Hasta tutsaklar Onaran, Yılmaz ve Tokmak’ın tahliyesi talep edildi

HABER MERKEZİ - Hasta tutsakların durumuna dikkat çekilen eylemlerde Hatice Onaran, Nedim Yılmaz ve Fatma Tokmak’ın sağlık ve yaşam haklarının tehlikede olduğu belirtilerek tahliyesi istendi. 
 
Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de başlatılan eylemler bu hafta da devam etti. 
 
İZMİR
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla 2 haftada bir düzenlediği eylemin 298'incisini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, "Hasta mahpuslar ölüyor, susma, suça ortak olma" pankartı açıldı. Bu haftaki eylemde, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi ve hasta tutsak Hatice Onaran’ın (60) durumuna dikkat çekildi. 
 
İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Hatice Onaran'ın, tutsaklarla dayanıştığı için tutuklandığını belirtti. Onaran'ın hastalıklarından kaynaklı cezaevinde desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Gümüş, "Hatice Onaran’a, 2020 yılında yaşadığı rahatsızlıklardan kaynaklı olarak muayene ve tetkikler yapılmıştır. İlk tetkiklerin ardından, kolonoskopi yapılmış ve sonucunda da kolon seviyesinde bağırsakları tıkayan kitle tespit edilmiştir. Kitleden kaynaklı olarak ameliyata karar verilmiş. 2020'de geçirdiği 2 saatlik ameliyat ile kolonun (Bağırsağın) ucu dışarı alınarak kolostomi torbası takılmış bir süre bu şekilde yaşamak durumunda kalmıştır. Ameliyatın ardından kitlenin kanserli olup olmadığının anlaşılması için patolojiye gönderilmiştir. İnceleme sonucunda 2024'te düzenlenmiş patoloji raporuna göre kitlenin kanserli olduğu, tümörün bağırsak içinde yayıldığı tespit edilmiş ve ardından kemoterapi süreçlerine başlanmış ve hastanın sürekli olarak kontrol altında tutulması zorunlu hale gelmiştir" dedi. 
 
Onaran’ın Lomber Vertebrada ileri derecede omurgada eğriliği olduğunu dile getiren Gümüş, "Bu durumu kolon kanseri hastası olmasından da kaynaklı olarak yüzde 79 engelli raporu bulunmaktadır. 16 Ekim’de periyodik kontrol ve muayene randevusu bulunan ve 3 ayrı vücut bölgesinden tomografi çektirmesi ve detaylı biyokimyasal analiz yaptırması gereken Hatice Onaran’ın, hapishane koşullarında bu randevusuna götürülüp götürülmeyeceği dahi halen netleşmemiştir. Hapishanenin olumsuz koşulları ve kontroller ile tedavilerde yaşanacak olan aksaklıklar; kanser hastalığının nüks etmesi, yayılması ihtimalini de güçlendirmektedir" diye belirtti. 
 
Gümüş, bu koşullarda Onaran'ın cezaevinde tutulmasının kabul edilmez olduğunu ifade ederek, tahliyesini istedi. 
 
ANKARA 
 
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek üzere her hafta düzenledikleri eylemlerini 528’inci haftasında da Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 30 yıllık tutsak Nedim Yılmaz’ın durumuna dikkat çekildi. İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, Yılmaz’a dair Şubat’ta hazırlanan hastane raporuna dikkat çekti. Raporda, “Eroziv gastrit ve özofagus ülser erozyon” hastalığının bulunduğunu ve bu hastalığın gün geçtikçe yayıldığını belirten Çevirmen, “Yapılan kolonoskopide de aktif kanamalı kalın bağırsak enfeksiyonu tespit edilmiş ve bu kolonoskopide alınan biyopsi raporunda da ‘Mikroskobik Bulgular; 2 cm çapta 3 adet biyopsi materyali incelendi tanımı bir kasetle takibe alındı, takip içeriği; ‘Histokimya PAS ile minimal goblet hücre kaybı olduğu bu bulguların Ülser Aktif Kolit ile uyumlu noktalar içermekle beraber yeterli değil, tıbbi takibi biyopsi ile önerilir’ şeklinde not düşülmüştür. Patolojik tanım olarak da Nonspesifik Aktif Kolit tanısı konulmuştur” dedi. 
 
Yılmaz’ın beyin cerrahide de takibinin sürdüğünü paylaşan Çevirmen, “Beyincikte sarkma var ve bu sarkma beyne hava veren damar üzerinde baskı oluşturduğundan, beyin yeterli hava ve oksijen alamamakta ve bu yüzden de beyinde toksik oluşmaktadır. Bu da baş ağrısı, baş dönmesi, boyundan omuzlara, göğüs ve sırta, bel ve ayaklara kadar şiddetli ağrılara neden olmakta ve ayrıca nefes darlığına neden olmaktadır. 2024 MR raporunda Kranial MR çekilmiş ve Ventriküler Asimetri (beyin içerisinde sıvının dolaştığı alanların sağlı-sollu karşılaştırmalı bakıldığında farklı büyüklük ve şekilde gözükmesidir) olarak rapor edilmiştir” diye belirtti. 
 
KRONİK RAHATSIZLIKLARI VAR
 
Yılmaz’ın ayrıca faranjit hastası olduğunu belirten Çevirmen, “Bunun yanı sıra bronşit hastasıdır ve bu hastalık iç akıntılı ve kronik durumdadır. Kronik kas ve eklem ağrıları var. Beyindeki hastalık için daha önce beyin cerrahisi doktorları tarafından ‘ameliyat olmasının gerektiği, bunun da ancak dışarıda ve rahat olanaklı koşullarda olmasının gerektiği’ söylenmiştir. Yine doktorlar tarafından aktif kolit hastalığı için de ‘bu hastalığın çok geç iyileştiği, dışarıda tam donanımlı bir hastaneye yatırılarak ancak sağlıklı koşullarda tedavisinin mümkün olabileceği’ yönünde beyanları bulunmaktadır” diye konuştu. 
 
Çevirmen, Yılmaz’ın tedavisinin cezaevinde mümkün olmamasına rağmen Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nin hakkında, “Cezaevinde kalabilir” şeklinde iki kez rapor verdiğini paylaştı. Çevirmen, “Nedim Yılmaz, 30 yıldır cezaevinde olmasına ve koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen ve İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 5 kezdir soyut, sübjektif ve hukuki olmayan kararlarla tahliyesi engellenmektedir. Nedim Yılmaz’ın dışarıda sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılması için acil olarak tahliyesinin gerçekleştirilmesi, İdare ve Gözlem Kurulunun da özgürlüğü engelleyen kararlarından vazgeçmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
İSTANBUL
 
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenlediği “F Oturması” eyleminin 656’ncısı Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Eylemde “Fatma Tokmak serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” yazılı pankartlar açılırken hasta tutsakların fotoğraflarının olduğu dövizler taşındı. Eylemde sık sık “Tedavi haktır engellenemez”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Fatma Tokmak bırakılsın” sloganları atıldı. Bu hafta eyleme çok sayıda insan hakkı savunucusu destek verdi. Basın açıklamasını Fatma Tokmak’ın avukatı ve İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin okudu.
 
F Tipi ile başlayan S ve Y tipleri ile arttırılan hücre tipi hapishanelerde gerçekleşen hak ihlallerine karşı tutsakların sesi olmaya çalıştıklarını ifade eden Keskin, “Bilindiği üzere; tecrit koşullarının, politik mahpusların yanı sıra tüm mahpuslara giderek daha ağır biçimde uygulanmasıyla zaten kırıntı halinde olan haklarına yönelik ihlaller, İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi tutumuyla katlanmış, mahpusların umut etme haklarının da ihlaline varmıştır. Bu bağlamda ihlal edilen sağlık ve tedaviye erişim hakkının, yaşam hakkı ihlali ile sonuçlanıyor olması nedeniyle, hasta mahpuslar F Oturmalarının değişmeyen gündemi durumundadır” diye konuştu.
 
Fatma Tokmak’ın sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Keskin, “Kalp, astım ve hipertansiyon hastası olup, bu tabloya eklenen kadın hastalıkları, diş hastalıkları, vücutta yaygın morarmalar, şişlikler, yoğun ağrılar ve sık sık yaşadığı baygınlıklar nedeniyle hapishane koşullarında yaşamını sürdüremeyecek durumda olmasına rağmen, infaz erteleme talepleri kabul edilmemekte, sağlık ve yaşam hakkı tehlikeye atılmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
Tokmak’ın 2006’da hastalıkları nedeniyle tahliye edildiğini ancak cezasının Yargıtay tarafından onanması üzerine tedavisi devam ederken tekrar tutuklandığını ifade eden Keskin, “Tutuklanmasının ardından sağlık sorunları daha da ağırlaşan Tokmak için yapılan başvuru üzerine, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından 23 Temmuz 2014’de hazırlanan raporda;  bu hastalıkları ile hapiste tutulmasının yaşamına risk oluşturduğu gerekçesi ile tahliye edilmesi gerektiği tespitinde bulunulmuş, ancak Adli Tıp Kurumu (ATK), aksi yönde verdiği raporuyla Tokmak’ın tahliyesini engellemiştir” şeklinde belirtti.
 
AİHM KARARI DİKKAT ALINMADI
 
Pandemi sürecinde tedavisi aksatılan Tokmak’ın durumunun daha da ağırlaştığını söyleyen Keskin, yargılama sürecine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen yeniden yargılaması yapılmayan Tokmak’ın yaşam hakkının tehlike altında olduğunu ve tahliye edilmesi gerektiğini ifade etti.