33 yıldır failleri bulunmadı: O da ardılları da korkmadı 2025-02-23 09:04:23   ÊLIH - Êlih’te 33 yıl önce katledilen gazeteci Cengiz Altun’un annesi Türkan Altun, gazetecilere dönük saldırıların son bulmadığına işaret ederek, "Cengiz korkmadı, ardılları da korkmadı" dedi.    Yeni Ülke gazetesi muhabiri Cengiz Altun, Êlih’te 24 Şubat 1992'de habere giderken Hizbullah tarafından katledildi. Altun'un katledilmesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen failler bulunmadı. 77 yaşındaki Türkan Altun, 33 yıldır oğlunun faillerinin bulunması için mücadele veriyor.    'CENGİZ'İN ARDILLARI DA KORKMADI'     Türkan Altun, katliamı gerçekleştirenlerin istenmesi halinde bulunabileceğini kaydetti. Oğlunun işkence ve ölüm tehditlerine rağmen mesleğinden vazgeçmediğini dile getiren Türkan Altun, "Sêrt’e 40 gün işkence gördü. Eve vardığında banyosunu yapıp habere koştu. Babası ‘Cengiz nerede’ diye sorduğunda habere gittiğini söyledim. O da ‘Bu nasıl bir cesaret’ deyip oğluna olan hayranlığını dile getirdi. İnsanların kaçırılıp, domuz bağıyla öldürüldüğü bir dönemdi. Baskı ve tehditlere rağmen Cengiz ve arkadaşları korkmuyordu. Çünkü onların bu halka gerçekleri aktarmak gibi hedefleri vardı. Ancak gerçeğe tahammül edemeyenler tarafından katledildiler" diye konuştu.    Oğlundan sonra birçok Özgür Basın çalışanın katledildiğine dikkati çeken anne Türkan Altun, her gazetecinin ölümünde oğlunun katledilmesinin aklına geldiğini söyledi. Türkan Altun, "Özgür Basın Cengiz’imin emaneti. Hepsi benim Cengiz’im, onları katledenler Cengiz’imi bir daha katlediyor" diye konuştu.    Türkan Altun, “Cengiz korkmadı, ardılları da korkmadı. O gün bir evladım katledildi, şimdi binlerce evladım var. Hepiniz bu halkın öncülerisiniz" diye belirtti.    CENGİZ ALTUN'A DAİR    Cengiz Altun, Êlih’in Kercew (Gercüş) ilçesinde 9 Temmuz 1968 günü dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra 1990 yılında Batman Meslek Yüksek Okulu Motor Bölümü’ne kayıt yaptırdı. Altun, öğrenciliğinin devam ettiği 1991'de haftalık Yeni Ülke gazetesinin dağıtımıyla mesleğe başladı. Altun'un gazeteciliğe başladığı dönemler kontrgerilla saldırılarının yoğun şekilde yaşandığı dönemlerdi. Bu nedenle sürekli tehdit alıyordu. Aldığı tehditlere karşı Batman Cumhuriyet Savcılığı’na başvursa da herhangi bir sonuç alamadı. En son yaptığı başvurunun üzerinden 3 ay geçtikten sonra, 24 Şubat 1992 günü sabah saat 08.15 sıralarında gazete bürosuna gitmek üzere Mehtap Caddesi’nde yürürken çapraz ateşe tutuldu. Fail(ler) olay yerinden uzaklaşırken, Altun da yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.    SİLAH VAR FAİL YOK!   Cinayetten yaklaşık bir yıl sonra Diyarbakır-Mardin karayolu Ovabağ Kavşağı’nda kimlik kontrolü yapan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi polisleri, İsmail Emsen adlı bir kişiyi üzerinde 9 milimetre çapında ruhsatsız bir tabancayla yakaladı. Yapılan balistik incelemede Altun’u öldüren kurşunlardan bazılarının bu silahtan çıktığı belirlendi. İfadesi alınan İsmail Emsen, "Hizbullah taraftarı olduğunu ve tabancayı kendisini korumak için kardeşi Metin Emsen’den aldığını” söyledi. Cinayet suçu yerine "ruhsatsız silah bulundurma” gerekçesiyle tutuklanan Emsen, Diyarbakır Cezaevi’ne konuldu. Polis, ne silahı ondan aldığını söylediği kardeşi Metin Emsen’i buldu ne de olay hakkında detaylı bir soruşturma yaptı. Emsen, kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.   Devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin ortaya saçıldığı "Susurluk Kazası"na dair Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan raporda, bölgede öldürülen diğer gazetecilerle birlikte Altun cinayeti de yer aldı. Ancak aradan geçen 33 yıla rağmen Altun'un failleri bulunmadı.     Gazetecilere dönük saldırılar Altun'dan sonra da devam etti. Onlarca Özgür Basın çalışanı 1990'lı yıllarda katledildi. Türkiye ve bağlı paramilter güçler, 2019'dan bu yana 15 gazeteciyi hedef alarak katletti. En son Kuzey ve Doğu Suriye'de Nazım Daştan, Cihan Bilgin ve Egit Roj katledildi.    MA / Fethi Balaman