WAN - Türkiye’nin Rojava saldırılarıyla çıkmaza gireceğini belirten PİA Genel Başkanı Mehmet Kamaç, saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliklerini sağlamalarının önemine dikkat çekti.
Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 20 Kasım’dan bu yana savaş uçakları, top ve obüslerle başlattığı saldırılar sürüyor. Rojava’ya yapılan saldırıları değerlendiren İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, Kürtlerin ancak ulusal birlikle saldırılara cevap olabileceğini söyledi.
‘SALDIRILAR KAZANIMLARA’
“Fırat Kalkanı” ismiyle 2016’da Kuzey Suriye’ye topraklarına giren Türkiye’nin, Rojava’ya saldırmaya başladığını ifade eden Kamaç, saldırılarının tamamen Kürt kazanımlarına yönelik olduğunu söyledi. Kürtlerin var olmaya çalıştığı her yerde devletin saldırıları ile karşılaştığını belirten Kamaç, “Çünkü Kürtlerin bir yer edinmesini kendisine tehlike olarak görüyor. Bu nedenle yapılan saldırıların tamamı Kürtlerin tamamını ortadan kaldırmaya yönelik adımlardır. Cumhurbaşkanı ifadeleri ile bugün Rojava’dan başlayıp Hakkari’ye kadar sınırın 30 kilometre derinliğine kadar, Bakur'a karşı bir hat oluşturulmaya çalışılıyor. Bu oluşturulacak hatta, Arapları yerleştireceklerini ifade etmişlerdi” diye konuştu.
ABD VE RUSYA’NIN İZNİ
Rojava’ya yönelik saldırılarının ABD ve Rusya'dan bağımsız olmasının söz konusu olamayacağının altını çizen Kamaç, Suriye üzerinde farklı çıkar ilişkileri bulunduğu ve hegemon güçlerin izni olmadan Türkiye'nin bölgeye girme şansının olmadığını söyledi.
‘KÜRTLER ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI’
Rojava’ya karadan girmenin kolay olmayacağına dikkat çeken Kamaç, “Bakınız Rusya gibi bir gücün Ukrayna’ya girmesi var ve Türkiye de bu gerçeği görüyor. Ukrayna üzerinden Rusya bir batağa çekildi ve çıkmak istese de kolay çıkabileceğe benzemiyor. Rusya, neredeyse Ukrayna’da bir yenilgi ile karşı karşıya. Aslında Rojava açısından da böylesi bir durum söz konusu. Çünkü Rojava'daki Kürtler de kendilerini savunacaktır. Karadan girmeleri kolay olmayacağı gibi, çıkmaları da kolay olmayacak ama sonucu bugünden kestirmek hiç kolay değil. Ama sonuç ne olursa olsun, Kürtler 100 yıldır Suriye'de varlıklarının bile yok sayıldı ancak son 10 yıldır elde ettikleri böylesi kazanımlarına karşı saldırıların, tüm Kürtler üzerinden ciddi etkisi olacaktır. Ne olursa olsun böylesi bir kazanım elde etmişken, Kürtlerin bunu savunma noktasında yeryüzünde bütün Kürtlerin kendi alanlarında üzerlerine düşeni yapması gerekiyor” diye konuştu.
‘ESAT KÜRTLERİ GÖRÜYOR’
Suriye’de Beşar Esat’ın pozisyonuna da değinen Kamaç, “Suriye'nin ve Esat'ın durumu beş yıl önceki durum değil. 2011 yılında Suriye’de böylesi bir karışıklık olduğunda, Türkiye de o dönemki iktidar, Şam'da namaz kılma hedefi vardı. Çünkü Esat'ı diktatör olarak ilan edilmesi durumu vardı ve yine aynı iktidar şuan Esat'la görüşmek istiyor. Ancak bu sefer görüşmenin şartlarını Esat belirliyor. Esat açısından durum bugüne geldi. Esat bu anlamda güçlendi. Ancak Esat bugün Kürtleri görmezden gelerek ve hiçe sayarak başka kimselerle politika üretemeyeceğini kendisi de görüyor. Çünkü şöyle bir gerçeklik var; Rojava Suriye’de vekalet savaşı veren diğer güçlere benzemez. Rojava’nın sosyolojik bir gerçekliği var, Esat da bunu görüyor. Kürtlersiz bir düzenin olamayacağını en iyi Esat görüyor. Dolayısıyla bugün Suriye, Türkiye ile görüşmeler gerçekleştirdiğinde Kürt dengesini de hesaba katacaktır” dedi.
‘KÜRT GERÇEKLİĞİ SİYASETİ DİZAYN EDİYOR’
Kürtsüz hiçbir politikanın Ortadoğu’da kazandırmayacağını yineleyen Kamaç, “Kürt meselesi o kadar gerçek bir mesele ki, meselenin kendisi doğalında bir siyaset dizaynı yaratıyor. Ortadoğu'ya baktığımızda Kürtler, birçok halktan, kalabalık bir nüfusa sahip bir halktır. Binlerce yıldır kökleri ve tarihi burada olan bir halk. Dünyada askeri, siyasi ve coğrafi bütün boyutları ile ciddi bir güce ulaşmış ve bu gerçeklikle İran, Irak, Suriye ve Türkiye'yi bir şekilde dizayn ediyor. Yani doğal şekliyle dizayn ediyor. Buna karşı siyaset üreten güçleri de aslında bir çıkmaza sokuyor. Çünkü Kürt meselesi yapay bir mesele değil hemen sökülüp atılsın. Bu gerçeklik her şekilde Türkiye'nin karşısına çıkıyor. Aslında Türkiye'nin Ortadoğu politikası Kürtlere yönelik şekillenen bir politikadır. Türkiye'nin dün Esat'a karşı çıkması, bugün de ‘merhaba’ demesini, Kürtlerin durumu bunu belirliyor. Dolayısıyla bu gerçeklik başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerini çıkmaza sürüklüyor. Yıllardır savaş ve kutuplaştırma politikası olmasına karşı çıkan sonuç aynı; Kürtler bir şekilde varlık olacaklar. Sonuç bu şekilde ortaya çıkıyor. Doğal olarak yok edemiyorsunuz ve bu mesele sizi dizayn etmeye başlıyor. Türkiye'nin de attığı her yanlış adım, onu çıkmaza sürüklemeye devam edecek” diye belirtti.
‘KÜRTLER İÇİN TEK YOL ULUSAL BİRLİK’
Bölge ve hegemegon güçlerin Türkiye’ye saldırılarına izin vermesine karşı Kamaç, “Saldırılara karşı Kürtlerin yapması gereken şey, Kürtler için ne olursa olsun, 400 yıldır dillendirilen ve bugüne kadar trajediye dönmüş tek yol olan ulusal birliktir. Bu birlik Kürtlere kazandıracak tek şeydir” dedi.
MA / Cengiz Özbasar