Dr. Arzu Yılmaz: ABD’nin gözünde Türkiye’nin eski değeri yok

img
İSTANBUL - Donald Trump sonrası ABD'nin olası dış politikasını değerlendiren Doç. Dr. Arzu Yılmaz, "Türkiye'nin eskisi gibi Washington'ın gözünde bir değer taşımadığını söyleyebiliriz. NATO'nun zayıflaması Türkiye'nin risk altına girmesi anlamına gelir" dedi. 
 
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi aday Donald Trump kazandı. Seçim sonuçları sonrası gözler, ABD'nin özellikle Ortadoğu'da nasıl bir strateji izleyeceğine çevrildi. Federe Kurdistan Bölgesi'nde bulunan Hewlêr Üniversitesi'nin öğretim görevlilerinden Doçent Doktor Arzu Yılmaz, 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna geçecek Trump’ın yeni dönemini değerlendirdi. 
 
'ORTADOĞU ARTIK ÖNCELİK DEĞİL'
 
Trump'ın devamlılık içeren bir dış politika izleyeceğini söyleyen Arzu Yılmaz, mevcut başkan Joe Biden ve yönetiminin 2022'de açıkladığı "Ulusal Güvenlik Stratejisini" hatırlattı. Açıklanan stratejide Biden’ın Ortadoğu’da şiddeti azaltmayı desteklediğinin belirtildiğini söyleyen Arzu Yılmaz, "Dolayısıyla en son tahlilde ister Trump olsun ister Biden olsun her iki yönetimin de dış politikada Amerikan iç politikasına öncelik vereceği net. Fakat Biden döneminde Amerika, Ortadoğu'da aktif bir diplomatik rol oynayarak şiddetin azaltılması ve Ortadoğu'da entegrasyonun sağlanmasına çalıştı. Bunda ne kadar başarılı oldu, orası ayrı tartışma konusu. Ama en azından niyetin bu olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu. 
 
İRAN KİLİT ÜLKE 
 
Trump'ın seçim süreci boyunca yaptığı açıklamaları anımsatan Arzu Yılmaz, "Yeni dönem Amerikan dış politikasında Ortadoğu’nun bir öncelik olmayacağını unutmamak gerekiyor. Ortadoğu'nun ABD için artık bir öncelik olmadığını biliyoruz. Yeni Amerikan yönetiminin amacı Ortadoğu’daki savaşların bir an önce sonlanması, İsrail’in çıkarlarını maksimize eden bir dengenin kurulması ve Amerikan askerlerinin çekilmesidir. Bu amaca ulaşılmasında kilit ülke İran’dır” diye belirtti.
 
Arzu Yılmaz, “İran, bir çatışmayı değil, bir uzlaşmayı arayan pozisyonda kalırsa, söz konusu dengenin uzlaşmayla pekâlâ sağlanabileceğine dair bir tahminde bulunabiliriz. Öyle görünüyor ki İran, Körfez ülkeleri ve İsrail'in dahil olduğu bir güç paylaşımı dengesi kurulacak. Eğer bu gerçekleşirse, Trump döneminde Amerikan askerlerinin çekilme takvimi daha da hızlanabilir" ifadelerini kullandı. 
 
'ABD'NİN KÜRT POLİTİKASI YOK'
 
Bu durumun gerçekleşmesi halinde ABD'nin Kürtlere dönük politikalarının da netleşeceğine dikkati çeken Arzu Yılmaz, "Trump'ın Kürtlerle ilgili politikasına dair bir analiz yaparken, öncelikle cevaplanması gereken soru 'Amerika'nın bir Kürt politikası hiç oldu mu?' sorusudur. Bu sorunun cevabını tartışan birçok Kürt çalışmaları ya da Amerikan dış politikası uzmanına göre Amerika'nın bir Kürt politikası yok. Dolayısıyla, ister 1990'lardan itibaren ister 1970'lere referansla Amerika'nın bir Kürt politikası olmadığını akıldan çıkarmamak gerekiyor" şeklinde konuştu. 
 
'NATO ZAYIFLARSA TÜRKİYE RİSKE GİRER'
 
ABD'nin Türkiye ile olan ilişkilerini de değerlendiren Arzu Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin haftalık grup toplantısında ABD seçimlerine işaret etmesini hatırlattı. Arzu Yılmaz, "Bahçeli'nin NATO'yu referans vermesi Trump'ın yeniden seçilmesi sonrasında önemli. Eğer Türkiye, bugüne kadar Ortadoğu'daki büyük altüst oluşlardan görece muaf kalabilmişse bunu mümkün kılan NATO üyeliğidir. Trump, NATO'ya karşı tutumu oldukça sorunlu ve Amerika'nın 70 yıldır süren NATO angajmanlarını değiştirme konusunda gayet ısrarcı. Dolayısıyla Trump’ın seçilmesinin ertesinde, Bahçeli'nin NATO'ya vurgu yapması şaşırtıcı değil. Çünkü eğer Amerika, Trump döneminde NATO’yla ilgili taahhütlerinden geri adım atacağı bir pozisyon alırsa bu demek oluyor ki Türkiye'nin güvenliği açısından bir risk var. Çünkü Türkiye'nin güvenlik mimarisinin bugüne kadar dayandığı temel kurum NATO’dur. NATO’nun zayıflaması Türkiye'nin güvenliğinin de uluslararası alanda risk altına girmesi ve zayıflaması anlamına gelir."
 
Arzu Yılmaz, yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerine dair şunları söyledi: "Trump ve Erdoğan arasında sıkı dostluk ilişkileri olduğu söyleniyor. Ancak stratejik akılla Ortadoğu ve Rusya politikaları planlanacaksa, Türkiye'nin eskisi gibi Washington'ın gözünde bir değer taşımadığını söyleyebiliriz. Göz önünde bulundurulması gereken ikinci nokta ise Trump'ın dış politika tarzıdır. Bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla Trump, bir iş insanı mantığıyla dış politikayı da al-ver dengesi üzerinden yürüten bir politikacı. Hal böyleyken Türkiye-Amerika ilişkilerinin yeni bir denkleme evrilmesi beklenebilir. Ankara'daki hali hazırdaki siyasi krizi ya da Kürtler bağlamında atılan adımları, yeni Trump dönemi Amerika ilişkilerinin yeniden hizalanma gereğiyle çok ilişkili olduğunu düşünüyorum."
 
KUZEY VE DOĞU SURİYE POLİTİKASI
 
Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehditlerini de değerlendiren Arzu Yılmaz, "20 Ocak'ta Trump başa gelene kadar böyle bir operasyonun mümkün olacağını düşünmüyorum. Çünkü Biden yönetimi hala Washington'da ve biz bu yönetimin 2 yılda her seferinde Ankara bu operasyonu gündeme getirdiğinde nasıl tavır aldığını biliyoruz. En azından 20 Ocak'a kadar bu tavrını değiştirmesine neden olabilecek bir dinamik şu anda görünürde yok” dedi.
 
Arzu Yılmaz, şöyle devam etti: "İran'ın tutumunu değiştirdiği ya da İsrail’in İran konusunda ikna edilmediği bir durumda bir bölgesel savaş çıkarsa ancak o zaman Türkiye'nin Irak ve Suriye sınır bölgesinde bir operasyon yapmasının koşulları oluşur. Zaten o koşullar oluştuktan sonra da biz başka yeni bir şey konuşuyor olacağız. Ona ilişkin şimdiden tahmin yapmak bence çok doğru olmaz.”