HATAY - Hatay’da depremzede kadınlarla dayanışarak 8 Mart’ı karşılayan kadın örgütleri temsilcileri, “Kadınlar devlete ve hiçbir kurumuna güvenmiyor, o yüzden buradayız. Karanlığın ve enkazın olduğu bir alanda kadınlar, dayanışma ve cesaretle yeniyi kuracak” dedi.
Kadınlar, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremin yaralarını sarmak için başlattıkları seferberlikle karşıladı. Depremin büyük bir yıkıma yol açtığı kentlerden Hatay’da dayanışmayı ören kadınlar, “Devlet yok, kadınlar var” sözüyle dayanışmanın önemine dikkat çekti.
DAHA ÇOK DAYANIŞMA
Sosyalist Kadın Hareketi’nden Sibel Göktaş, olağanüstü koşullarda 8 Mart’ı karşıladıklarını anımsatarak, “Ötekileşmiş, yoksul ve kimsesiz bırakılmış bir dönemde 8 Mart’ı karşılıyoruz ancak daha çok dayanışmayı büyütmek için deprem bölgesinde olacağız. Önemli olan nokta bugün 11 ilde çocuk ve kadınlar sahipsiz bırakılmışsa daha çok insanları buralara yönelten bir sürecin olması gerektiğini düşünüyoruz. Gerek Sevgi Parkı gerekse de Armutlu’ da dayanışma noktaları kurmaya başladık. Halkın kendi kültürlerine uygun yaşam alanları kurmaya başladık. Yaptığımız tartışmalarda da insanlar kültürlerini yaşatmaya yönelik kararlı bir duruş sergiliyor. Buna da öncülük eden kadınlardır çünkü bu topraklarda doğdular, çocuklarını büyüttüler ve kendi kültürleriyle gelecek nesilleri yetiştirme inançları var. Diğer çadır kentlere de ziyaretler gerçekleştiriyor, kadın ve çocuklar için özel çalışmalar yürütüyoruz. Bilgi eksikliği var, devlet buraya gelmedi. Biz de özellikle bilgilendirme ve dayanışma çalışmaları yürütüyoruz. Adıyaman, Maraş, Hatay ve diğer kentlerdeki kadınların bu süreçte her zamankinden daha çok dayanışmaya ihtiyacı var. Çalışmalar da bu yönlü olmalı” diye belirtti.
KADINLAR SOKAKLARI TERK ETMEYECEK
8 Mart’ta da sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan Göktaş, “Çünkü bütün kazanımlarımızı sokaklarda kazandık. İnsanlar buraya geldiklerinde tabloyu anlayabilirler. Çoğu insanın ailesi enkaz altındayken, bugün bu cenazeler üzerinden dozerle geçmeyi düşünen bir devlet var ve bu devletin karşısında da sahipsiz kalmak istemeyen bir toplum var. Bunun görülmesi gerekiyor” dedi.
HATAY’DA DAYANIŞMA RUHU
Halkevleri Kadın Sekreteri Berna Demirbaş, depremin ilk gününden itibaren Hatay’da olduklarını söyleyerek, kentte birikmiş bir tarih ve dayanışma olduğunu söyledi. Demirbaş, “Burada özellikle kadınların kurmuş olduğu ilişki biçimleri çok fazla. Aslında bu birikimin ne depremin yıkabildiğini ne de bunca yıllık iktidarın yok edebildiğini görmüş olduk. Buradaki ilişki biçimini tüm Türkiye’ye yansıtmaya çalıştık. Bu enkaz aslında 20 yıllık AKP iktidarının enkazıdır. Kadınların bu enkazdan dayanışma ve cesaretle çıktığını gördük. Çünkü bu tabloyu yaratanlardan hesap sormak istiyorlar. Hesap sorma hali de bir mücadele birikimidir. Şiddete, tacize, kendisini hedef gösteren iktidara karşı hesap soran kadınlar bugünde bu enkazların arasından hesap soruyorlar. Bu hesap sorma hali de buradan bütün Türkiye’ye yansıyor” ifadelerini kullandı.
DEVLET GÜVEN VERMİYOR
Birikimlerini 8 Mart sonrası da taşıyacaklarını ifade eden Demirbaş, şöyle dedi: “Buradayız, gitmeyi planlamıyoruz. Buradaki insanlarla karar alarak bunu yapıyoruz. Burada ne yapmak istediklerini kadınlarla konuşuyoruz. Şuanda kadınların en büyük korkusu bizim buradan gidip gitmeyeceğimiz çünkü belirsiz bir ortam var. Devletin ve iktidarın hiçbir kurumuna güvenmiyorlar. Güvendikleri kadınlar ve hareketin kendisi. Bu açıdan buradayız, onlar gitmeden buraları terk etmeyi düşünmüyoruz. Karanlığın ve enkazın olduğu bir alanda kadınlar, dayanışma ve cesaretle yeniyi kuracak.”
YENİDEN İNŞA
Kadın Savunma Ağı’ndan Esma Çağlak da, 8 Mart’ı Hatay Defne ilçesinde karşılayacaklarını belirterek, “Bizim de ana gündemimiz bu büyük yıkıma dair olacak. Çünkü bu yıkımın sorumlusunun sadece doğal afet değil, AKP Hükümeti ve müteahhitlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Burada enkaz altında diri diri ölmek zorunda kalan insanların hesabını sormak için 8 Mart adres oldu. Çünkü feministler için yaşam mücadelesi asıl mücadeledir. Kadın cinayetleri çok tanıdığımız şeyler ve ‘yasta değil isyanda olma’ hali o cinayetlerin hesabını sorma hali ve feminist mücadelenin yol yöntemleri bize bu süreçte çok yol gösteriyor. Her ne kadar toplumsal bir olay olsa da bu isyanı yas değil mücadeleyi örgütleme üzerinden yıkımı feminist bir dünya inşa ederek aşabiliriz. Bu sözle alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi.
Hatay’ın yüzde 60’ının yıkıldığını söyleyen Çağlak, “Ama hala burada insanlar, kadınlar ve yaşam var. Kadınlarla sürekli bir aradayız. Bu da güç veriyor. Sohbetlerle Antakya kahvesi yapıyor, bu yıkımın içinde bile kısır yapıyoruz çünkü yaşam bir yerden yeniden inşa oluyor. Birbirimizi sağaltma yöntemleri geliştirmeye çalışıyoruz. Bu yıkımın içerisinde başka bir yaşamın, yeniden bir yaşamın inşa edilebileceğini ancak bunun piyasa ilişkileri, AKP iktidarı içerisinde değil feminist bir biçimde olabileceğini çalışmalarımızla göstereceğiz. 8 Mart’ı burada bütün kadın örgütleriyle ortak bir biçimde organize edeceği” ifadelerini kullandı.
DEVLET YOK, KADINLAR VAR
Yaklaşık 3 haftadır Hatay’da olduklarını ve birçok şiddet vakasının kendilerine ulaştığını belirten Çağlak, şöyle devam etti: “Patriarkal bir sistem içerisinde yaşadığımız için doğal afetler bu şiddeti durdurmuyor. Deprem öncesinde eşinden, abisinden şiddet gören kadınlar aynı çadırın içerisinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Ya da boşanma aşamasında olan çok fazla sayıda kadın geldi. Ya avukatı enkaz altında kalmış ya başka sorunlardan kaynaklı boşanamamış. Bunların hepsine hem hukuki hem de örgütsel bir destek vermeye çalışıyoruz. Birçok arkadaşımızı şehir dışına aktarmaya çalıştık. Bu biçimde kadınlar için güvenli alanların yaratılması gerekiyor. Bu tabi bu kolay değil. Gördüğünüz gibi devlet 23 gündür burada yok, sözde güvenlik için varlar ancak sadece devriye geziyorlar. Devlet yok ama biz kadınlar buradayız, feministler burada.”
MA / Eylem Akdağ