DÊRSIM - Emek ve Özgürlük İttifakı'nın Dêrsim'de yaptığı halk buluşmasında ortak mücadele ve 3'üncü Yol vurgusu öne çıktı.
Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri, Dêrsim'de belediyenin konferans salonunda halk buluşması düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Wan Milletvekili Sezai Temelli, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüsü Dilşat Canbaz Kaya, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Dêrsim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçaoğlu ve çok sayıda kişi buluşmaya katıldı.
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından ittifaka dair hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı.
AKDENİZ: TEK ADAMI GÖNDERECEĞİZ
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “6 yaşındaki çocukların açlıktan baygınlık geçirdiği zamanlardayız. Birkaç gün önce asgari ücret belirlendi. Utanmadılar, sıkılmadılar. O masada ekmeğimizi çaldılar. Asgari ücret görüşmelerinde, ‘8 bin liranın altına çıkmayın' dediler. Bu alçaklıktır, bunu açıklamazsanız, namertsiniz. Bu çıkmazdan nasıl yol gidileceğini biliyoruz. Saray kararname yayınlıyor, ‘grev yasak' diyor. Ama Kocaeli'de metal işçileri grev yapıyor. Her şey güzel olacak. Hak verilmez alınır. Düzen muhalefetine prim vermeyeceğiz. Tek adamı göndereceğiz. Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak geldi, yanında olduk. Ekrem İmamoğlu’nun yanında durduk" dedi.
Akdeniz, İstanbul’da yapılan Alevi Kurultayı'na da işaret ederek, "Tek adam rejiminin anlayacağı dilden sokaklara inelim. İşçi ve emekçilerin gücünü görsünler. Devlet din ve devlet işleri birbirinden ayırmalı ve cemevlerinden elini çekmelidir. Bu ülkenin muhaliflerinin oyları, çantada keklik değil. Biz halk egemenliği diyeceğiz. Kürt sorununun eşit haklar temelinde olacağını söylüyoruz. Yeni yüzyıl bizim olacaktır” ifadelerini kullandı.
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, “Yeni yılda aynı sorunlar içinde boğulmak istemiyoruz. Bu yüzyılın bize verdiği karanlığa Emek ve Özgürlük İttifakı ile son vereceğiz. Sermaye düzeniyle, bu yoksulluğu yönetebileceklerini düşünüyorlar. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, Dersim’den Zilan’a, oradan da Paris’e uzanan bir katliamlar yüzyılıdır. Bu yüzyılı değiştirmek başka bir yönetimle, demokratik bir cumhuriyetle mümkün olacaktır. Bu zulüm düzeni, bütün çıplaklığıyla kendini ortaya koymuştur. ‘Ne yapmalıyız’ sorusuna şimdi cevap verme zamanı gelmiştir. Biz ‘3’üncü yolumuz var’ dedik, bu demokratik ulus anlayışının halkta olduğu bir yoldur. Başka bir seçeneğin olabileceğini söyledik. Artık tahammülümüz kalmadı. Bu düzen böyle devam etmez. Biz Ankara’yı değil, Van’ı Amed’i düzeltmek istiyoruz. Türkiye gerçek anlamda demokratikleşene kadar, bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Gücümüzle, parlamentoda yerimizi alalım. Kayyımcı zihniyete başa çıkmanın en iyi yolu da birlikte mücadeleden geçecektir. Bugün Rojava, Başur ve Paris’te bu katliamlar yaşanıyorsa, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmemesinden kaynaklanıyor. Bizi görmeyen ve yok sayanlarla asla yan yana olmayız. Özgürlük ve sınıf mücadelesi, kendine bir yol olacaktır. Hepinizin yolu açık olsun” diye konuştu.
‘İRADE VE TEMSİLİYET BİZİZ’
SMF Dönem Sözcüsü Dilşat Canbaz Kaya, Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkez’ine yönelik yapılan saldırıda katledilenleri andı. Canbaz, “Katliamlar devlet aklının ürünüdür. Bu yüzyıl aslında katliamlar yüzyılıdır. Bu yüzyılı kabul etmediğimizi en başta da söyledik. Hayata geçirmek istediğimiz şey işçi sınıfı ve kadınlarla yan yana olmaktır. Kadınların katledilmediği, öldürülmediği, tecavüze uğramadığı bir ülke bir için mücadele edeceğiz. İrade de temsiliyet de biziz. Emek ve Özgürlük İttifakı da bunun için var. Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu zorlu süreçlerden geçebilecek bir gücümüz var. Bu gücü Sakine Cansızlardan, İbrahim Kaypakkayalardan ve Deniz Gezmişlerden ve cezaevindeki siyasi tutuklulardan alıyoruz. Seçimden sonra da mücadelenin bizim için önemli olacağını da bir kez daha söylüyoruz, gücümüzü büyütebiliriz” şeklinde konuştu.
SOYGUN DÜZENİ
TÖP Dönem Sözcüsü Perihan Koca, “Sansür Yasası, gazetecilere yönelik operasyonlar, DBP’ye yönelik saldırılar, ev baskınları, Ferhat Encu'ye atılan tokat ve beraberinde gelişenler tesadüf değildir. Bu saldırılar, halka açılmış bir savaşın göstergesidir. İşçilere ve emekçilere savaş açılmış, aleviler inançlarını yaşayamıyor. Kürtlere her türlü ölüm reva görülüyor. Açıklanan asgari ücrette, halk inim inim inlerken onlar saltanatlarını sürüyor. Bu saray ittifakı, çetelerin faşistlerin ittifakıdır. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı onlara teslim etmeyeceğiz. İttifak, işçiler, kadınlar, Aleviler ve Kürtlerin ittifakıdır. Halkın yegane çıkış seçeneği olarak geliyoruz. Halkçı bir çözümü biz getiriyoruz. Halkın temel ihtiyaçlarını kamulaştıracağız. Soygun düzenini sonlandıracağız. Onurlu bir barışı, kadınların onurlu bir düzen içerisinde olacağını söylüyoruz. Bu suç düzeninden ancak bu şekilde kurtulabiliriz" ifadelerini kullandı.
‘ÜTOPYA DEDİKLERİ HER ŞEY OLACAK’
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Parti Meclis üyesi Bilge Seçkin ise, Paris saldırısını kınadı. Seçkin, şunları söyledi: "Açlıkla sınandığımız bir çağda yaşıyoruz. Şov şeklinde asgari ücret sundular. Kayıt dışı çalışıyor çoğumuz. Türkiye’de 5 çocuktan biri aç. Tarım desen şirketlerin insafına bırakılmış. Kadınların üzerine kabus gibi çökmüşler. Bu muhafazakarlar, neoliberallerle bir aile düzeni oluşturdu. Şiddeti, ölümü normal görüyorlar. İş bulmaya çıkıyoruz, ‘sizin işiniz çocuk bakmak’ diyorlar. İş bulduğumuz zaman onlara ayıracak bir zamanımız yok. Çocukları kurslara gönderiyoruz. Çocuklar tecavüze uğruyor, tacize maruz bırakılıyor. Erzurum’da çocukları tecavüz ediyorlar ve ‘biz bunu yaparız yapmaya da devam ederiz’ diyorlar. Nerede bu ülkedeki kadın katilleri? Kadın katillerini kınayanları, mahkemeye çağırıyorlar. Kürtlere, Alevilere borcumuz var. Bundan sonra, ütopya dedikleri her şey olacak. Tüm siyasi tutsaklar serbest olacak. Bir tek ağacı bile kesemeyecekler. HES’ler defolup gidecek. Recep Tayyip ve avareleri gidecek.”