Türkmen: OSB’ler köle kamplarına dönüştü

img
RIHA - Ekonomik krizin yükünün işçilerin omuzlarına yüklenmek istendiğini belirten Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, "Teşvik ve istihdam sağlansın diye kurulan sanayi bölgeleri köle kamplarına dönüştürülmüş durumda" dedi. 
 
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre bakanlığa sicil verilerek tüzel kişilik kazanan 353 tane Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunuyor. Yine bakanlık verilerine göre 266 OSB faaliyetteyken, 87 OSB projesinde ise kamulaştırma ve inşaat işlemleri devam ediyor. Mayıs 2021 verilerine göre OSB’lerde çalışan işçi sayısı toplam 2 milyon 092 bin 209. 
 
Temel kurulma amacı daha fazla üretim ve istihdam olan OSB’ler, işçiler için sömürü merkezlerine döndü. Türkiye ve Kürdistan’ın en geniş OSB alanının bulunduğu Dîlok ve Riha’da işçiler, iş bırakma, grev, basın açıklamaları ile uğradıkları haksızlıklara karşı direniyor. 
 
ÖZAK TEKSTİL İŞÇİLERİ EYLEMDE 
 
Riha 1’inci OSB’de yer alan Özak Tekstil firmasında çalışan işçiler, işten atılan arkadaşlarının geri alınması, mobbinge ve baskılara son verilmesi için iş bırakma eylemi başlattı. Sabahın erken saatlerinde iş yeri önüne gelen işçiler, mesai bitimine kadar bekleyişlerini sürdürüyor. Taleplerinin yerine getirilmesinde ısrar eden işçilere, Urfa Valiliğinin 4 günlük eylem-etkinlik yasağını gerekçe gösteren polisler müdahale ederek, darp etti. 
5 gündür, taleplerinin karşılanması istemiyle sabahın erken saatlerinden akşam iş çıkışına kadar iş yeri binası önünde bekleyişlerini sürdüren işçilere Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (Birtek-Sen) da destek veriyor. 
 
Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, işçilerin yaşadıkları sorunları ve temel taleplerin neler olduğunu anlattı. 
 
'SEFALET ÜCRETLERİNDE ÇALIŞTIRILIYORLAR' 
 
Riha’da işçilerin ucuz iş gücü olarak görüldüğünü, sömürüldüğünü belirten Türkmen, işçilerden kölelik koşullarında çalışmalarının beklendiğini söyledi. Türkmen, “Başta Urfa olmak üzere bölgede bulunan birçok ilde, işçiler asgari ücret ya da asgari ücretin altında kölelik, sefalet koşullarında çalışmaya zorlanıyor. Bu sadece bir ücret meselesi de değil. Hemen hemen her fabrikada başta kadın işçiler olmak üzere her türlü baskıya, mobbinge uğruyorlar. İşçilere sendikal örgütlenme özgürlüğü tanınmıyor. İşçiler izin gibi hiç bir sosyal haklarını kullanamıyor. Teşvik ve istihdam sağlansın diye kurulan bu sanayi bölgeleri, köle kamplarına dönüştürülmüş durumda” diye konuştu. 
 
'İŞÇİLERE KARŞI SUÇ İŞLEMEK SERBEST!' 
 
İşçilerin oluşturulan “kölelik” koşullarına karşı mücadele ettiklerini belirten Türkmen, “Bu kenti, bölgeyi, ülkeyi yönetenler işçilere karşı işlenen bütün suçlara izin veriyor. İşçiler hakları için direnişe geçtiklerinde karşılarında jandarma, valilik, polis yani bütün kolluk güçlerini buluyor. Yönetenler için, patronların işçilere karşı her türlü suçu işlemesi, anayasa ve yasal hakları ayaklar altında çiğnemesi serbest ama işçilerin demokratik haklarını kullanarak hak araması yasak olarak görülüyor” ifadelerini kullandı. 
 
İşçilerin direnişlerinin 3’üncü gününde Urfa Valiliğinin kentte 4 günlük eylem, etkinlik yasağı ilan etmesini hatırlatan Türkmen, “Bu Özak patronunun doğrudan talimatıyla Urfa genelinde ilan edilen bir yasak kararı. Yasakla, hakları için mücadele eden işçilerin iradelerini kırmak istiyorlar. Geçtiğimiz gün işçilere hiçbir uyarıda bulunmadan cop ve kalkanlarla müdahale edildi. İşçiler darp edildi. Bugün de işçiler ablukaya alındı. Ablukadan çıkan işçilerin eylem alanlarına geri dönmesi engelleniyor. İşçiler lavabo ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. 100 metre ilerideki camiye gidilmesine bile müsaade etmiyorlar” şeklinde anlattı. 
 
'DİRENİŞE DEVAM EDECEĞİZ' 
 
Tüm engellemelere ve baskılara karşı işçilerin direnmeye devam edeceğini vurgulayan Türkmen, son olarak şunları söyledi: “Ülkede yaşanan yoksullaşma, işçilerin omuzlarına yüklenmek isteniyor. Çünkü patronlar büyümeye devam ediyor. Bu direniş buna da bir itirazdır. Hükümetin, bu ülkenin bütün kaynaklarını bir avuç sermayedarın karı için kullandığını görüyoruz. İşçilere yapılan müdahale de bunu gösteriyor. Biz işçilerin sendika seçme özgürlüklerinin tanınmasını, işten atılan arkadaşımızın işe geri iade edilmesi, mobbing ve baskının bir an önce son bulması ve burada direnişte olan işçilerin ücretlerinden her hangi bir kesim olmadan almasını talep ediyoruz. Bunlar kabul edilene kadar da direnişimize devam edeceğiz.” 
 
MA / Ceylan Şahinli