Arap ve Êzidî kadınlar Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için örgütlendi

img
HABER MERKEZİ - Şengal’de Arap ve Êzidî kadınların Abdullah Öcalan’ın perspektifiyle örgütlendiğini belirten TAJÊ Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü Suham Şengalî, “Mücadelemizin en önemli parçalarından biri Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür” dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 21 ayı aşkın bir süredir haber alınamıyor. En son kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021 tarihinde telefonla görüşen Abdullah Öcalan’ın avukatları, müvekkilleriyle en son 7 Ağustos 2019'da görüşme sağlayabildi. O günden bu yana hiçbir şekilde irtibat kurulmaması Kürtler gibi diğer halklarda da Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenliğine dair kaygıların artmasına neden oldu. 
 
Federe Kurdistan Bölgesi’nin Şengal kentinde, Êzidî ve Arap kadınlar 5 Ocak’ta Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) öncülüğünde İmralı tecridi konulu çalıştayda bir araya geldi. Çalıştayın sonunda ise şu kararlar alındı: “Arap ve Êzidi kadınlar olarak Önder Öcalan’ın özgürlüğü sağlanıncaya dek mücadele edilecek. Arap ve Êzidî kadınlar Önder Öcalan’ın özgürlüğü için mektuplar yazacak, resim sergisi ve kitap stantları açacak. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için kitlesel eylem düzenlenecek. Êzidî ve Arap kadın birliği için diplomatik çalışmalar güçlendirilecek. 2014 yılında yaşanan soykırım ve kadın kırımının tanınması için Arap ve Êzidî kadınlar mücadelesini yükseltecek ve ortak çalışmalar sürdürecek.”
 
TAJÊ Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü Suham Şengalî, hem tecride hem de gerçekleştirdikleri çalıştaya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘ÇÖZÜM ANAHTARI İMRALI’DA’
 
Tecridin derinleştirilmesiyle birlikte Ortadoğu'da krizin de derinleştiğini ve bu krizin tüm dünyayı etkilediğini belirten Şengalî, "En son avukatların 2019 yılında gerçekleştirdiği görüşmeden bu yana Sayın Öcalan’dan herhangi bir haber alınmıyor. Türk devleti ne avukatları ne de ailesiyle görüşmesine izin vermiyor. Bu durum bizler için oldukça endişe verici bir durumdur. Êzidî kadınlar olarak Öcalan’ın durumu ve sağlığını merak ediyoruz. Bu sadece bizleri değil tüm insanlığı ilgilendiriyor. Öcalan'ın tek bir sözünden bile korkuyorlar. Çünkü yaratacağı etkiyi biliyorlar. Tecridi bu yüzden ağırlaştırıyorlar. Kürt sorunu ve Ortadoğu'daki krizin çözüm gücü İmralı’dadır. Çözümün kapısı İmralı’dadır. O yüzden her seferinde disiplin cezaları verilerek, mevcut tecridi ağırlaştırıyorlar. Bu da beraberinde tehlikeli bir durumu getiriyor. Mevcut tecrit, Paris'teki ikinci katliamı, Şengal’e, Rojava’ya, Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırıları getirdi. Tecridin mevcut sorunları derinleştirdiğini görüyoruz” dedi. 
 
‘CPT’DE BU OYUNUN İÇİNDE’
 
Tüm baskı ve engellemelere rağmen Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin dünyanın her yerine yayıldığını söyleyen Şengalî, toplumların kendilerini buna göre örgütlediğine işaret etti. Şengalî, şöyle dedi: “İnsanlar, Öcalan’ın yol gösteren düşüncelerinden faydalanıyor. Bu fikir ve düşüncenin tecrit edilmesi insanlık ahlakını aşmaktadır. CPT’i, İmralı'da bir görüşme gerçekleştirdiğini açıkladı. Aynı gün Türk devleti, 6 aylık bir disiplin cezası verdi. Bu da CPT'nin bu oyunun içinde olduğunu ve bu izolasyonun bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Önderliğin tutuklanması uluslararası bir komploydu. Bugün devam eden tecrit uluslararası güçler tarafından yönetiliyor. Bu nedenle toplumun her kesimi gibi biz Êzidî kadınlar da Sayın Öcalan'dan somut bilgiler almak ve ondan gelecek bir sözü duymak istiyoruz." 
 
HEDEF ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ 
 
Arap ve Êzidî kadınların temel hedeflerinden birinin de tecridi sonlandırmak olduğunu dile getiren Şengalî, kadınların birlik ve beraberliklerini inşa ederek, tecride son vereceklerini söyledi. Dünyadaki tüm direnen kadınların tecride karşı olduğunun altını çizen Şengalî, "Özellikle Rojhilat’ta, Öcalan’ın kadın kurtuluş ideolojinin somut hali olan ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı devrime dönüşmüştür. Bu nedenle bugün dünyanın dört bir yanında tecridi kırmak ve Öcalan'ı özgürleştirmek için çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Şengal’de de tecridin kırılması için çeşitli yürüyüş ve etkinlikler yapıldı. Êzidî kadınlar olarak geçtiğimiz yıl mücadelemizin önemli bir parçası Önder Apo'nun fiziksel özgürlüğüydü. Çünkü Öcalan’ın özgürlüğünü özgürlüğümüz olarak görüyoruz. İmralı tecridi O’nun şahsında bizlere uygulanıyor. Kadınlar ancak Sayın Öcalan’ın fikir ve felsefesiyle özgürleşebilir. Bundan dolayı Öcalan’ın fikirlerini ve emeğini bir borç olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Bu kapsamda Arap ve Êzidî kadınların, geçtiğimiz günlerde Şengal’in Arap köylerinden Mediban’da, tecridi konuşmak için bir araya geldiğini hatırlatan Şengalî, “50 Êzidî ve Arap kadın bu toplantıda yer aldı. İmralı’da ki duruma ve tecride karşı mücadeleye ilişkin kararlar alındı. Şengal’de ki kadın oluşumları olarak bu yıl tecride karşı her türlü etkinliklerle alanlarda olacağız. Mücadelemizin en önemli parçalarından biri de Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele olacaktır” dedi. 
 
ULUS DEVLET ANLAYIŞI YIKILIYOR
 
İmralı tecridine karşı önlerine eylem ve etkinlikler koyduklarını aktaran Şengalî, şöyle devam etti: “Bu çalışmalarımızın esas ayaklarından biri de diplomasi ayağıdır. Êzidî ve Arap kadınların birliğini oluşturup önce Şengal’de kadınlara karşı işlenen suçları, soykırım olarak tanınması için faaliyetlerimiz olacaktır. Yine Êzidî ve Arap kadınlar olarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için alanlarda olacağız. Bu nedenle şuan istediğimiz şey kadınların birlikte hareket etmesidir. Çünkü Öcalan’ın bizden istediği şey örgütlenmek ve demokratik ulus fikri etrafında kenetlenmektir. Şengal başta olmak üzere yıllardır her yerde halka dayatılan ve geliştirilen ulus devlet anlayışı ve düşman politikaları yavaş yavaş yıkılıyor. Arap ve Êzidî kadınlar, Öcalan’ın projesi etrafında örgütlendi. Asıl hedefimiz Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür. Bunun için daha fazla alanlarda olacağız ve daha fazla etkinlik ve yürüyüşlerimiz olacak.  Bundan sonra önümüze koyacağımız çalışmalarımız da bu kapsamda olacak.”