ŞIRNEX - HDP Yerel Yönetimler Kurulu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, İmralı tecridine tepki göstererek, "İmralı tecridine son verirsek Ortadoğu’da barışın kapısını açmış olacağız. Tecrit devam ettikçe Türkiye’ye demokrasi gelmeyecek" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yerel Yönetimler Kurulu'nun, Şirnex’in Silopiya ilçesinde gerçekleştirdiği ara dönem toplantısı ikinci gününde devam etti. Silopiya Belediyesi Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HDP il, ilçe eşbaşkanları ile belediye eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu 250 delege katıldı.
“Tutuklu eşbaşkanlar irademizdir” pankartının asıldığı toplantının açılış konuşmasını toplantıya ev sahipliği yapan Silopiya Belediyesi’nin Eşbaşkanı Adalet Fidan yaptı. Halkın iradesinin atılan kayyımlarla gasp edildiğini vurgulayan Fidan, kendileri için esas olanın halkın iradesi olduğunu söyledi.
'BİZİM OLANI GERİ ALACAĞIZ'
Ardından konuşan HDP Yerel Yönetimler Kurulu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, halkın iradesinin kalıcı Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi ve siyasi darbeyle karşı karşıya kaldığını dile getirerek, “Darbeyi Allah’ın lütfu olarak gören bu siyasi irade sonsuza kadar bunu sürdürebileceğini sanıyor. Çok kısa bir sürede onları bu rüyadan uyandıracağız. Tıpkı 31 Mart’ta yaptığımız gibi halkın gerçek temsilcilerinin kim olduğunu, halkın iradesinin hangi yönde olduğunu bu rüyalar aleminde yaşayan siyasi iktidara göstereceğiz. Bizim olanı alacağız. Tıpkı 31 Mart’ta olduğu gibi. 1999’dan beri olduğu gibi bizim olanı tekrar geri alacağız. Siyasi iktidarın bugün meşru bir yönetim olmadığını aslında bu topraklarda yaşayan herkes biliyor. Gasp siyasetiyle, bir yok sayma rejimiyle iktidarını sürdürmeye çalışan bir iktidar var ve bunun halklarımız nezdinde hiçbir meşruiyeti yoktur” dedi.
‘AMAÇLARI HALK ESASLI BELEDİYECİLİĞİ ÖNLEMEK’
Kayyımların Kurdistan’daki uygulamalarını hatırlatan Tiryaki, "Biliyoruz ki halkın gerçek temsilcileri, halkın iradesi bugün bu salonda. Orada sözde belediye başkanları dediklerinin hiçbirinin meşruiyeti yok. Halkın içerisine ancak polis koridoruyla, asker koridorlarıyla girenler, halkın iradesi olamaz. Halkı temsil edemezler. Ama bu salondakiler her mahalleye, her sokağa gönül rahatlığıyla gidebiliyor. İşte gayri meşru siyaset budur, halkın iradesi budur. Oradakiler sözde belediye başkanları gaspla bir siyaset yürütüyorlar. Halkın iradesinin önünü kesmeye çalışıp bir kayyım rejimi oluşturmaya çalıştılar. Tek amaçları çığ gibi büyüyen belediyecilik anlayışımızın önünü kesmektir. Ama bunu başarmadılar. 30 Mart’ta çok güçlü bir cevap verdik. 2023 yılının Mart ayında da geçmişten çok daha güçlü bir başarı elde edecek, salonda bulunan kadrolarımızla bunun bedelini onlara Mart ayında daha ağır bir şekilde ödeteceğiz" ifadelerini kullandı.
‘ÜLKELERE ÇETE TRANSFER EDİYORLAR’
Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 20 Kasım’da başlattığı ve devam eden hava saldırılarını hatırlatan Tiryaki, şöyle dedi: "Bu hukuksuzluk bir bütün olarak sistemin kılcal damarlarına kadar işlemiş durumda. Siyasi iktidar otoritesini bir başka biçimde sağlayamıyor ve bu baskı rejimini, hukuksuzluğu Türkiye’nin sınırları dışına da bir biçimde taşırmaya çalışıyor. Siyasi iktidar varlığını bu hukuksuzluğunun yanında savaş rejimiyle sürdürmeye çalışıyor. AKP-MHP Hükümeti, Asya, Afrika, Libya’da, Suriye ve Azerbaycan’da çetelere resmi olarak maaş ödüyor. Bu çeteleri Irak, Suriye ve Libya’dan Azerbaycan’a, Ermenistan’a taşıyor. Her ülkeye çete transfer eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün Rojava’da yürüttükleri siyaset de bundan farklı değil. Bakmayın büyük yalanlar söylemelerine. Emin olun varlıklarını sadece kanlı bir rejim olarak sürdürüyorlar. Kürt düşmanlığını her yere taşıyan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün Federe Kurdistan ve Rojava’ya yönelik saldırıların tek amacı Kürt düşmanlığıdır. Kurdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürtler bu düşmanlığın farkında. Yaptıkları her hukuksuzluk karşısında Kürtler mücadele ediyor. Kobanê direnişi çok uzakta değil. Kobanê’de direnişi hep birlikte verdik. Kürtlerin buna karşı yine mücadele edeceklerini biliyorlar. Bu yüzden kriminalize etmeye çalışıyorlar.”
İMRALI TECRİDİ
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlik Cezaevi’nde 23 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılan tecride de değinen Tiryaki, buna karşı halkların hep birlikte mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi. Tiryaki, "Bu tecrit sadece İmralı Cezaevi’nde yaşanan bir tecrit değildir. İmralı tecridinin sonuçlarını bütün cezaevlerinde görüyoruz. İmralı Cezaevi’ndeki tecrit rejimi devam ettiği sürece Türkiye’nin her cezaevinde buna benzer uygulamaları görmeye, yaşamaya devam edeceğiz. Tecridin her eve, her sokağa, her mahalleye yayılacağını biliyoruz. Bu yüzden karşı çıkmamız gereken yer İmralı Cezaevi üzerindeki tecrittir. Eğer İmralı tecridine son verirsek sadece Türkiye için demokrasinin kapılarını açmış olmayacağız, aynı zamanda Ortadoğu’da bir barışın kapısını da açmış olacağız. İmralı’daki tecrit devam ettiği sürece Türkiye’ye demokrasi gelmeyecek, Ortadoğu'da kan dökülmeye devam edecek. Bu yüzden İmralı’daki tecridi hep birlikte kıracağız" diye belirtti.
Konuşmaların ardından toplantı, basına kapalı devam etti.