İstanbul’da miting hazırlıkları: Abdullah Öcalan rolünü oynayabilmeli 2025-01-30 09:05:21 İSTANBUL - İstanbul’da 2 Şubat'ta yapılacak “Özgürlük İçin Barış Mitingi”ne katılım çağrısı yapan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, devletin Kürt sorununun çözümü için adım atması gerektiğini belirtti.  Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerden çıkan mesajlar üzerine "Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları" kararı aldı. Buluşmalar kapsamında, 1-16 Şubat tarihleri arasında 40’tan fazla merkezde halk toplantıları, çeşitli etkinlikler ve mitingler düzenlenecek. 2 Şubat’ta İstanbul, 8 Şubat'ta Amed ve 9 Şubat'ta Mersin'de mitingler gerçekleştirilecek.      Mitinglerin ilki “Özgürlük İçin Barış Mitingi” şiarıyla İstanbul Esenyurt Meydanı’nda saat 13.00’de düzenlenecek. DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, hazırlıkları süren mitingin önemi ve amacına ilişkin konuştu.   39 İLÇEDE ÇALIŞMA   Mitinge dair İstanbul’un 39 ilçesinde çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini belirten Kalmaz, bu kapsamda ev ev, mahalle mahalle gezerek dağıtıkları el bildirileriyle mitinge katılım çağrısında bulunduklarını söyledi. Miting günü tüm ilçelerden araçların kaldırılacağını aktaran Kalmaz, “Bütün Türkiye halklarını, sosyalist hareketleri, emekçileri, kadınları ve gençleri gerçekleştireceğimiz barış mitingine davet ediyoruz” dedi.     ‘TOPLUM SÜRECE DAHİL OLMALI’   Bu süreçte daha çok sahada örgütlemeyi hedeflediklerini dile getiren Kalmaz, “Amacımız, toplumu bu sürece dahil ederek, Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu perspektifi yaşamsallaştırmak. Sayın Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi için herkesin sürece dahil olması gerekiyor. Yapılan görüşmelerin beyan ve niyetten çıkması için herkese büyük rol ve görevler düşüyor. Çünkü Kürt sorunun çözümsüzlüğünden kaynaklanan sorunlar sadece Kürt halkını ilgilendirmiyor. Bugün açlık ve yoksulluğun yanı sıra Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm halkların sorunudur. Bu nedenle herkesin üzerinde düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor” diye belirtti.    ‘DEVLET ADIM ATMALI’   Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için önceki tarihlerde Gemlik ve Özgürlük Yürüyüşü gibi bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirdiklerini anımsatan Kalmaz, İmralı tecridinin hem Türkiye hem de Ortadoğu’da Kürt sorununun derinleşmesine neden olduğunu söyledi. Kalmaz, bu anlamda tecrit ve saldırı politikalarına karşı parti olarak bir direniş hattı başlattıklarını dile getirdi.    Suriye'de BAAS rejiminin devrilmesiyle birlikte yeni bir atmosferin ortaya çıktığına dikkati çeken Kalmaz, “Suriye’deki gelişmelerle birlikte Kürtlerin artık çözümsüz olmadığı, Kürt sorununun sadece AKP ile çözülemeyeceği, ABD ve bölge devletlerinin içinde olduğu çok seçenekli bir sürecin ortaya çıktığını görmek gerekiyor. Kürt halkının direnişi ve devletin içte yaşadığı tıkanıklık, Rojava’yı ortadan kaldırma ve işgal saldırılarının amaca ulaşmaması Türkiye’yi bir çözüm arayışına götürdü. Çözüm noktasında da Sayın Öcalan’ın tek aktör ve muhatap olduğunun açığa çıkmasıyla görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmelerin sadece iktidar ve devletle sınırlı kalmaması gerekiyor. Bütün muhalefet ve kamuoyu tartışmalara dahil edilmelidir. DEM Parti bu minvalde bütün muhalefet partileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Sayın Öcalan’ın yayınlamış olduğu 7 maddenin içeriğini doldurmak açısından rol ve misyonumuzu oynamak gibi bir süreç içerisindeyiz. Ortaya çıkan durumun pratikleşmesi noktasında toplumun bu sürece dahil olması, devletin pratik adım atması gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘ROJAVA’YA SALDIRILAR DURDURULSUN’   Abdullah Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi için tecrit politikalarının sonlandırılması ve Anayasal değişikliğin yapılması gerektiğine işaret eden Kalmaz, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikaları sürdükçe ve sadece heyetin İmralı'ya gitmesine izin verilmesiyle bu sorun çözülmez. Sayın Öcalan, ilk görüşmede tecridin devam ettiğini belirtmişti. Kürt sorununun çözümü noktasında Türkiye’nin, Rojava’nın statüsünü tanıması ve saldırıları durdurması gerekiyor. Rojava’nın statüsünü kabul eden bir Türkiye, aynı zamanda Kürt sorununun çözümünde bir pratik ortaya koyacaktır. Bunları kabul eden bir devlet gerçekliği demokratikleşmeyi de beraberinde getirecektir. Bütün bu politikaların temel sebeplerine baktığımızda Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikasıdır. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor.”   MA / Esra Solin Dal