ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürt sorunu başta olmak üzere ülkedeki tüm sorunların çözüm yollarını göstererek, “İmralı’da uygulanan mutlak tecritle ilgili tartışmaların alevlendiğini görüyoruz. Tecrit üzerinden oyun oynamayın” uyarısında bulundu.
Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirilen ve dört bir yanından on binlerin akın ettiği Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 5’inci Olağan Büyük Kongresi, büyük bir coşkuyla devam ediyor. Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, on binleri Kürtçenin Kirmancî ve Kirmançkî lehçeleri ile Arapça, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Arapça selamlayarak sözlerine başlayarak, “Ülkenin her sorununa dair çözüm programımız var, Çözüm Biziz. Selam olsun Hakkari’ye, Edirne’ye, Adana’ya Ağrı’ya, Mardin’e, Kütahya’ya, İzmir’e Artvin’e. Selam olsun bu ülkenin dört bir yanındaki bütün insanlara. Hepinizi kucaklıyor, yürekten merhaba diyoruz. Yurdun ve dünyanın bütün işçilerine, emekçilerine, eşitlik ve özgürlük isteyen ve bunun için mücadele edenlere selam olsun. Bu ülkede her gün yaşamlarıyla bedel ödeyen kadınlara, bu direnişleri ve güçlü dayanışma ağlarını oluşturarak erkek egemen düzeni her geçen gü daha da çökertmeye yürüyen kadın yoldaşlarımıza selam olsun. İktidarın ve etrafındaki rant çetelerinin saldırılarına karşı suyuna, toprağına, ovasına, akarsuyuna yaylasına sahip çıkan tüm güzel insanlar Selam olsun sizlere. İnançları dolayısıyla dışlanan başta Aleviler olmak üzere bütün inanç toplulukları sizlere de selam olsun. Gençler size selam yetmez size yüreğimizi, yolumuzu veriyoruz bu yolu siz büyüteceksiniz. Büyük bir güç ve inançla sizleri de selamlıyorum” dedi.
‘BİZE ENGEL OLAMAZSINIZ’
Sancar’ın açıklamaları şöyle: “Bugün partimizin 5’inci olağan kongresini gerçekleştiriyoruz. Partimize, yoldaşlarımıza yapılan bütün kumpaslara bu coşkulu kalabalık, gözü ve gönlü bizimle olan milyonlar çok net cevap veriyor. Başka söze gerek yok. Belki bizlerin konuşmasına da gerek yok ama buradan çıkan ses mutlaka sözümüzü bu ülkenin bütün emekçilerine ulaştıracaktır. Bu kongre, bu kararlılık, bu cesaret, bu adanmışlık saraylarda oturanlara diyenlere diyor ki bizi bu yoldan, bu yoldaşlıktan vazgeçiremezsiniz, bize engel olamazsınız. Çünkü fikriyatımız güçlüdür davamız haklıdır bu davaya ve fikriyata yürekten ve bütün benliğimizle bağlıyız o yüzden mutlaka kazanacağız.
SÖZÜMÜZDEN ŞAŞMADIK
Halkların Demokratik Partisi, 10 yıl önce kuruldu. Bu toprakların en direngen geleneklerini bir araya getirerek milyonlarca yoldaşıyla geçmişte başlayan eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelesini daha da ileri taşıyacağına dair söz vererek yola çıktı. Bugün bize destekleri her geçen gün artan halkımızın teveccühünden ve azminden görüyorum ki evet halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirmeyi büyük ölçüde başarmışız. Evet eksiklerimiz, hatalar yapıyoruz, ama verdiğimiz sözümüzün özüne bağlığımızdan asla şaşmamışız ki halkımız bu yürüyüşe tam destek veriyoruz. İşte bu bizim için onur ve gurur kaynadığı. Bizler bu yürüyüşü devam ettirmeye kararlıyız. Bedel ödeyen bütün yoldaşlarımız bilsin ki boşuna ödenmiyor bu bedeller, mutlaka amaçlarımıza uluşacağız, bundan şüpheniz olmasın. Zindanlarda olan, yurtdışına sürgüne gönderilen bütün yoldaşlarımıza buradan selam gönderiyorum. Biz inanılmaz bir direniş geleneğinden geliyoruz; bunu burada anlatmaya saatler, günler yetmez. Ama biz yalnızca bir direniş hareketi değiliz. Biz aynı zamanda bir bu direnişin üzerine yeniyi inşa etmeyi hedefleyen hareketiyiz. Direniş ve inşa bizim birbirinden ayrılmaz hedeflerimiz. Şimdi inşa zamanıdır. Bu kongre bunu gerçekleştirmektir. İnşa etmek istediğimiz “yeni yaşam”, bu ülkenin yüz yıllık sorunlarından orta ve kısa vadeli sorunlarına kadar her türlü meseleye kapsamlı, köklü ve kalıcı çözümler içeriyor.
YENİ YAŞAM VURGUSU
Biz inanılmaz bir direniş geleneğinden geliyruk, burada anlatmaya saatler günler yetmez ama biz sadece bir direniş hareketi değiliz. Biz aynı zamanda bu direnişin üzerine yeni yaşamı ve özgür geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz. Direniş ve inşa birbirinden ayrılmaz hedeflerimizdir. Şimdi inşa zamanıdır, yeni yaşamı kurma zamanıdır. Bu kongre tam da bunun en kritik kavşağında gerçekleşmektedir. İnşa etmek istediğimiz yeni yaşam ülkenin yüz yıllık, orta ve kısa vadeli sorunlara köklü ve kalıcı çözümler içeriyor.
İKTİDAR KORKUYOR
Türkiye’nin egemen anlayışı ve geleneksel siyaseti, bu denli radikal bir muhalefetle, bu denli olgun, istikrarlı ve kararlı bir siyasetle ve bu denli inanmış örgütlü mücadeleyle tarihinin hiçbir döneminde karşılaşmadı. HDP’den duyulan rahatsızlığın temelinde tam da bu sebep yatıyor. Eşitsizliğe dayalı, tekçi, otoriter, sömürücü, soyguncu, talancı düzenlerine yönelik en güçlü alternatif olmamız onları ürkütüyor, korkuyor, telaşlandırıyor. O nedenle var güçleriyle saldırıyorlar, bizi susturmaya çalışıyorlar, yok edeceklerini sanıyorlar. Boşuna uğraşıyorlar, boş hayaller peşinde konuşuyorlar. On yılların mücadele birikimi, mücadele azmi, başta Kürtler olmak üzere birlikte yürüdüğümüz bütün haklar, demokrasi güçlerinin kararlılığı bütün bu planları boşa çıkaracaktır, çıkarmıştır, ileride de çıkacaktır, bugünde de çıkarmaktadır.
ÇÖZÜM İÇİN DEMOKRATİK SİYASET
Bizim fikriyatımızın gücü hakikate olan bağlılığından, hakikatleri esas alarak yol almasından geliyor. İşte o hakikatlerden biri ve en önemlisi de Kürt sorunudur. Yüz yıllık bir tarihi olan, kırk yıla yaklaşan bir çatışmayla iç içe geçmiş, başta demokrasi olmak üzere birçok sorunun doğrudan veya dolaylı temelinde yatan bir hakikattir Kürt sorunu. Bu iç içeliği görmezden gelmek, çözümü ve barışı birbirinden ayırmaya çalışmak demektir. Bu da hakikati yok saymaktan başka bir anlama gelmez. O nedenle biz diyoruz ki çözüm ve barış iç içedir. Özellikle vurgulamak isterim ki, çözümün yöntemi savaş-çatışma-şiddet olamaz. Çözüme ve barışa, ancak ve ancak diyalog, müzakere ve demokratik ve demokratik siyasetle ulaşılabilir. Hep yüzleşme, hep hakikat diyoruz. İşte bu hakikatin de mutlaka görülmesi gerektiğinde ısrar ediyoruz. Çözümdeki ısrarımız tabanımızın büyük çoğunluğunun Kürtlerden oluşmasından kaynaklanmıyor. Tarihsel ve güncel olarak bütün meselelerde bu çok boyutlu meselenin izlerini görüyoruz. Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesinin inkar, imha ve asimilasyon politikalarından vazgeçilmesinin bu topraklara huzur, barış kazandıracağına inanıyoruz, bu nedenle sürekli barış diyoruz, ısrarla büyük barışı savunuyoruz.
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ
Çünkü barış savaşın ve düşmanlığın antitezidir. Ölüme ve öldürmeye karşı yaşamı savunmanın vazgeçilmez şartıdır. Biz barış istiyoruz, bunun önündeki en büyük engelin HDP fikriyatına düşmanlık siyaseti olduğunu biliyoruz. HDP’ye yaklaşım, Kürt siyasetine ve onların temsilcilerine yaklaşımın bu ülkede demokrasi ve barışa yaklaşımın temelini oluşturuyor. Çünkü bu kesimlerin tümünün sorunlarına ilişkin çözüm önerilerimiz var. Biz bu yola çıkarken söz verdik, çözüm biziz, sözümüz var. Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için meclisin merkezinde yer aldığı bir süreç öneriyoruz. Tüm siyasi partilerin ve toplumun bütün kesimlerini mümkün ölçüde en geniş şekilde dahil olduğu bir barış sürecinden bahsediyor. Tabandan kurulacak ve toplumsal mutabakat la kurulacak bir barış sürecinden bahsediyoruz. Toplumsal mutabakatla hayata geçirilecek bir barış sürecini öneriyoruz. Meclisin merkezde olmasını neden istiyoruz, sürecin güvencesini oluşturacaktır oluşturmalıdır, şeffaflığı sağlayacaktır, sağlamalıdır. Katılımcılığı mümkün kılacaktır, kılmalıdır Bunlar olmadan barış sürecini çözüme götürmek kalıcı kılmak mümkün değildir. Birkaç adım atılabilir, bunlar zor adımlar değil. Zor da olsa atılmalıdır. Bizler öneriyoruz. Birkaç başlık sayacağım. Böyle bir sürecin işlemesi için atılacak bu adımların yolu açacağına inanıyoruz.
ATILACAK ADIMLAR
Hak temelli eşit yurttaşlığın güvence altına alınması, Anadilinde eğitim başta olmak üzere kimlik haklarının tanınması, Yerel demokrasinin kabul ve inşa edilmesi, Yargı aracılığıyla yaratılan bütün tahribatların onarılması, daha açık söyleyeyim tüm siyasi mahkumiyetlerin ve davaların sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması, Siyasi irade ve kazanımlara yönelik gasplara, başta belediyeler olmak üzere her alandaki kayyım rejimine son verilmesi, Bunların müzakere edilip hayata geçirileceği yer en başta meclis olmalıdır. Bunları topluma mal etmek için güçlü bir barış ve çözüm iradesi hayata geçirilmelidir.
HDP’NİN ROLÜ
HDP bu konuda temel aktör ve kurucu güçtür. Üzerine düşen her türlü görevi ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırdır. Gerçek çözüm ve kalıcı barış ancak geniş bir toplumsal mutabakatla sağlanabilir. Bunun için de toplumun bütün kesimlerinin birbirleriyle sürekli diyalog ve yapıcı tartışma yürütebilecekleri özgür ve demokratik bir ortama ihtiyaç var. O nedenle, çözüm ve barış için mücadele, özgürlük ve demokrasi için mücadeleden asla ayrı düşünülemez. Hepsi iç içedir çözüm için atacağımız her adım demokrasiyi güçlendirecektir. Demokrasi için attığımız her adım çözümü de güçlendirecektir.
İMRALI ADINA SÖZ KURMAYIN
Seçimler yaklaştıkça Kürt sorununun, en başta iktidar tarafından kısır siyasi hesapların ve ikbal senaryolarının aracı haline getirilmek istendiğini görüyoruz. Bu bağlamda, son dönemde, İmralı’da uygulanan mutlak tecritle ilgili tartışmaların bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor. Hükümeti buradan uyarıyoruz, tecrit üzerinden oyun oynamayın, tüm ülkeyi ve bölgeyi ilgilendiren bu denli önemli ve hassas bir meseleyi siyasi ikbal ve iktidar hedeflerinize alet etmeyin. Etmeye kalkarsanız da başaramazsınız. İmralı adına söz kurmayın, halkı yanıltmaya çalışarak afaki gündemler yaratmayın. Tecride son verin, Abdullah Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyunun öğrenmesini sağlayacak ve esasen hakkı olan bütün imkanları sağlayın. Diğer muhalefet partilerine de buradan seslenmek istiyorum. Tecrit meselesi, iktidarın tekeline ve manipülasyonlarına terk edilemeyecek kadar ciddidir ve önemlidir. Barış konusunda belirleyici katkı sağlayacağı geçmişte defalarca kanıtlanmış bir aktörün şimdi de bu rolünü oynamasını mümkün kılacak şartların yaratılmasını muhalefetin ve demokrasi güçlerinin de talep etmesi lazım. Tecridi kaldırma meselesi tecrit üzerine tecrit bu ülkede çözüme katkı sunmaz, aksine çözümsüzlüğü derinleştirir.
ÇÖZÜMÜN GÜCÜ HDP’DİR
Buradan diyorum ki, Kürt sorunu seçim dönemlerinde hatırlanacak ve araçsallaştırılacak bir sorun değildir. Her kim ki bu meseleyi siyasi hesapları için kullanmayı düşünürse büyük yanılır, büyük kaybeder. Her kim birkaç oy için bu mesele üzerinden milliyetçilik yarışına girer, halkların çözüm taleplerini yok sayarsa, büyük kaybeder, büyük çözülür. Demokratik kamuoyu da dolaşıma sokulan sahte tartışmalara itibar etmemelidir. İçinde ilke, ciddiyet ve demokratik çözüm yaklaşımı barındırmayan hiçbir söze ve hamleye başarı şansı bu ülkede yoktur. Olmayacağını da herkes bilmelidir. Çözüm ve barış için ilke, ciddiyet, kararlılık ve irade buradadır, bizdedir, HDP’dedir, sizdedir, halklardadır. O nedenle diyoruz ki çözüm biziz ve çözüm için de halklara sözümüz var. Çözümsüzlüğün bu ülkeyi bir yüzyıl daha esir almasına izin vermeyeceğiz. Çözümün yolunu barışın yoluyla mutlaka buluşturacağız.
KALICI İTTİFAK TAAHHÜDÜ
27 Eylül’de açıkladığımız bir tutum belgesi bu konudaki dürüstlüğünüzü ve samimiyetimizi bütün açıklığı ile ortaya koyuyor. Bizler dolanbaçlı, takkiyeli ve kulislerde karanlık dedikodularla değil halka verdiğimiz sözün arkasında durarak siyaset yapıyoruz. 27 Eylül'de tutum belgemiz bunun en güzel örneğidir. Ülkenin yakıcı sorunlarını ve bunların çözümünde temel alınmasını önerdiğimiz ilkeler budur dedik. Bu ilkeler etrafında, bir önceki konferans kararlarımızdan olan demokrasi ittifakını inşa etme çalışmalarına başladık. Bugün bu ittifakın bileşenleri aramızda, her birini dayanışma duygularımla selamlıyorum. Gerçek bir demokrasi ittifakının nasıl ve kimlerle olabileceğini tutum belgemizle açıkladık. Geçici değil, seçime dönük değil, ortak mücadele zemininde buluşan, siyasal takvimin gerçeklerini göz ardı etmeyen uzun soluklu hatta kalıcı bir ittifak oluşturacağımızı taahhüt ettik. Bugün bunu ilmek ilmek örüyoruz. Çünkü demokrasi ittifakı, toplumsal ve siyasal muhalefetle, emek, ekoloji, kadın ve gençlik hareketleriyle, cinsiyet, kimlikleriyle en geniş birlikteliği kurmanın, halklar ve inançlarla müştereklerde buluşarak büyümenin, değişim ve dönüşümün öncüsü olmanın, bu topraklarda yaşayan herkesin kendi yaşamlarını arzu ettikleri gibi kurmalarının zeminini yaratmanın adresi ve adıdır. En geniş demokrasi ittifakıdır burası. Öyle sadece seçimlere dar bir birliktelik düşünülmesin. Bizler Türkiye’nin bütün kesimleriyle gençliğiyle, kadınıyla, ekoloji hareketleriyle birlikte yürümek istiyoruz bu seçimleri de kapsayacak ama ötesine de taşıyacaktır. Bu hedef yeni bir toplumsal sözleşmeyi hep birlikte yazmaktır.
EKONOMİK KRİZ
Günden güne derinleşen ekonomik kriz, artan yoksulluk ve eşitsizlik, başını alıp giden yolsuzluk, tesis edilemeyen barış… Halklar bu gidişe dur diyor, toplumlar değişim istiyor. Meksika’dan Şili’ye, Peru’dan Arjantin’e ve en son Kolombiya’ya kadar Soyguncu, talancı ve çeteci yönetimler karşısında bu geniş demokrasi ittifakları özgürlük, eşitlik ve adalet umudu olarak parladılar ve halklar tarafından sahiplenildiler. Ezilen, yok sayılan yerli halklar işçilerle, kadın ve ekoloji hareketleriyle birleşerek oligarşileri devirdiler. Bu ittifakların barış açısından da ne kadar önemli olduğunu Kolombiya örneğinde görmek mümkün. İlham verici bir örnek olduğu için kısaca belirtmek istiyorum.
BARIŞI İKTİDARLA YAPMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
60 yıl süren savaşı ve şiddeti sonlandırmak için işleyen süreçler, 2016’da anlaşmalar imzalanmasına rağmen gerçek bir barış gelmedi. Çünkü, demokrasiyi, özgürlüğü ve eşitliği hiçbir zaman kabullenmemiş ve bu değerleri içine sindirmemiş yönetimlerin iki yüzlülüğü nedeniyle olmadı. Şimdi çok geniş bir demokrasi ittifakının adayı olarak başkanlık seçimini kazanan Gustavo Petro yönetimindeki Kolombiya onurlu barışı kalıcı bir şekilde inşa etmenin yolu sonuna kadar açılmıştır. Aynı durum, Peru için de geçerlidir. Bunlar bizim de hedefimiz olmalı. Demokrasi ittifakını geçici bir seçim birlikteliği değil, yeni bir başlangıç yapmanın ve yeni yaşamı inşa etmenin stratejik yolu olarak görmemiz bundandır. Barışı da iktidarlarla yapmak mecburiyeti yoktur iktidarlarla yapılan barış anlaşmalarının içinde halk olmadan başarma şansı da yoktur. Biz kalıcı barışı getirmenin yolunu tabanda göreceğiz. Bunu da hep birlikte ve emek vererek gerçekleştireceğiz. Buna da sözümüz var.
HAKİKAT ARAYANLARLA ANLAŞMA
Final yılı olarak adlandırdığımız ve ülkenin kaderini gerçek anlamda belirleyecek olan seçimlere dair sözlerimiz var elbette. Bir kez daha hatırlatayım: Kürtler başta olmak üzere HDP tabanını, seçim hesaplarında bir sayı olarak görenler ne siyasetten anlıyorlar ne de tarih biliyorlar. Bu ülkenin siyasal bilinci ve örgütlülüğü en yüksek kesimini oluşturan bu milyonlar, demokrasi ve barış mücadelesinin en dinamik gücüdür. Bu güç hesaba katılmadan, ülkeye ne demokrasi, ne adalet ne de barış gelir. Seçimler yaklaştığında ‘iktidar ile anlaşma’ gibi zırvalar, zeka yoksunu senaryolar tedavüle sokuluyor. Bunları ortaya atanların bunları tanırsınız. Kimler bunlar bir anlaşma aranıyorsa savaş tezkerelerine onay verenlere, savaş politikalarında iktidar ile aynı fikre ve zikre sahip olanlara, Kürtlere, HDP’ye ve demokrasi güçlerine yönelik baskılara dair ses çıkaramayıp iktidarın arkasına dizilenlere bakılmalıdır. Bizim anlaşmamız, ezilenlerledir. Bizim anlaşmamız emeğinin hakkını isteyenlerledir. Eşit, özgür ve güvenceli yaşam isteyen kadınlarladır, gençlerledir. Bizim anlaşmamız demokratik bir geleceği eşit yurttaşlık haklarıyla yaşamak isteyen, barış isteyen milyonlarladır. İnancını özgürce yaşamak isteyen bütün insanlarladır. Talana karşı doğasına, deresine, ormanına, toprağına sahip çıkanlarladır. Bunun dışındaki her şey lafügüzaftır. Bu ittifakı mutlaka gerçekleştireceğiz ve demokrasi ittifakını bu ülkenin kurucu gücü haline getireceğiz.
HEDEFE DOĞRU YÜRÜYÜŞ
Bu yürüyüş bu hedefe doğru ilerlemektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimde ise yine tutumumuz nettir. Kamuoyu önünde açık şeffaf görüşmeler yapılması halinde tutum belgemizde de belirttiğimiz gibi müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Bu olmazsa hakkımız olan adayımızla seçimlere girme seçeneği de güçlü bir seçenek olarak durmaktadır. Bunun için bileşenlerimizle mücadele ortaklarımızla ve halkımızla bunu tartışarak yol yürüyeceğiz. Çoklu krizlerin yaşandığı bir dönemde çözümü bu ilkelerle yaratacağız. Milyonlar değişim istiyor açlık aldı başını gidiyor yoksulluk aldı başını gidiyor yalancı talancı sistem ülkeyi sömürüyor felakete sürüklüyor. Biz işte bu sisteme bu iktidara ve bunu yaratan düzene karşı en güçlü mücadele adresiyiz.
DEMOKRASİ İTTİFAKIYLA ADAY BELİRLEYECEĞİZ
Bu durumda tabanımızla, demokrasi ittifakının bileşenleriyle, ulaşabileceğimiz bütün kesimlerle istişare ederek aday belirleyeceğiz. Hedefimiz de en az ikinci tura kalmak olacaktır. Yeni bir yaşam ve yeni bir toplumsal sözleşme ve yeni yaşamı kurma yürüyüşüdür. İnancımız sonsuzdur sözü, bütün halklara ve dünyaya veriyoruz bu sözü mutlaka gerçekleştireceğiz. Kongremiz bütün ülkeye ve dünyaya güzellikler için vesile olsun. Mutlaka kazanacağız. Çareserî em in, serkeftin ya me ye. Riya me vekiribe. Bimînin di xêr û xweşiyê de."