ANKARA - Geçinememekten dert yanan Ankara’da yaşayan yurttaşlar, ülke ekonomisinin hükümet ve sistem değişikliğiyle düzelebileceğini söyledi.
Ekonomik kriz derinleştikçe, hayat pahalılığı da artıyor. İnsanlar her gün yeni zamlarla güne uyanıyor. Barınma ve gıda ürünlerine yapılan zamların ardından konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 20, doğalgaza da 20,4'lük yeni bir zam yapıldı. AKP-MHP'li yöneticiler, buna rağmen herhangi bir krizin olmadığını iddia ediyor. Ankara'nın en işlek meydanlarından Kızılay'da mikrofon uzattığımız yurttaşlar, zamlar ve hayat pahalılığından dert yandı.
TÜRKİYE BATAKLIK İÇİNDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “ekonomik kriz yok” sözlerine "yalanlarla inkar ediyorlar" şeklinde tepki gösteren Leyla Dekçi, emekli olduğunu ve rahat bir şekilde geçinemediğini belirtti. Dekçi, “Hepimiz yanıyoruz. Hiç kimsenin bizden haberi yok. Benim kiram 3 bin lira. Diğer yurttaşların daha da yüksek. Aldığımız parayla nasıl geçinelim? Eş, dost ve çocuklarımızın destekleriyle geçiniyoruz. İktidarın değişmesi gerekiyor, gittiklerinde çözüm olur” dedi.
“Ekonomik kriz olmasaydı, Türkiye bataklık içinde olmazdı” diyen Kudret Bilgiç, asgari ücretle geçimini sağlamaya çalıştığını ifade ederek, "Bir çocuğum var ve okul bin 500 lira kayıt parası istedi. Ne yapabilirim? 3 bin 500 kira ödüyorum. Bir paket makarna 6 lira olmuş. Evimize ekmek alamıyoruz. İktidar başımızdan gitsin, sadece bunu istiyoruz. Değişim şart, 20 yıl duran Cumhurbaşkanı nerede görülmüş? İnsin oradan ve fakir fukaranın haline baksın” ifadelerini kullandı.
‘BARIŞI SAĞLAMAK ŞART’
Ülkede ciddi bir savaş olduğunu söyleyen Kıymet Temel, “Bütün ekonomistleri dinlediğimizde görüyoruz; ülkede aslında ciddi bir savaş var ve bu savaş durdurulmadığı sürece ekonomi çözülmeyecek ve daha kötüye gidecek” dedi. Savaşın olduğu bir ülkede ekonomiden bahsedilemeyeceğini ifade eden Temel, “Türkiye’de barışı sağlamak ve değişim şarttır. Ekonomisinden psikolojisine kadar savaş her şeyin sebebidir” diye kaydetti.
HALKIN GEÇİM DERDİ
Geçinmenin mümkün olmadığına kaydeden Erdoğan Özuruç, Ankara’da kiraların 3-4 bin lira arasında değiştiğini ve kimsenin emekli maaşıyla geçinemeyeceğini söyledi. Özuruç, "Eskiden emekli maaşıyla ev alabiliyorduk. Kur Korumalı Sisteme harcanan 6 milyarın, 80 milyon insanın cebinden 5 ekmek parasını götürdüğünü biliyor musunuz? Geçen sene 1-2 liraya aldığım soğan oldu 10 lira. Benim evimi kendileri geçindirsinler başka bir şey demiyorum. Çözümü üretimdir. Sosyal, eşit paylaşılarak tarım arazilerinin üretim sağlanarak çözülür. Tarım ülkesi olarak samanı ithal eden bir ülke olduk” şeklinde konuştu.
GENÇLER YENİLİK İSTİYOR
Üniversiteye yeni kayıt yaptıran 20 yaşındaki İntizar Uzunkaya, gelecek beklentisine dair soruyu, “Ümitsizim, Gideceğim ve muhtemelen sefalet halinde yaşayacağım” sözleriyle cevapladı. "Devlet büyükleri hiçbir şeyin fiyatına bakmadan satın alabiliyor” diyen Uzunkaya, şunları söyledi: "İnsanlar markette aldıkları ürünleri bırakmak zorunda kalıyor. Geçenlerde markette bir kadın bebek bezi, süt aldı parası yetmedi. Ekmeği bırakmak zorunda kaldı. Çıkarıp para versem ben utanacağım, o utanacak. Üniversiteye gidince mecburen çalışacağım zaten. Ama şu anda da çalıyorum. 12 saat çalışıyorum 150 lira için. Burs zaten yeterli değil. Bir de çıkmama ihtimali var. Bana burs çıksa onu da yurda vereceğim. Okuyayım mı çalışayım mı bilmiyorum. Hiç kimsenin düzgün yöneteceğine inanmıyorum. Ama artık bir yenilik olması lazım.”
ÇIKIŞ YOLU SOSYALİZM
18 yaşındaki Başak Erözgün, “Ülkenin durumu hakkında söylenecek çok şey yok” dedi. Türkiye’de sistemin köklü değişmesi gerektiğini savunan Erözgün, “Babam esnaf ama yetmiyor. Üniversiteye hazırlanıyorum. Kitap bile alamıyoruz. PDF’lerini çıkarttırıyorum daha ucuz olduğu için. Akrabamın yanında yaşıyorum. Ailemin gönderdiği para yetmiyor. Fırsatımı bulduğum ilk anda yurtdışına gitmeyi düşünüyorum. Sosyalizmi çıkış yolu olarak görüyorum. Sistem değişmedikçe başka bir parti gelecek aynı şeyler yaşanacak. Ülkenin durumu uzun süredir bu halde" şeklinde konuştu.
GELECEK KAYGISI
Okulunu ekonomik sıkıntılar nedeniyle bıraktığını aktaran Apocan Çelik, çalıştığını ancak kazandığının kendisine yetmediğini ifade etti. Çelik, şunları söyledi: "Bir iş yeri günlük 200 lira verdi diyelim. Otobüs 7 lira olmuş, günlük iki kere yemek yesen, sinemaya ve alışveriş merkezine gidemez, herhangi bir faaliyet yapamazsın. En fazla marketten bir şeyler alıp TV karşısında oturursun. Bu sıkıntı ülkenin sıkıntısı, gençlerin değil. Geleceğimi göremiyorum ve ciddi bir ümitsizlikle yaşıyorum. Kendi üretimimiz yok, üretimimiz için üretebileceğimiz kanallar da yok. Başka yerden almak zorunda kalıyoruz”
İsmini vermek istemeyen bir yurttaş ise, yaşanan ekonomik krize dair şunları söyledi: "Ekonomik krizden etkilenmeyen var mı? Ben emekliyim, aldığım 5 bin 500 lira. Yetmiyor. 3 çocuğum var, torunlarım var. Çocuklara çikolata alamıyorum, hayat pahalandı. Ev bize ait olmasa bir de kira veriyor olsaydık, halimiz ne olurdu? Asgari ücret için çay simit hesabı yapıyorlar. Simit 5 lira, 4 kişilik aileyi hesapla günde 40 lira bu sadece bir öğün. Gelirler giderleri kesinlikle karşılamıyor. Fiyatlar uçtu. 6 ay önce patatesi 3 liraya alıyordum şimdi 12 lira. Sebebi enflasyon, yani iyi yönetilmediğinden. Tarım Kredi Kooperatifleri ucuz dediler, oraya gittik değişen bir şey yok. Çözüm yolu değişecek, bu hükümet gidecek. Değişmesi şart."