Sincan Kadın Cezaevi raporu: Hiçbir siyasi tutuklu şartlı tahliyeden yararlanmadı

img
ANKARA - Sican Kadın Kapalı Cezaevi’nde 3 yıldır hiçbir siyasi tutuklunun şartlı tahliye hakkından yararlanmadığını belirten ÖHD, İdare ve Gözlem Kurulu'nun yetki alanını aşarak verdiği kararların mahkemelerce noter mercii gibi onaylandığını kaydetti. 
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği  (ÖHD) Ankara Şubesi, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi İdari Gözlem Kurulu’nun (İGK) infaz erteleme kararlarına ilişkin rapor yayımladı. “Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi Özelinde Şartlı Tahliye Hakları Elinden Alınan Kadın Mahpuslar” başlıklı raporda, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde 2021'den bu yana hiçbir siyasi tutuklunun şartlı tahliye hakkından yararlanmadığı belirtildi. Raporda, toplam 14 kadının cezaevlerinde kaldıkları sürenin keyfi gerekçelerle 9 ila 15 ay arasında uzatıldığı ifade edildi.
 
‘İGK’LER TAHLİYELERİ ENGELLİYOR’
 
2020 yılında Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik'te değişiklik yapıldığı kaydedilen raporda, “Getirilen bu iki düzenleme ile birlikte birçok hapishanede şartlı tahliye günü gelen mahpusların, şartlı tahliyelerinin reddedildiği, İdare ve Gözlem Kurulu’nun raporlarına bu sebeple olumsuz değerlendirme yapıldığı bilinmektedir” ifadeleri kullanıldı.
 
‘3 YILDA HİÇ BİR SİYASİ TUTUKLU TAHLİYE EDİLMEDİ’
 
İGK’ler oluşturulduğu tarihten bu yana Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bütün siyasi tutukluların infazların ertelendiği belirten raporda, “Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde 2021 yılından bu yana şartlı tahliye tarihi gelen hiçbir siyasi tutsağa, bu hak kullandırılmamıştır” denildi.
 
‘14 TUTUKLUNUN TAHLİYESİ ENGELENDİ’
 
Sincan Kapalı Kadın Cezaevi'nde 14 siyasi hükümlünün tahliye hakkının engellendiği belirtilen raporda, 14 kadından ikisinin, şartlı tahliye haklarından yararlandırılmadığı, infaz süreleri tamamladıktan sonra tahliye oldukları kaydedildi. Raporda, şartlı tahliye hakkı engellenen diğer 12 kadın tutuklunun da “Mukaddes Kubilay, Zeynep Han Bingöl, Rozerin Kurt, Sabite Ekinci, Jiyan Ateş, Özlem Demir, Sedef Demir, Nedime Yaklav, Nejla Yıldız, Dilan Oynaş, Berin Sarı, Sermin Demirdağ” olduğu belirtildi. 
 
TAHLİYELERİ 9 İLA 15 AY ERTELENDİ
 
Raporda, Mukaddes Kubilay’ın toplam 9 ay olmak üzere 2 kez, Sabite Ekinci’nin toplam 15 ay olmak üzere 3 kez, Rozerin Kurt’un toplam 9 ay olmak üzere 2 kez, Jiyan Ateş’in toplam 15 ay olmak üzere 5 kez, Nejla Yıldız’ın toplam 15 ay olmak üzere 5 kez, Sedef Demir’in toplam 15 ay olmak üzere 3 kez, Dilan Oynaş’ın toplam 15 ay olmak üzere 3 kez, Özlem Demir’in toplam 12 ay olmak üzere 2 kez, Sermin Demirdağ’ın toplam 15 ay olmak üzere 3 kez, Nedime Yaklav’ın ise 3 kez şartlı tahliyelerinin engellendiği ifade edildi. 
 
'GEREKÇE: OLMAYAN DİSİPLİN SORUŞTURMALARI’
 
Tahliye ertelemelere yapılan gerekçelere dikkat çekilen raporda, “Mahpuslar veya avukatları tarafından dosyaya kazandırılması istenen belgelerin getirilmediği, iddiaya konu disiplin cezaları ile ilgili kamera görüntülerinin incelenmesi taleplerinin konusuz bırakıldığı, gerekçesiz reddedildiği görülmektedir. Yine iyi hale ilişkin olumsuz değerlendirme gerekçelerinin ise olmayan disiplin soruşturmalarına, kaldırılmış disiplin cezalarına, pişmanlık dayatmasına, açık soruşturma dosyalarına, somut dayanağı olmayan “toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı” kanaatine dayandığı görülmüştür” denildi. 
 
‘İGK’NİN ALANI SADECE İYİ HAL DEĞERLENDİRMESİ’
 
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu'nun yetki alanı sadece iyi hal değerlendirmesi olmasına rağmen değerlendirmeyi şartlı salıvermeye ilişkin karar almak üzere yaptığı belirtilen raporda, bu kararların Hâkimlikler ve Mahkemeler tarafından objektif olarak incelenmediği kaydedildi. 
 
'MAHKEMELER NOTER MERCİİ GİBİ ONAYLIYOR'
 
İdarenin keyfi kararlar verdiğine dikkat çekilen raporda, “Ankara Ağır Ceza Mahkemeleri ve Ankara İnfaz Hâkimlikleri tarafından idarenin değerlendirmesinin yargı makamı olarak değil de bir noter mercii gibi gerekçesiz onaylandığı görülmüştür. Mahpusların itiraz gerekçelerinin ise hiçbir aşamada dikkate alınmadığı, bu kapsamda gerekçe tahsis etmediği anlaşılmıştır” denildi.
 
‘HUKUKA VE İNSANLIĞA DAVET EDİYOR’
 
Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde “pilot uygulama” denilebilecek bir sürecin işletildiğinin belirtildiği raporun sonuç bölümünde ise, “Şartlı salıverilme bir haktır. Bu hakkın ise iki dudak arasında keyfi değerlendirmelere, ön yargılı, hak anlayışına uymayan değerlendirmelere feda edilemeyeceği açıktır. Bir mahpusun da dediği gibi '30 yılı cezaevinde geçirmeyi tahayyül dahi edemeyenlerin bu kadar rahat ve keyfi, bu haksız kararları almasını kabul etmiyoruz'. Çünkü 30 yıl, tam olarak 10.957 gün, 12 saat ve '6 yıl daha kalsın ne olacak' diyenlerin dediği 6 yıl ise 2167 gün ve 12 saat… Bu sebeple Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi İdare ve Gözlem Kurulu üyeleri, İnfaz Hâkimlikleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri başta olmak üzere tüm uygulayıcıları hukuka ve insani değerlere uygun davranmaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.
 
‘İNFAZ AYRIMCILIĞI'
 
Raporun son bölümünde ise cezaevlerinde hukuk dışı politikalar ve tecritten politikasından vazgeçilmesi gerektiğini ifadelerine yer “Genel affın tartışıldığı bu süreçte bizler halen mahpuslara tanınan temel bir hakkın hangi hukuka aykırılıklar ve keyfi uygulamalar vesilesiyle ellerinden alındığını anlatma çabası içerisindeyiz. İnfazda ayrımcılığın sakıncalarını, hukuksuzluğunu defaten söyleyen kurumlardan biri olarak gelinen aşamada mevcut hukukun dahi dışında bırakılarak siyasi mahpuslara hukuksal tecrit uygulandığını görüyoruz” denildi.