URFA/ İZMİR -Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında Avrupa birincisi olduğunu belirten Urfa Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu üyesi Ferhat Demir, “Kaderimizi patronların insafına terk eden politikaların değişmesi için meslek örgütümüz ile görüşerek, gerekli düzenlemeleri hayata geçirin” dedi.
Urfa Tabip Odası, işyeri hekimlerinin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla basın toplantısı düzenledi. Urfa Tabip Odası binasında gerçekleşen toplantıya, çok sayıda hekim katıldı. Toplantıda konuşan Urfa Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu üyesi Ferhat Demir, işyeri hekimleri olarak ücretlerinin tarihin en düşük seviyesine indiğini, buna karşı çalışma şartlarının da bir o kadar ağırlaşarak, iş güvencelerinin ortadan kaldırıldığını söyledi.
Maaşlarının düzenli ödenmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) şirketleri tarafından eksik yatırıldığını ifade eden Demir, “Kullandığımız araç ve akaryakıt harcamaları ile bilgisayar ve internet gibi giderleri kendimiz ödemek zorunda kalıyoruz. İzin hakkımızın kısıtlandığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve etkili denetimlerin yapılmadığı, ama en önemlisi de mesleki bağımsızlığımızın her geçen gün erozyona uğratıldığı bir ortamda çalışmaktan yıldık, yorulduk” diye konuştu.
TÜRKİYE ÖLÜMLÜ KAZALARDA BİRİNCİ
Demir, “340 bin işyerinde görev yapan 14 bine yakın işyeri hekimi olarak sorunlarımızı anlatmaktan yorulduk, artık çözüm istiyoruz” dedi. 15 Eylül’de Ankara Ticaret Odası’na bağlı OSGB patronları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın OSGB’lerin geleceğine dair yapacakları toplantıdan basın yolu ile haberdar olduklarını ifade eden Demir, toplantıya Türk Tabipleri Birliği (TTB) İşyeri Hekimleri Derneği başta olmak üzere meslek örgütleri ve sendikalardan kimsenin davet edilmediğini kaydetti. Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığını kaydeden Demir, “Toplantıda işçi sağlığı ve iş güvenliği alanının başka meselesi yokmuş gibi en büyük sorun olarak işyeri hekimlerinin ücretlerini ve çalışan işçi sayısına göre hesaplanan çalışma sürelerinin uzunluğunu görmüşler. Her yıl iş cinayetlerine kurban verdiğimiz binlerce ‘can’ ve onların aileleri, bir türlü tanınmayan, görülemeyen meslek hastalıkları umurlarında bile değil” ifadelerini kullandı.
‘İŞÇİ SAĞLIĞI HİZMELERİ İNSAN HAKKIDIR’
İşçi sağlığı hizmetlerinin temel bir insan hakkı olduğunu belirten Demir, işyeri hekimleri olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:
“* Ücretlerimizi düşürmeyi, işçiye ve iş ortamını düzeltmeye ayırdığımız ve zaten yetersiz olan süreyi kısaltmayı aklınızdan dahi geçirmeyin. Tam aksine hizmet sürelerimizi arttırın.
* Mesleki bağımsızlığımızın, iş güvencemizin, özlük haklarımızın, çalışma koşullarımızın önündeki en büyük engel olan, kaderimizi patronların insafına terk eden politikaların değişmesi için meslek örgütümüz ile görüşerek, işçi sağlığı hizmetinin kamusallığını da göz önünde bulunduracak gerekli düzenlemeleri hayata geçirin.
* Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği’nin elinden aldığınız yetkileri iade edin.”
İZMİR
İzmir Tabip Odası ve İşyeri Hekimleri Derneği, işyeri hekimlerinin yaşadığı sorunlara ilişkin İzmir Tabip Odası Toplantı Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak “Ülkemizde asgari ücret 5500 TL, 6250 TL civarında açlık sınırı ve yoksulluk sınırı da 22.500 TL civarında olarak ifade edilmekte. Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası yaklaşık % 54’ü asgari ücret veya civarında görev yapmakta ya da çalışmakta. Türkiye’de 340.000 iş yerinde görev yapmakta olan 14.000 dolayında işyeri hekimi bulunmaktadır ve bu hekimlerimizin de yaşam koşulları her geçen gün giderek zorlaşmaktadır. Türk Tabipleri Birliği tarafından ve İzmir Tabip Odası tarafından hazırlanmış basın metni sizlerle paylaşacağız” dedi.
TALEPLER
Basın mentini okuyan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Ceylan Özkan da, işyeri hekimlerinin ücretlerinin tarihin en düşük noktasında olduğunu kaydetti. Sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, maaşlarını alamadıklarını aktaran Özkan, "Kullandığımız araç ve akaryakıt harcamaları ile bilgisayar ve internet gibi giderleri kendimiz ödemek zorunda kalıyoruz. İzin hakkımızın kısıtlandığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve etkili denetimlerin yapılmadığı, ama en önemlisi de mesleki bağımsızlığımızın her geçen gün erozyona uğratıldığı bir ortamda çalışmaktan yıldık, yorulduk. Ücretlerimizi düşürmeyi, işçiye ve iş ortamını düzeltmeye ayırdığımız ve zaten yetersiz olan süreyi kısaltmayı aklınızdan dahi geçirmeyin. Tam aksine hizmet sürelerimizi arttırın. Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği’nin elinden aldığınız yetkileri iade edin" diye konuştu.
ÇALIŞMA ALANI TARİFİ YOK
Açıklamada daha sonra söz alan İşyeri Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Çamlıbel ise işyeri hekimleri için tanımlanmış ve fiziki koşulları belirlenmiş bir çalışma alanı bulunmadığını dile getirdi. İşyeri hekimlerine yönelik yeterli eğitim verilmediğini de sözlerine ekleyen Çamlıbel, "Bir diğer konu da emekli olduğu halde geçirebilmek için çalışmak zorunda olan hekimlerdir. Emekli hekimlerinin gelirleri arasında büyük farklılıklar bulunmakta, yalnız emekli sandığı emekli hekimlerine verilen ek ödemeler, çalıştıkları için kesilmektedir. Özetle işyeri hekimliği, bir hobi ya da ek gelir kaynağı değildir, ciddi bir iş ve uzmanlık alanı olup, iş kazalarını azaltmak, meslek hastalıklarını önlemek için çabalar. Yine hekimler ergonomik nedenlerle iş günü kayıplarını önlemek gibi milli gelire ve üretime son derece büyük katkılar sağlayabileceği gerçeğini fark etmek önemlidir" ifadelerini kullandı.