AMED - İktidarın politikaları nedeniyle ekonomik krizin derinleştiğini belirten Genel-İş Amed 2 Nolu Şubesi Başkanı Behçet Barut, çözümün savaşta değil, demokraside olduğunu vurguladı.
Güvenilirliği sık sık tartışma konusu olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yıllık enflasyonu yüzde 43, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yüzde 105,19 olarak açıkladı. TÜİK ile ENAG arasındaki makas açılırken, alım gücündeki düşüş ve buna karşılık yüksek enflasyon yoksullaşmayı derinleştiriyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Amed 2 Nolu Şubesi Başkanı Behçet Barut, ekonomi ve savaş politikalarının krizi derinleştirdiğini, krizden çıkış yolunun demokrasi ve özgürlüklerin sağlanmasından geçtiğinin altını çizdi.
EKONOMİ CAN ALICI NOKTADA
Türkiye'de ekonomik krizin Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle derinleştiğine dikkat çeken Barut, doların 21 lira seviyesine çıkmasının yaşanan krizi ve enflasyonu gözler önüne serdiğini belirtti. Merkez Bankası'nın elindeki rezervleri seçim öncesi doları baskılamak için tamamen tükettiğini ifade eden Barut, "Şu anda Merkez Bankası'ndaki rezerv, eksi 60 milyar dolar civarında. Gidişatın can alıcı noktaya ilerlediğini görmekteyiz. Bu şekilde Türkiye’nin ekonomisinin sürdürebilir bir tarafı yok" diye konuştu.
İktidarın savaş politikaları ile ekonomik krizden çıkamayacağını kaydeden Barut, "Türkiye ciddi bir derinleşmiş krize ilerliyor ve yürütülen savaş politikası ise halkın cebine yansımaya devam ediyor. Bizler ve sivil toplum örgütleri onlarca kez savaşın çözüm olamayacağını, demokratik adımlarla var olan sorunların giderilebileceğini söyledik ancak kulak asılmadı" ifadelerini kullandı.
SÖZLEŞMELER ANLAMINI YİTİRİYOR
Her geçen gün derinleşen ekonomik kriz nedeniyle sendikalar olarak yaptıkları iş sözleşmelerinin bir anlamsızlaştığını dile getiren Barut, "Enflasyonun yüksek seyretmesiyle sözleşmeler bir iki ay sonra anlamını yitiriyor. Bu da paranın eridiğini gösteriyor. Pandemiden önce emekçilerin belediyelerde aldığı rakam 3 bin lirayken, ev kiralarımız ve yaptığımız harcamalara rağmen birikim yapabiliyorduk. Bugün emekçiler 15 bin lira civarında bir ücret almasına rağmen ne yazık ki artık geçinemiyor. Türkiye'de kiraların durumu ortada, en düşük kiralar asgari ücret düzeyinde” şeklinde konuştu.
‘GÜVEN ORTAMI SAĞLANMALI’
Ekonomide yanlış politika izlediğini vurgulayan Barut, “Merkez Bankası'nın güvenirliliği kalmadı. Ekonomi Bakanı sürekli değişmekte, savaş politikalarında ısrar edilmekte. Yatırımcıya güven ortamı sağlanmalı ki insanlar ülkede yatırım yapsınlar. Tüm bunlara karşı bir demokrasinin inşa edilmesi lazım. Hak, hukuk, adalet ve özgürlüğün sağlanması gerekiyor. Türkiye’de çok değerli ekonomistler var, onlara kulak asılmalı. Bakın, seçimlerden önce bütçe görüşmeleri oldu ve yıllık bütçeler hesaplandı. Ama belirlenen bütçe şu anda bitme aşamasında, büyük bir ihtimalle Meclis’in oturmasıyla bir ek bütçe uygulanacak. Bu da zaten ekonominin ve Türkiye'deki para değerinin iç açıcı olmadığını yeterince gözler önüne seriyor" dedi.