ANKARA - HDP milletvekilleri, Adalet Bakanlığı önünde ikinci gününde sürdürdükleri oturma eyleminde, “İmralı’nın kapılarını açın” çağrısı yaptı.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile avukat görüşmesinin sağlanması talebiyle dün Adalet Bakanlığı önünde başlattığı oturma eylemi, 2’nci gününde devam etti. HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Serpil Kemalbay, Dilan Dirayet Taşdemir, Nuran İmir, Abdullah Koç, Şevin Coşkun ve Erdal Aydemir, “İmralı’da hukuk uygulansın”, “Tecrit insanlık suçudur”, “Savaşa ve tecride son”, “İmralı’ya avukatlar gitsin” yazılı dövizlerle Adalet Bakanlığı önüne geldi.
VEKİLLERE VE BASINA ENGEL
Adalet Bakanlığı önüne gelerek oturma eylemlerini gerçekleştiren vekilleri engelleyen polis, bakanlık önünde açıklama yapılmasına izin vermedi. Bakanlık önüne girişleri de engelleyen polis, “güvenlik gerekçesi” sunarak gazetecilerin çekim yapmasına izin vermedi. Polis, gazetecilerin bakanlık binasının bulunduğu sokağa girişini dahi engellendi. Nöbet alanına gazetecilerin alınmamasına tepki gösteren HDP Agirî Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, “Sözde güvenlik gerekçesiyle basın özgürlüğü ayaklar altına alınarak gazetecilerin burada açıklamayı izlemesine izin verilmedi. Bu durum tam da İmralı’da baş tutan tecridin bugün toplumun her alanına nasıl ilmek ilmek işlemesini çok açık anlatıyor. Halklarımıza sesimizi duyurmanın yollarını bulacağız, buluyoruz ama basına yönelik sansürü kabul etmiyoruz” dedi.
İMRALI HANGİ HUKUKA BAĞLI?
Taşdemir, şöyle devam etti: “Biz uzun süredir İmralı’da süren tecride karşı AKP’yi ve Adalet Bakanlığı’nı hukuku uygulamaya davet ediyoruz. Kendi hukukunu ve anayasasını tanımayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Biz her platformda tecridin Türkiye siyasetine etkilerini yüksek sesle paylaştık. Maalesef İmralı tecridinde de AKP iktidarı üç maymunu oynuyor. Son 21 ayır mutlak bir iletişimsizlik hali var. ‘Neden’ sorusuna AKP iktidarı cevap vermiyor. Ya AKP halka yalan söylüyor ya da İmralı Cezaevi Türkiye hukukunun işlediği bir yer değil. İmralı Cezaevi hangi hukuka bağlı? Eğer Adalet Bakanlığı’na bağlı değilse, yetki kimdedir? O zaman onu açıklasınlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. CPT’nin İmralı Cezaevi’ne gittiği söylendi. Gitti ama orada bir görüşme yapıldı mı yapılmadı mı biz bunu bilmiyoruz. Sayın Öcalan neden CPT heyetiyle görüşmedi. Bizim kaygılarımız var. Türkiye’nin geleceğini düşünen halkların ve demokratların bu konuda kaygısı var. İktidarın ve Adalet Bakanlığı’nın bu meseleye dair açıklama yapması gerekiyor. İmralı Cezaevi sıradan bir cezaevi değildir. Bu mesele unutulur sanıyorlar. Bu mesele unutulmaz.”
‘SUÇ İŞLEMEKTEN VAZGEÇİN’
Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşemeyeceğini vurgulayan Taşdemir, “Türkiye demokratikleşmeden de bu ülkenin sorunları çözülmez. Eğer bugün mafya siyaset ilişkilerin batağında isek, eğer bugün cebimizden çalınan paranın hesabını soramıyorsak, tam da nedeni İmralı’da sürdürülen tecrittir. Kürt sorunudur. Bütün hukuksuzlukları Kürt meselesiyle savaş çığırtkanlıklarıyla üstünü örtüyorlar. Biz Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını ve ailesi ile avukatlarıyla görüştürülmesini istiyoruz. Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz. Suç işlemekten vazgeçin” ifadelerini kullandı.
‘ANAYASA İLE BAĞLAR KOPARILDI’
Adalet Bakanlığı önündeki eylem sürerken, milletvekilleri açıklama yapmak üzere Meclis Dikmen Kapısı’na doğru yürüyüşe geçti. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, “Türkiye’de AKP-MHP faşist bloğu, hukuku, anayasayı, yasayı ve uluslararası sözleşmeleri tamamen ayaklarının altına aldığının kanıtıdır. Erdoğan’ın anayasa ile ipini kopardığının bir kez daha göstergesi olmuştur. Bize Adalet Bakanlığı önünde yapılan tecridi kınıyoruz. Bu tecridin, İmralı’daki tecritten, cezaevlerindeki tecritten ya da Türkiye’nin her yerindeki tecritten işçilerin, emekçilerin, kadınların, halkaların özgürlüklerine yapılan tecritten farkı yok” dedi.
‘İMRALI KAPILARINI AÇIN’
Savaşı daha da tırmandırma yarışına giren iktidarın ağır tecrit politikalarının tehlikeli olduğunu vurgulayan Kemalbay, “Bir an önce İmralı’nın kapılarının açılması, Sayın Abdullah Öcalan’ın başta avukatları olmak üzere, ailesiyle görüşmesinin sağlanması bu da yetmez; Türkiye’nin barışa ve demokrasiye ulaşabilmesi için görüşmelerin, müzakerelerin ve diyaloğun başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye hapishanelerinde de çok sayıda ağır hasta tutsak var bir an önce hasta tutsakların özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söylüyoruz. Siyasi tutsaklara özgürlük talebimiz var. Adalet Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz” diye kaydetti.