avrupa'da sürgün pozisyonda olan çok sayıda aydın entelektüel bir kesimi kapsıyor. Hepsinin ortak çabası asılan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür” diye kaydetti.    İmralı tecridinin halen devam ettiğini söyleyen Mavioğlu, "Abdullah Öcalan'ın özgür yaşam ve çalışır koşullarda olması barışın sağlanması noktasında kilit öneme sahiptir. Ama tabii ki Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden bu çalışmalara katılanların hepsi her konuda aynı fikirlere sahip olan insanlar değiller. EFFP'de yer alan insanların esas amacı özgürlükleri, barışı, demokrasiyi ve eşitliği tesis edebilecek azami adımların atılmasıdır. Bu noktada çalışmalarımız yürütüyoruz" diye konuştu.    FARKLI ÖRGÜTLERDEN KAMPANYAYA DESTEK     Farklı örgüt ve yapılardan olumlu dönüş aldıklarını dile getiren Mavioğlu, "Avrupa Sol Partisi, bu kampanyayı ilk destekleyen örgütlerden bir tanesi. Avrupa Parlamentosu'nun sol grubu yine ilk destekleyenlerden bir tanesi. İtalya genelinde bir milyonu aşkın üyesi ve 4 bin 400’ü aşkın derneği olan sivil toplum örgütü ARCI de kampanyaya katıldı. Güney Afrika'dan Katolik Psikoposlar, Dünya Evanjelik İttifakı, Hırvat filozof, yazar ve siyasi aktivist Srecko da katıldı. Çalışmalara katılan bu insanlar, hem video paylaşımlarıyla hem de Adalet Bakanlığı'na bir fiil mail üzerinden veya başka yollardan dilekçe yazarak başvuruyor. Abdullah Öcalan ile görüşme talebinde bulunuyorlar" şeklinde konuştu.    ‘DÜNYA ÖCALAN'IN ÇAĞRISINI SAHİPLENİYOR’    Kampanya çalışmasını yürüten aydın, yazar ve örgütlerin Abdullah Öcalan’ın çağrısını sahiplendiklerini söyleyen Mavioğlu, şunları söyledi: "Kampanyaya destek veren kişiler, Öcalan ile karşılıklı konuşup ve tartışıp, fikirlerin geliştirilmesi konusunda rol sahibi olmayı da amaçlıyorlar. Öte yandan herkes, Adalet Bakanlığı ve Türkiye üzerinde bir basınç oluşturmak gerektiği gerçeğinin de farkında. Bu yüzden çeşitli kurum, kuruluş ve bireysel başvurular hala devam ediyor. Abdullah Öcalan'ı ziyaret, kilit noktalardan bir tanesi. Ama asıl amacımız özgür yaşar ve çalışır koşullarının sağlanmasıdır. Bu konuda hükümetin adım atmasını istiyoruz."   ATILMASI GEREKEN ADIMLAR     Barış için "düşman hukukunun" devreden çıkarılması gerektiğini dile getiren Mavioğlu, şöyle devam etti: "Tüm politik tutsaklar serbest bırakılmalı, Terörle Mücadele Yasası lağvedilmeli. Antidemokratik bütün yasalar ortadan kaldırılmalı. Bunun içerisinde anayasanın değiştirilmesi, anayasadaki o Türklük Sözleşmesine denk düşecek olan maddelerin temizlenmesi, bu anlamda kimliksiz bir anayasa ya da Kürt kimliğini veya Türkiye'deki bütün azınlıkların kimliklerini tanıyan bir anayasanın yapılması gerekir. Yine seçim sonuçlarına saygı gösterilmesi, kayyumların ortadan kaldırılması, tutuklu belediye başkanlarının serbest bırakılması lazım. Türkiye'nin dört bir yanında demokratik örgütlenme imkanlarının sağlanması, gerçek manada bir sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması lazım."   MA / Esra Solin Dal