Antep’ten maden faciasına ‘kader’ diyen Erdoğan’a tepki

img
ANTEP - Bartın’da 41 maden işçisinin yaşamını yitirmesine tepki gösteren Antep Emek ve Demokrasi Platformu, “Sömürü çarkı dönsün diye yerin altını üstünü işçilere mezar eden rejimin ta kendisidir” dedi. 
 
Antep Emek ve Demokrasi Platformu, Bartın’ın Amasra ilçesinde 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasını Balıklı Parkı’nda gerçekleştirdiği açıklamayla protesto etti. Platform bileşenlerinin yanı sıra kentteki siyasi parti yönetici ve üyelerinin de katıldığı açıklamada, “Dün Soma Ermenek bugün Bartın, kaza değil katliam” pankartı taşındı. Açıklamayı yapan Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Sömürü çarkı dönsün diye yerin altını üstünü işçilere mezar eden rejimin ta kendisidir. Amasra’da meydana gelen patlama için ‘iş kazası’, ‘facia’, ‘kader’ diyenler veya bu toplu katliamın kurbanı olan işçileri ‘maden şehidi’ gibi uyduruk ifadelerle ananlar, bu olayı basitleştirmeye çalışarak asıl sorumluları, iktidarın iş sağlığı ve güvenliği politikasını, yani resmi kurumları aklama çabası içinde olanlardır” diye belirtti. 
 
SOMA ÜZERİNDEN 8 YIL GEÇTİ
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamada “kader” vurgusunda bulunmasına karşı Soma’da yaşanan katliamı hatırlatan Türkmen, üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen davada tek tutuklu dahi bulunmadığına dikkat çekti. Türkmen, “Yargıtay ‘olası kastten’ patronlara yüzlerce yıl ceza verdi. Birileri devreye girdi ve patronları kurtarmak için yargıtay üyelerini değiştirdi. Suçu ‘bilinçli taksir’e çevirip patron Can Gürkan’ı kurtardı. Ama Soma’nın avukatları Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı cezaevinde” ifadelerini kullandı. 
 
‘BU NASIL KADER?’
 
“Bu nasıl bir kader planıdır?” diye soran Türkmen, şöyle devam etti: “İktidar ortakları, yakınları, beşli çeteler, yandaş patronlar ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalayarak, emek sömürüsü ve işçilerin kanıyla semirerek büyürken, yerin altında ve üstünde ölmek, aç kalmak işçilere düşmektedir. Bu nasıl bir kader planıdır ki, madencilikte bilim ve tekniğin geldiği noktada sıfır ölüm riskiyle üretim yapmak mümkünken, örneğin Türkiye’nin iki katı kömür üreten Almanya’da 20 yılda sadece 6 ölüm yaşanırken Türkiye’de 20 yıllık AKP iktidarı döneminde bin 990 işçi ölmektedir. İşçi katliamlarının baş sorumlusu olan AKP-MHP iktidarı yargı sopasıyla gerçeklerin üstünü örtmek ve toplumu sessizliğe gömmek istese de, hakikatler açığa çıkmaya ve bizler tarafından dillendirilmeye devam edecektir. Bizler, maden ocaklarında ortaya çıkan denetimsizlik, dizginlenmeyen kar hırsı ve işçi sağlığı ile iş güvenliği hususlarındaki keyfiyet sonucunda ortaya çıkan Amasra’daki işçi katliamının sorumluları hesap verene kadar sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”