ANKARA - İşkencenin Kürtlere yönelik yüz yıldır bir yöntem olarak kullanıldığını belirten HDP Milletvekili Habip Eksik, “İmralı Cezaevi'nde dünyanın iğrenç işkence yöntemi uygulanıyor” dedi.
Türkiye’nin her dönem anıldığı işkence uygulamaları, “İşkenceye sıfır tolerans” diyen AKP’nin 20 yıllık iktidarında, emniyetin bodrum katlarından sokaklara uzandı. Şapatan’dan Xirabê Bava’ya köylülerin meydan işkencesinden geçirilmesinden, Riha’nin Xelfetî ilçesinde karakol bahçesinde 38 kişiye yönelik işkenceden, Amed’te ev baskınında Rojbin Çetin’in köpekli işkenceye uğramasına işkenceyle anılır hale gelen Türkiye’de, son olarak Îdîr Milletvkeili Habip Eksik, İmralı tecridine karşı 9 Ekim’de Colemêrg’in Gever ilçesinde gerçekleştirilen protesto eyleminde sokak ortasına polis işkencesine uğradı. Ayağı üç yerden kırılan Eksik’e işkenceye Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un sessizliği sürerken, Genel Kurul’da devam eden bütçe görüşmelerinde konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve son olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’de işkencenin olmadığını ve demokrasi standartlarının yüksek olduğunu savundu.
Eksik’in uğradığı işkence sonrası Hakkari Valiliği’nin “Kendilerini yere attılar” açıklamasından sonra, bu kez Genel Kurul’da konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP’lilere “Ayağını siz kırdınız” dedi.
KÜRTLERE SİSTEMATİK İŞKENCE
İki ayı aşkındır tedavisi devam eden Eksik, bu süreçte sessizliğini sürdüren Meclis’e gelerek, Genel Kurul’da konuştu. Eksik, uğradığı işkencenin Kürt halkına yönelik yüz yıldır uygulanan bir yöntem olduğunu belirtti. Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Eksik, Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca tüm iktidarların Kürtlere sistematik işkence uyguladığını ifade ederek, “Bu saldırıların altında bir anlayışın yattığını görüyoruz. O gün Gever'de tecride, hak gasplarına karşı adaleti, özgürlüğü, eşitliği talep eden bizlere o saldırının gerçekleşmesi, bu coğrafyada iktidarların kendilerini nasıl ikame etme amacında olduklarını bir kez daha ortaya koydu. Böyle bir saldırıyı gerçekleştiren, bu saldırıya izin veren, bunu politika haline dönüştüren bir iktidardan farklı tutum beklemek beyhude olur” diye belirtti.
İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS!
İktidarın “İşkenceye sıfır tolerans” göstermesinin söz konusu olmadığını dile getiren Eksik, kendisine yönelik işkencenin üzerinden iki ayı aşkın süre geçmesine rağmen sorumlular hakkında soruşturma dahi açılmadığını söyledi.
İşkencenin sadece halkın sokak ortasında darp edilmesiyle sınırlı olmadığını ifade eden Eksik, “Halkın demokratik eylem ve etkinliklerini kullanırken sistematik olarak engellenmesi, her eylem ve etkinlikte gözaltına alınması, coplanması, tartaklanması, yoksulluğa, fakirliğe, işsizliğe itilmesi birer işkence yöntemidir. Havuz medyasında gerçeklerin saklanması işkence yöntemidir. Tecrit sistemi ile cezaevlerinin kıskaca alınması işkence yöntemidir. Bugün İmralı Cezaevi'nde Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki dünyanın iğrenç işkence yöntemi uygulanıyor. İnsanlık suçu işleniyor. Ağır hasta insanların ölüme terk edilmesi işkencenin en üst halidir. Yaşamın her alanında bu ceberut iktidarın işkencesi söz konusu” diye konuştu.
‘BU İŞKENCENİN NİRVANASIDIR’
“Bu işkencenin nirvanasıdır” diyen Eksik, “Bir milletvekiline bunu yapan, halka her şeyi yapar” anlayışının aksine 7’den 70’e halka uygulanan işkenceye bakılması gerektiğini vurguladı. Kürt halkının en vahşi işkence yöntemlerine tabi tutulduğunu belirten Eksik, “Bir adım dahi geri atmayacağız. Bugüne kadar yeryüzüne bakın işkence, zulüm uygulayan, savaş politikalarından medet uman kaç tane iktidar ilelebet yaşadı, hiç. Bu iktidarda tarihin çöp sepetine gidecek. Önümüzdeki seçimde halkımız bu iktidara, bu yaptığı hukuksuzlukların hesabını soracak. ‘İşkenceye sıfır tolerans’ uydurmadır, yalandır. TUİK'in açıkladığı rakamlar gibi yalandır. Taksim saldırısının tüm belirtileri ÖSO'yu göstermiş olmasına rağmen İçişleri Bakanı'nın bu saldırıyı ‘YPG yaptı’ dediği gibi yalandır. Bu iktidar yalandan besleniyor. Akıl dışı iddialarla kendini ortaya koymaya çalışıyor” dedi.
‘BU HALKA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR’
“Biz dimdik ayaktayız” diyen eksik, demokrasi ve adalet mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizerek, şunları söyledi: “Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki İmralı tecrit sisteminin kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu tecrit sisteminin hukuk dışı, insanlık dışı işkence olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Bunu manipüle de etseler, bacağımızı da kırsalar biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim bu halka, Emine Şenyaşar'a, Dedeoğlu ailesine, Deniz Poyraz ailesine, Roboskili ailelere, Cizre'de evi barkı yıkılan insanlara, bodrumlarda cenazesi yakılanların ailelerine adaleti getireceğimize söz verdik. Mücadelemizi asla yarıda bırakmayacağız.”
MA / Özgür Paksoy