Akar’dan kimyasal silah yanıtı: Soruşturulmasına izin vermeyiz

img

ANKARA - Savunma Bakanı Hulusi Akar, kimyasal silah kullanımına “göz yaşartıcı mühimmat” savunmasını tekrar ederek, araştırma yapılmasına ise izin vermeyeceklerini söyledi. 

Meclis Genel Kurulu’nda Savunma Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik kimyasal silah saldırıları soruldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğullları, kimyasal silah kullanımına dair görüntüleri hatırlatarak, araştırılması çağrısı yaptı. 

AKAR’DAN BENZER SAVUNMA 

Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerinde kimyasal silah kullanımının araştırılması çağrısı yapanları hedef aldı. Görüntülere rağmen kimyasal silah kullanımına dair daha önce yaptığı “Envarterimizde yok” açıklamasını tekrar eden Akar, “Türk Silahlı Kuvvetlerinde kimyasal silah ve mühimmat geliştirilmemekte, üretilmemekte, stoklanmamakta, kullanılmamakta. Envarterde, uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat asla bulundurulmamaktadır. Buna rağmen aynı mesnet iddialar dillendiriliyor. Kimyasal Silahların Önlenmesi Anlaşmasına göre göz yaşartıcı mühimmatın kolluk faaliyetlerinde veya özel operasyonlarda, insan hayatını korumak maksadıyla kullanılabileceği kabul edilmektedir. Rehine kurtarma operasyonu, Gara kapsamında yapılan açıklamayı çarpıtmak, en basit haliyle terör örgütü propagandasıdır” dedi. 

Akar, Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıların Irak hükümetinin “egemenlik ihlali” açıklamalarına rağmen saldırılarda Irak ile koordine içerisinde olunduğunu savundu. 

ÖCALAN SORDU: NEDEN ÖFKELENİYORSUNUZ?

HDP Riha Milletvekili Ömer Öcalan, Akar’ın kimyasal silah kullanımını inkar eden açıklamalarına karşı, “40 yıldır devam eden bu savaşın kirlendiğini herkes biliyor. Bugün Rojava’da, Kurdistan bölgesinde savaş devam ediyor. Bu savaşın bir an önce bitmesi gerekmiyor mu? Çözümün, barışın olması gerekmiyor mu? Demokratik siyasetin yürütülmesi gerekmiyor mu? Görüntüler var, fotoğraflar var, kimyasal ve yasaklı silahlardan bahsediliyor. Eğer bunların olmadığını iddia ediyorsanız, bir araştırmanın yapılması en doğru olanı değil midir? Araştırmadan bahsedilince ne kadar bu kadar öfkeleniyor? Şebnem Korur Fincancı neden tutuklandı?” diye sordu. 

ARAŞTIRMA YANITI: KİMSEYİ KABUL ETMEYİZ

Akar, kimyasal silah kullanımının araştırılmasına dair, “Kimyasal silah konusunda soruşturma, biz Türk silahlı Kuvvetleri olarak, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, egemen bağımsız bir devletiz, kendi kendimiz kontrol etme, kendi kendimizi değerlendirme kapasitesine sahibiz, dışarıdan kimseyi kabul etmeyiz” dedi. 

OLUÇ: ELEŞTİRECEĞİZ, SORACAĞIZ

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de hiçbir devlet kurumu sütten çıkmış ak kaşık değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri de sütten çıkmış ak kaşık değildir. Eğer milletvekillerinin Meclis’teki görevi, eleştirmek, denetim yapmak, araştırma ve soru önergeleriyle bazı gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak ise, ki böyle tarif edilmiştir, o zaman bu işi yapmaya devam edeceğiz, eleştireceğiz, sorular soracağız, araştırılmasını isteyeceğiz. Bu halka yönelik görevimiz olduğu için yapacağız. Ama biz bunu yaptığımız için siz bize hakaret ettiğinizde, bizi rencide etmeye çalıştığınızda, sanmayın ki bu tutumuzdan vazgeçip, geri adım atacağız. Ta ki istediğimiz sonuçları alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. 

GİVER VE BÊSÛKE KATLİAMINI HATIRLATTI

Şirnex’in Dergûl beldesinde bulunan Giver (Kuşkonar) ve Bêsûke (Koçağılı) köylerinde 26 Mart 1994’te savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 38 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı hatırlatan Oluç, “F-16’lar ile bombalama yapılıyor, 38 Kürt sivil katlediliyor. Bunun üzerine AİHM’e gidiliyor. AİHM bir karar veriyor, Türkiye’nin kurbanların ailelerine 2,3 milyon euro ödenmesine karar veriyor. Daha önemlisini söyleyeceğim, Anayasa Mahkemesi, 2020 yılında, Şırnak’taki bu katliamdan 26 yıl sonra, diyor ki savaş uçakları köyleri bombalamıştır ve köylülere tazminat ödenmesi gerekir. 26 yıl sonra gerçekler ortaya çıkabiliyor. O yüzden bu gerçekleri konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Hatırlatmak için söylüyorum. Bir tak şak Genelkurmay Başkanı vardı, Doğan Güre, bu olayı nasıl açıklamıştı biliyor musunuz? ‘Uçaklardaki kayışların gevşemesi nedeniyle bombalar yanlışlıkla 38 köylünün üzerine düştü’ şeklinde açıkladı. 26 yıl sonra gerçek ortaya çıktı” diye anlattı. 

‘TSK SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİL’

Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazı şeyleri konuşmak, sormak, eleştirmek bizim hakkımızdır. Bunu yapacağız. Sapa sağlam hiyerarşik yapı içinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sapa sağlam hiyerarşik yapı içinde 4 kere darbe yapıldı. Unuttunuz mu? 27 Mayıs 1960’da hiyerarşik yapı içinde, emir komuta içinde darbe yapıldı. 12 Mart 1971, emir komuta zinciri, 12 Eylül 1980, emir komuta zinciri, 28 Şubat 1997, emir komuta zinciri. Bugün darbe olacak diye söylemiyorum. Ama sütten çıkmış ak kaşık değildir Türk Silahlı Kuvvetleri.”

AKAR’DAN ‘HEYET GİTTİ’ İDDİASI 

Akar, 24 Kasım’da bir heyet tarafından kimyasal silah kullanımına dair incelemenin yapıldığını ileri sürerek, “24 Kasım’da ilk defa burada açıklıyoruz, heyet teşkil ettik, heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı, bunların hepsini derlediler, topladılar, getirdiler, burada Sağlık Bakanlığı’na laboratuvara verdiler, bunların hiçbirinde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde. Biraz önce” iddiasında bulundu.