DEM Parti’den cezaevi katliamına yönelik zaman aşımı kararına tepki

img
ANKARA - “Hayata Dönüş Operasyonu” adı ile gerçekleştirilen cezaevi katliamına yönelik zaman aşımı kararına tepki gösteren DEM Parti, “Davanın cezasızlık ile kapatılmasını reddediyoruz” dedi. 
 
İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’ne 19 Aralık 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” adı ile gerçekleştirilen ve 12 tutsağın katledildiği operasyona dair açılan davanın karar duruşması 17 Kasım tarihinde Bakırköy Adliyesi 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, 12 tutsağın katledildiği operasyona dair açılan davada “zaman aşımı” kararı verildi.
 
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, karara tepki gösterdi.
 
Yapılan açıklamada, Adli Tıp incelemelerinde güvenlik görevlileri de dahil olmak üzere ateşli silah yaralanmasına bağlı olan tüm ölümlerin devlet görevlilerinin kullandığı silahlardan kaynaklı olduğunun saptanıldığı bilgisinin verildiğine işaret edilerek, “Raporlara göre, içeriden dışarıya atış yapılmadığı saptanmış, ölümlere neden olan silahlar yüksek kinetik enerjili harp silahı olarak tabir edilen silahlardı, son derece fazla, uzun namlulu, yüksek kinetik enerjili silahlar kullanılmıştı. Özellikle kadın mahpusların kalmakta olduğu koğuşta uygulanan yöntemler tam anlamı ile bir vahşetti. Çatıların delinmesi suretiyle açılan deliklerden koğuşların içine yanıcı maddeler atılmış ve kimyasal nitelikli yanıcı maddeler kullanılarak koğuşların bir anda alev almasına neden olunmuştur. Kapalı yerde kullanılması yasak olan yanıcı gazların yoğun miktarda atılması nedeni ile soluk alamayan ve sürekli ateş edilen koğuşlarda öldürüleceklerini anlayan mahpuslar havalandırmaya çıkmak istemiş, ancak burada da üzerlerine ateş edilmiştir. Bu saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmiştir” denildi.
 
‘BİLİNÇLİ OLARAK YILLARA YAYILDI’
 
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yapılan başvuru ve şikayetlere rağmen mağdurlara karşı davalar açılmış, operasyona katılan görevliler için yargılama izni verilmemiştir. 2010 yılına kadar soruşturma sürüncemede bırakılmış ve nihayet 2010 yılında 37 er hakkında dava açılmış, rütbeli asker hakkında dava açılmamıştır. Operasyonu komuta eden rütbeli askerler hakkında davanın yıllar sonra açılması yargılamada ortaya çıkan sonucu değiştirmemiştir. Mahkeme sanıkların huzurda dinlenmesini, tanıkların ve mağdurların yüz yüze dinlenmesi taleplerini reddetmiş ve ifadeler uzun yıllar boyunca tamamlanamamıştır. Mahkemenin talep ettiği yazı ve belgelerin  gönderilmemesi yargılamayı bilinçli olarak yıllara yaymıştır. Nihayet davanın zamanaşımına uğradığına karar verilmiştir.
 
REDDEDİYORUZ 
 
AİHM’in yerleşik içtihatları, yargılama makamlarının veya kamu görevlilerinden kaynaklanan nedenlerle zamanaşımı kararı verilemeyeceği yönündedir. İnsanlığa karşı suç niteliğinde kabul edilebilecek suçların cezasızlık ile sonuçlandırılması hukuka ve insan haklarının dayandığı temel normatif hükümlere aykırıdır. Bu nedenlerle AİHM Bayrampaşa Cezaevinde uygulanan kuvvetin ve yöntemlerin orantısız olduğu, yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile 15 Kasım 2016 tarihli Hamdemir ve Diğerleri/Türkiye davasında devletin mahkumiyetine hükmetmiştir. Bunun yanısıra Devlet taraf olduğu BM Mahpuslara uygulanacak asgari standartlar hükümlerine de uygun davranmamıştır.  
 
Devletin cezaevleri politikasının neden olduğu hak kayıplarının ve bir katliamın daha cezasızlık ile sonuçlanması kabul edilemez bir sonuçtur. Toplam 20 cezaevinde aynı anda yapılan operasyonun son davası olan Bayrampaşa Cezaevi Baskını davasının da zamanaşımı uygulanarak cezasızlık ile kapatılmasını reddediyoruz.”