ŞIRNEX - Kadın katliamları ve şüpheli ölüm dosyalarında baroların katılma talebinin reddedildiğini belirten Şirnex Barosu Başkan Yardımcısı Aycan İrmez, “Etkin soruşturma söz konusu olmadığı için cinayetlerin üstü örtülüyor” dedi.
Özel savaş politikalarının 2015 yılından sonra en çok hissedildiği Kurdistan kentlerinden Şirnex’de, kadın katliamları ve şüpheli ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Verilerin gizleniyor olması bakımından net sayıya ulaşılmasa da, kentte son iki yılda sadece basına yansıyan 16 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Şüpheli kadın ölümlerine ilişkin açılan dosyaların birçoğu etkin bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle takipsizlik kararıyla kapatıldı.
Kadın katliamlarında faillerin cezalandırılması, şüpheli kadın ölümlerinde de olayın açığa çıkması için kadın örgütleri ve barolar dosyaya katılma talebinde bulunurken, mahkemeler tarafından bu istek kabul edilmiyor.
Şirnex ve ilçelerinde yaşanan kadın katliamları ve şüpheli kadın ölümleri dosyalarına Şirnex Barosu’nun müdafilik başvuruları da, mahkeme heyeti tarafından reddediliyor.
‘MÜDAHİLLİK TALEBİ REDDELİYOR’
Şirnex Barosu Başkan Yardımcısı aynı zamanda Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Koordinatörü Avukat Aycan İrmez, kadın katliamları ve şüpheli ölümlerde etkin bir soruşturmanın yürütülmemesi nedeniyle dosyaların cezasızlık ile sonuçlandığına dikkat çekti. Av. İrmez, Şirnex Barosu olarak bölgedeki kadın cinayetlerine müdahillik taleplerinin her seferinden reddedildiğini ifade ederek, müdahil olmadıkları dosyaları sağlıklı takip edemediklerini, bu nedenle de soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülüp yürütülmediğinden bihaber olduklarını söyledi.
‘ETKİN SORUŞTURMA YOK’
İrmez, etkin soruşturma yürütülmemesine ilişkin şunları belirtti: “Yasalardaki hükümlerin uygulanmaması, soruşturma ve kavuşturma aşamasında uyulması gereken uluslararası hukuk standartlarına uyulmaması, mağdurun haklarının merkeze alınmaması, koruyucu ve önleyici tedbirlerin verilmemesi, verilen tedbirlerin yetersiz kalması, tedbirlere uymayan şiddet failine hapis cezasının uygulanmaması, dosyaya gizlilik kararlarının getirilmesi gibi nedenlerden ötürü dosyadan bir sonuç alınamıyor. Baroların dosyalara müdahillik taleplerinin hep reddediliyor. Müdahillik taleplerimiz ‘zarar görmemişsiniz’ denilerek, reddediliyor. Bunların hepsini birlikte ele aldığımızda, kadın cinayetlerinin üstünün kapatıldığını söyleyebiliriz. Yargılama aşamasında ise, sanığın mahkeme önüne kravatla çıkması indirim almasına neden oluyor. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumuzda kadın cinayetlerinde istenilen sonuçların çıktığını söyleyemeyiz. Etkin soruşturmalar, etkin kavuşturmalar söz konusu olmadığı için dosyaların üstü örtülüyor.”
“Biz avukatlık yasasının 76’ncı maddesine göre, insan haklarını koruyan kurumlar olarak müdahillik talep ediyoruz. Ama ne yazık ki her seferinde, ‘zarar görmediğiniz’ denilerek reddediliyor” diyen İrmez, toplumdan herhangi birinin zarar görmüş olması, dosyaya müdahil olmaları için yeterli olduğuna vurgu yaptı.
‘KADIN CİNAYETLERİ ADLİ VAKA DEĞİLDİR’
Artan kadın katliamlarının artık bir cins kırımına dönüştüğünü aktaran İrmez, devamla şunları söyledi: “Bu tarz dosyalarda kurumların dayanışması gereklidir. Bir kadın cinayeti demek, insan hakları ihlali demektir. Bir kadın cinayeti demek, toplumsal bir olay demektir. Kadın cinayetleri adli vaka değil. Bir soruşturma geçirip, dosyanın üstünü örtmemek gerekiyor. Çünkü ülkemize baktığımız zaman her gün ortalama 2 veya 3 kadın katlediliyor. Bu toplumsallaşmış vakalardır. Bu nedenle biz de bu tür toplumsal olayların azami de olsa önüne geçebilmek için birlikte hareket etmeliyiz.”