DİYARBAKIR - Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması amacıyla başlatılan imza kampanyasının devam ettiğini belirten Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizirî, sonuç alınması için Kürtlerin kampanyayı gündemlerinde tutması gerektiğini söyledi.
Kürt Dil Platformu ile Kürt Dil ve Kültür Ağı’nın oluşturduğu 21 Şubat Dil Komisyonu’nun, Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olarak kabul edilmesi amacıyla 22 Şubat’ta başlattığı imza kampanyası sürüyor. 9 siyasi parti ve platformun içerisinde yer aldığı dil bilimci, yazar ve dernek temsilcisi yaklaşık 300 kişinin de organize ettiği kampanya, online ve fiziki imzalarla sürdürülmeye çalışsa da pandemi süreci, Kürt kurum ve partilere dönük baskılar nedeniyle kaynaklı hedeflenen en az bir milyon imza seviyesine henüz ulaşılamadı.
‘2021 KÜRT DİLİ YILI OLACAK’
Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizirî, kampanyada gelinen aşama ve yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kürt halkının imza kampanyasına derin anlam katarak çok ciddi yaklaşması gerektiğinin altını çizen Cizirî, dilin edebiyat, tarih, kültür gibi çok yönlü bir gelişim olduğunu söyledi. Salgının insanlara ulaşmayı zorlaştırdığını dile getiren Cizirî, kampanyayı sabırla yürüttüklerini belirterek, “2021 yılını Kürt dil yılı olacak” dedi.
‘HEDEFE ULAŞACAĞIZ ‘
Kampanya hedeflerine ulaşacaklarını vurgulayan Cizirî, “Pandemiden dolayı alınan önlemler imza toplanmasını engelliyor, ama yine de bu kararlılıktayız. Fiziki imzaları siyasi partiler yürütüyor, fakat devlet bu kampanyayı pandemiden dolayı yasaklarla engelliyor. Biz platform yürütücüleri olarak ise kampanyanın güçlü geçmesi için kendi içimizde toplantılar yapıyoruz, yine kamuoyunun duyarlı olması için basın açıklamaları ve online üzerinden birçok kişiye ulaşarak kampanyaya destek olmaları için çağrılar yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
‘HERKESİN GÜNDEMİNDE OLMALI’
Kampanyanın sadece siyasi parti ve kurumların yürüttüğü bir çalışma olmadığını ifade ederek, halka destek çağrısı yapan Cizirî, “Halkımız da kampanyaya destek verirse, bu kampanya herkesin gündeminde olur. Unutmayalım ki bir halkı var eden kendi dilidir. Kürt halkı dil üzerindeki ağırlığı kendi üzerinde hissetmezse, çok kötü bir duruma düşeriz. Tüm olanlar karşısında dilimiz elimizden giderse, hiçbir şey kalmaz. Bakıyorum Kürt çocuklarına, bugün kendi dilleri yerine Türkçe konuşuyorlar. Bu çok yanlış. Dillere karşı olduğumuzdan dolayı söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Bunu söylemekteki kastım dilimizi korumaktır. İnsanlar birkaç dil öğrenebilirler. Ben kendim mesela Türkçe, Kürtçe ve Arapça biliyorum” ifadelerini kullandı.
KAMPANYAYA ENGELLEMELER
Kampanyanın online yürütülmesinin ve koronavirüs salgınının dezavantajlı bir durum ortaya çıkardığını söyleyen Cizirî, “İnsanlarımıza online üzerinden ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Birçok insan da internet gibi teknikleri bilmediği için online imzalara ulaşamıyor. Yine siyasi partilerin birçok çalışması var. Yine HDP, DBP, PAK PSK, KKP gibi kampanyanın yürütücüleri olan siyasi partilerimizin üzerinde olan baskılar, bu kampanyayı engelliyor. Onlarda konsantre olamıyorlar. Yoksa Newroz alanlarında olan insanlar, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olmasını istemezler miydi? Tabii ki de isterlerdi. Zaten Newroz alanlarında kampanyanın yürütülmesine izin vermediler. Neden Newroz diyorum, çünkü saydığım bu partilerin tabanlarına sadece ulaşmış olsaydık, fiziki olarak değil, bir milyon, 10 milyon imza toplanırdı. Ama şimdi tüm sorunumuz bu insanlara ulaşmak” şeklinde konuştu.
ASİMİLASYONA KARŞI MÜCADELE
Kürtçe üzerinde yürütülen asimilasyon politikalarına da değinen Cizirî, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” ifadelerine tepki göstererek, yürüttükleri kampanya gibi çalışmalarla dil mücadelesini sürdüreceklerini söyledi. Cizirî, asimilasyon kıskacında olan Kürtçeye sahip çıkılması çağrısı yaparak, şunları söyledi: “Çağrım Kürt halkının tamamınadır. Herkes kendi anadili olan Kürtçeye karşı sorumludur. Dilimize sahip çıkamıyorsak, kimse dilimiz kültürümüzdür, varlığımızdır demesin. Herkes kendi gücü ve imkanları doğrultusunda diline sahip çıkarak, her alanda kendi dilini konuşmalıdır. Bugün Kürt siyasi partiler ve kurumların ortak talebi Kürtçenin resmi ve eğitim dili olmasıdır. Herkes bu kararda çalışmaların yürütmelidir.”