HDP'den AKP'ye: Özkan hayatını kaybederse hepinizin sorumluluğu olacak

img

ANKARA – Meclis Genel Kurulu’nda cezaevlerinde kötü muamele olmadığını savunan AKP’liye yanıt veren HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “ ‘Sakıncalı’ dediği Mehmet Emin Özkan'ı söylemekten vazgeçmeyeceğim ve o hayatını kaybederse hepinizin sorumluluğu var, o bir cinayet olacak” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) cezaevlerinde artan ihlallerin araştırılmasına dair verdiği Meclis Araştırma Komisyonu kurulması önergesi görüşüldü.

HDP grubu adına Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. Kaçmaz, cezaevlerinde yaşam hakkı, darp, işkence, mahpusların tek kişilik hücrelere konulması, çıplak arama, ağız içi arama dayatması, disiplin cezalarının keyfî bir biçimde uygulanması, Kürtçe gazete, kitap ve dergilerin verilmemesi, hasta tutukların tedavi süreçlerinin aksatılması, kelepçeli muayene dayatması, ilaçların verilmemesi, kitap ve yayınların verilmemesi ve toplatılması, sohbet hakkının, spor ve kültürel faaliyetlerin kısıtlanması, anneleriyle birlikte cezaevinde kalan çocukların ihtiyaçlarının gözetilmemesi, kantin fiyatlarının fahiş olması, mahpusların ailelerinden yüzlerce, bazen de binlerce kilometre uzaktaki cezaevlerine sürgün edilmesi, keyfî infaz yakma gibi ihlallerin artarak, devam ettiğini söyledi.

‘İMRALI’DA İŞKENCE VAR’

İmralı’da uygulanan ağır tecridin bütün cezaevlerine de yansıdığına dikkat çeken Kaçmaz, “İmralı Cezaevi’nde açıkça sistematik işkence var. Birleşmiş Milletler Statüsüne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, İşkencenin Önlenmesi Komitesine taraf olmamıza rağmen AKP iktidarının Kürt meselesindeki çözümsüzlük politikaları gereğince şu an İmralı Cezaevinde sistematik bir işkence ve mutlak bir tecrit dayatılıyor çünkü sosyal izolasyon, sosyal ölüm aslında sistematik birer işkencedir. Sadece dokuz ayda 62 ölüm, bu durum bize aslında cezaevlerinin birer ölüm evine dönüştüğünü de göstermektedir” dedi.

‘KÜRT DÜŞMANLIĞI’

Adli Tıp Kurumu’nun siyasi kararlar verdiğine de dikkat çeken Kaçmaz, ekledi: “Tabii, yine Aysel Tuğluk'un sağlık durumuna ilişkin de çelişkili ATK raporları vardı. Kocaeli ATK ‘Cezaevinde kalamaz’ diyor ama İstanbul ATK ise ‘Cezaevinde kalabilir’ şeklinde skandal bir karara imza atıyor. Bu zulme bir diğer örnek ise yine hepinizin bildiği yüzde 87 engellilik raporu bulunan 83 yaşındaki ve yirmi altı yıldır işlemediği bir suçtan dolayı cezaevinde olan Mehmet Emin Özkan'dır. Mehmet Emin Özkan ciddi sağlık problemlerine rağmen ATK'nin ‘Cezaevinde kalabilir’ raporları sebebiyle hâlen tahliye edilmemekte. Bu kararlar aslında bir keyfiyetin sonucu, bu kararlar bir Kürt düşmanlığının sonucu, bu kararlar aslında hukuk tanımazlığın bir sonucu olarak karşımıza çıkabiliyor. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ‘Cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen ATK'nin cezaevinde kalabileceğini belirttiği Halil Güneş Diyarbakır 2 No’lu Cezaevinde yaşamını yitirdi; bu durum da hâlâ hafızamızda.”

‘ATK SUÇA GÖRE KARAR VERİYOR’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grubu adına söz alan Ali Haydar Hakverdi, “Mahkûm beslenmiyor, cezaevi kalabalık, hijyen yok. Mahkûm hastalanıyor; doktor yok, aile hekimi yok, diş hekimi yok. E, durumu ağırlaşan mahkûm adli tıbba gidiyor, adli tıp da maalesef suçun nevine göre rapor veriyor. Adli tıpta çok ciddi haksızlık ve hakkaniyetsizlik var arkadaşlar, suçun nevine göre rapor veriliyor. Son dokuz ayda mahkûmlardan 62'si hayatını kaybetti. İzmir'de rehabilite cezaevini birlikte gezdik, infaz koruma memurları mahkûmun altından alıyordu, hep beraber gördük. Bu konuya ilişkin bir yasal düzenleme de mutlaka ama mutlaka yapılmalıdır” dedi.

HAKVERDİ: AYSEL TUĞLUK’U HEPİMİZ GÖRDÜK

Demans hastası Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk’u komisyon olarak ziyaret ettiklerine de dikkat çeken Hakverdi, “Aysel Tuğluk'u gözlerimizle gördük, koğuş arkadaşlarını tanımıyordu; Adli Tıp bu konuda aleyhte rapor verdi, gerçekten hakkaniyetsiz bir rapor verdi ve Adli Tıpta neler döndüğünü aslında hepimiz biliyoruz. Sorunları yıllardır söylüyoruz ama maalesef dinleyen yok. Ya, sevkler yapılmıyor arkadaşlar, en basitinden sevkler yapılmıyor. Mahkûmun kendisi Edirne'de, yaşlı annesi Van'da. Yazık değil mi, mahkûma da aileye de bu durum eziyet değil mi? Şimdi, görüş süreleri de yarım saat uygulanıyor. Mahkûmlar elektrik faturalarını ticarethane tarifesi üzerinden ödüyorlar, ticarethane” şeklinde konuştu.

AKP’DEN ‘CEZAEVLERİNDE KÖTÜ MUAMELE YOK’ SAVUNMASI

AKP Grubu adına önerge aleyhine söz alan İbrahim Yurduseven, “5275 sayılı Kanun'un 2'nci ve 3'üncü maddelerinde yer alan amir hükümler uyarınca, ceza infaz kurumlarında hiçbir hükümlüye ayrımcılık, kötü muamele ve keyfî bir uygulamanın yapılması söz konusu değildir. Adalet Bakanlığımız cezaevlerinde şiddete sıfır toleransla hizmet vermektedir. Bir hükümlü veya tutuklunun ağır hasta kabul edilebilmesi için Adli Tıp tarafından ceza tehiri kararı çıkarılması gerekmektedir, raporu alınmalıdır; bununla ilgili şu anda işlemleri devam eden hükümlüler ve tutuklular da bulunmakta. Bu rapor olsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ve toplum güvenliği açısından sakıncalı kişiler bundan yararlandırılamamaktadır” sözleriyle cezaevlerinde ihlal olmadığını savundu.

İdare ve Gözlem Kurulu tarafından infaz yakılmadığını da öne süren Yurduseven, İsveç ve Almanya’da tutukluların “ağız içi ve kulak içlerinin” de arandığını söyleyerek, bakanlıklara, cezaevi personellerine de teşekkür etti.

BEŞTAŞ: MAHKEME GİBİ ÇALIŞIYOR

Ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, AKP’li Yurduseven’i şaşkınlık ve hayretle dinlediğini belirterek, Sincan Cezaevi’nde kalan tutuklu eski belediye başkanı Sabite Ekinci’nin tahliyesinin engellendiğini hatırlattı. Beştaş, şöyle devam etti: “Siz ‘Hiç infaz yakılmıyor’ dediniz. Sorular ne biliyor musunuz? ‘Diyarbakır Anneleri hakkında ne düşünüyorsunuz?’, ’Neden örgütlü ortamda kalıyorsunuz?’, ‘Neden Müdüre Hanım'la özel görüşmelerde bulunmadınız?’ gibi 12 tane soru var. Şu anda cezaevi gözlem kurulları mahkeme gibi çalışıyor, insanları hükümsüz cezaevinde tutuyor, otuz yıl kalanı, yedi yıl kalanı ‘Git altı ay daha, git üç ay daha ben senin infazını uzattım’ diyor. Böyle bir sistem yok.

ÖZKAN YAŞAMINI YİTİRİRSE HEPİNİZİN SORUMLULUĞU VAR

‘Sakıncalı’ dediği Mehmet Emin Özkan'ı söylemekten vazgeçmeyeceğim ve o hayatını kaybederse burada hepinizin sorumluluğu var, o bir cinayet olacak; adam konuşamıyor, yürüyemiyor, göremiyor, duymuyor, ATK olumsuz rapor veriyor. Aysel Tuğluk... Siz gördünüz ya! Burada tamamen siyasi bir bakışla cezaevlerinde terbiye etme var kendilerince, otuz yıl kalanı altı ay daha tutarak ne elde edeceksiniz ya? 62 cenazenin cevabını verin. Bu 62 insan niye öldü cezaevinde? Sağlıklısı da var, hastası da var yani gülümseyerek izleyen vekiller var, ben gülünecek bir şey söylemiyorum.”

Önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.