KHK'li kadınlardan mesaj: Mücadelemizde kararlı, özgürlükte ısrarcıyız

img

İZMİR- KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri için 284 haftadır süren oturma eyleminde 8 Mart’ta atıfta bulunan kadınlar, “Mücadelemizde kararlı, özgürlükte ısrarcıyız” mesajı verdi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu’nun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iadesi için düzenlediği oturma eylemi 284’üncü haftasında devam etti. Bu haftaki eylem 8 Mart etkinlikleri kapsamında KESK İzmir Kadın Meclisi öncülüğünde gerçekleşti. Karşıyaka Çarşısında,  erbane, zılgıt ve sloganlarla yürüyen kadınlar, Yürüyüş esnasında sık sık “Jin Jiyan Azadi”, “ Kadın yaşam özgürlük”,  “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı.

Çok sayıda kadının katıldığı eylemde “Emeğimiz’ bedenimiz bizim, mücadelede kararlıyız, özgürlükte ısrarcıyız”, “İhraç tecrittir. Tecrit insan hakları ihlalidir. Hak ihlallerine hayır. İşimize geri döneceğiz” pankartı açılarak, katledilen kadınların isimlerinin yazıldığı dövizler taşındı. Basın açıklamasını İzmir KESK Kadın Meclisi’nden Aysel Kızıltuğ okudu.

‘MÜCADELEDE KARARLI, ÖZGÜRLÜKTE ISRARCIYIZ’

KESK’te örgütlenen kadınlar olarak 166 yıl öncesinden bugüne emek, hak ve eşitlik mücadelesi uğruna hayatını kaybeden işçi kadınların mücadelelerini selamlayarak sözlerine başlayan Kızıltuğ, “Ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, gericiliğe, baskılara ve savaşlara karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. 8 Mart’tın her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü olduğunu vurgulayan Kızıltuğ, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle karşı durulabileceğini ifade etti.

‘DEPREM BÖLGELERİNDE KOŞULLAR HALA AYNI’

6 Şubat depreminin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğini hatırlatan Kızıltuğ, depremin yaşandığı kentlerde yaşamın hala çadırlarda, konteynırlarda sürdüğünü söyledi. Kızıltuğ devamla, “AKP-MHP iktidarı hayatı sürdürmek için gereken asgari koşulların oluşturulması için herhangi bir ihtiyacı karşılamaya yönelik kayda değer bir girişimde bulunmadı. Kışla, yağmurla, selle daha da zorlaşan koşullarda kadınların omzuna yüklenen sorumluluklar, bakım emeğinin kadınların görevi sayılması nedeniyle arttıkça artıyor. İmar afları ile sermayeye rant alanı açanlar, uluslararası sermayeye her türlü kolaylığı sağlamayı sürdürüyor. Erzincan İliç’te çevre örgütlerinin ve ilgili meslek odalarının raporları görmezden gelinerek kapasitesi arttırılan altın madeninde toprak kayması nedeniyle büyük bir göçük meydana geldi. Dokuz işçi hala devasa bir siyanürlü toprak yığının altında. Ama bunlar AKP-MHP iktidarını durdurmaya yetmiyor; İliç’te yaşanan doğa katliamının etkisini yıllarca yaşayacağımız açıkken iktidar yeni yeni altın madeni rezerv alanlarına izin vermeye devam ediyor” diye belirtti.

GENÇ KADIN İŞSİZLİĞİ

Türkiye'de her 5 kadından yalnızca birinin kayıtlı, tam zamanlı istihdama eriştiğini kaydeden Kızıltuğ, kadın işsizliğinin ise tüm işsizlik türlerinde en yüksek olan işsizlik türü olduğunu vurguladı. Güncel verilere göre, genç işsizliğinin yüzde 32,3 iken genç kadın işsizliği yüzde 41,1 olduğunu aktaran Kızıltuğ, kadınların eğitime katılım oranın artığını ancak işsizlik oranında ciddi bir değişim olmadığını ifade etti. 

‘TÜRKİYE’DE HERGÜN ÜÇ KADIN KATLEDİLİYOR’

Türkiye'de her gün en az 3 kadın katledildiğinin altını çizen Kızıltuğ,  faillerin cezasızlık politikalarıyla ödüllendirildiğini kaydetti. Kızıltuğ, AKP-MHP iktidarının ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, fiili kürtaj yasakları ve nüfus politikalarıyla kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığını denetlemeyi sürdürdüğünü aktardı.

 SAVAŞ POLİTİKALARI

Türkiye’de AKP etrafında birleşen tekçi, faşizan ittifak güçlerinin kutuplaşma ve çatışma politikalarından beslenerek varlığını sürdürdüğünü söyleyen Kızıltuğ, “AKP’nin 2015’ten itibaren hız verdiği savaş politikaları kaynağını Kürt sorununda “çözümsüzlük ve inkâr” stratejisinden alıyor. Savaş politikaları ile kışkırtılan milliyetçilik, asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığı gerçeğinin, açlık ve yoksulluk nedeniyle gerçekleşen intiharların üstünü örtmenin aracı haline getiriliyor. Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz” dedi.

Eylem,  alkış slogan ve halaylarla son buldu.