HDK'den bağımlılık karşıtı çalıştay: Çok yönlü mücadele edilmeli

img
İSTANBUL - HDK Sağlık Meclisi’nin gerçekleştirdiği bağımlılık karşıtı çalıştayda, madde kullanım yaşının 8-9’a indiği belirtilerek, “Bağımlılıkla çok yönlü mücadele edilmelidir” vurgusu yapıldı. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, İstanbul Beyoğlu’nda bulunan genel merkezinde “Bağımlılık ve Mücadele Çalıştayı” gerçekleştirdi. Çalıştay; “Toplumsal sağlık gözüyle bağımlılık”, “Bağımlılığa sosyo-politik yaklaşım” ve “Bağımlılıkla mücadele yaklaşımları” olmak üzere üç oturumda yapıldı.
 
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, devletin ve sistemin bağımlılığın önünü açtığına dikkat çekerek, “Satıcılar Kürt ve Alevi mahallelerde yoğunlaşıyor, Kürdistan’da özel savaş politikaları kapsamında bağımlılık ve fuhuşa zorlama gerçekleşiyor. Bağımlılık kişisel değil toplumsal bir durum ve inşadır. Kapitalist sistem bağımlılığa yol açan maddeleri üretiyor. Devletler bağımlılıkla mücadeleye suç-ceza sistemi içerisinde değerlendiriyor, bağımlılık bir suç değil sonuçtur. Bağımlılığın hedefi çok net; Kürt, Alevi, devrimci gençlerdir. Çünkü bu gençler umudu örgütleyebiliyor, polis copuyla sokakta bastıramadığını uyuşturucuyla öldürmek istiyor. Bunun karşısında en önemli şey dayanışma” dedi.
 
UYUŞTURUCU KULLANMA YAŞI 8-9’A KADAR DÜŞTÜ
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Wan Şubesi üyesi Abbas Bingöl, sunumunu gerçekleştirdi. Uyuşturucu kullanma yaşının 8-9’a kadar düştüğünü belirten Bingöl, “Bağımlılığa sebep olan şeyler bunların sermaye tarafında kontrol edilmesi ve devletler tarafında özel savaş politikası olarak kullanılmasıdır. Uyuşturucu kullanımı neredeyse bütün yerküreye yayılmış durumda. Bağımlılığı rastlantısal ele alma durumu var. Maddeyi kullanan kişiler sisteme karşı mücadele potansiyeli en yüksek kesimlerdir. Devlet, uyuşturucu kullanımı ve satışını kendilerine kar sağladığı için bir sorun olarak görmez. Ahlaki yapının getirdiği politik duruş var. Bizim yapmamız gereken bu gücü ortaya çıkarmak” diye belirtti. 
 
ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI
 
İkinci oturumda HDK Sağlık Meclisi üyesi Leyla Kalın, kadınlar açısından bağımlılık konusu üzerine sunum yaptı. Özellikle travmanın bağımlılığa yol açan etkenler arasında olduğunu ve bunun toplumsal cinsiyetle ilişkili olduğunu belirten Leyla Kalın, “Savaş sonrası travmaların yaşandığı yerlerde bağımlılık, fuhuşa sürüklenme oluyor. Göçmen kadınların tecavüz ve sömürü sonrası yaşadığı izolasyon ile şiddet ve yoksulluğun ardından bağımlı hale gelmesi durumu var. Kadınların üretimden dışlanırken tüketimin hedefi haline geldiğini görmekteyiz. Kadınlara yönelik bağımlılığın özel savaş stratejisi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Özel savaş, devletlerin doğrudan askeri değil toplumsal yapıyı çökertmeye yönelik bir stratejisidir. Kürt kadın hareketinin gözlem ve raporları, özellikle şehirlerde kontrollü şekilde yaygınlaştırılan madde politikalarını özel savaş aracı olarak tanımlıyor” ifadelerini kullandı.
 
ÖZ SAVUNMA VURGUSU
 
Tıp Öğrencileri Komisyonu (TÖK) üyesi Robar Kaptan, bağımlılık ve gençlik konusunda sunumunu gerçekleştirdi. Kaptan, “Özel savaş, toplumu oluşturan değerleri bireyi düşmanlaştırmanın savaşıdır. Topluma yöneltilen her türlü saldırı özel savaştır. Bu askeri de örtülü de olabilir. Birey toplumsallığı, öz savunma geriletildiği oranda başarılı olmuştur. Gençliğin toplumun savunma gücü olduğu gerçeğini görmek gerekir. Toplumsal olanı, ahlaki politik toplum çözümlemesiyle açıklarsak doğal olanın içinde iktidar, hiyerarşi, olmayan olarak tanımlamak gerekir. Ahlaki politik topluma müdahale ve saldırılar süreklidir” dedi. 
 
‘SADECE TEDAVİ YETERLİ DEĞİL’
 
Üçüncü oturumda sunumunu gerçekleştiren SES MYK üyesi Nursel Yücesoy, sorunun kaynağına inen çok yönlü bir çalışma yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Ülkenin kaynaklarının halka dağıtılması, yoksulluğun ortadan kaldırılması, çocuklar için kültürel, sanatsal, sportif faaliyetlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Toplumda hep tedavi önde tutulur fakat tek başına medikal tedavi sorunu çözemez. Sosyal bir sorun olduğu için koruyucu-önleyici kamusal hizmeti de hayata geçirmek gerekir. Çocuklarımızı korumak, yaşatmak, onların geleceği için her birimiz sorumluluk almalı” dedi.
 
Sunumların ardından çalıştay, forum şeklinde devam etti.