ANTALYA - Mahkeme kararına rağmen Phaselis Antik Kenti’nde talanın sürdüğünü belirten Deniz Soyarslan, “Phaselis’i korumak sadece ekolojistlerin görevi değil, herkesin görevi” dedi.
Antalya’nın Kemer ilçesinde dünyaca ünlü Phaselis Antik Kent, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından rant uğruna talan ediliyor. Milattan Önce (M.Ö.) 7’nci yüzyılda Rodoslular tarafından inşa edilen Phaselis Antik Kenti, 3 ayrı limanı bulunan önemli bir Likya şehri olarak biliniyor. El değmemiş ormanlar, endemik bitki türleri, temiz denizi ve soyu tükenmekte olan hayvanların bulunduğu Phaselis Antik Kenti, iş makineleriyle talan ediliyor. 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanı statüsünde ve koruma alanı içerisinde bulunan iki ayrı plaj, “Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi” adı altında ihaleye çıkarıldı. İhaleyi ise Sa-Fa Restorasyon Sanayi İnşaat adlı şirket aldı. Buna göre Phaselis Antik Kenti’nde bulunan Bostanlık ve Alacasu Koyu’nda toplam 85 bin metrekarelik alanda günübirlik tesisler, kafeterya, otopark, karşılama merkezi, duş ve tuvaletlerden oluşan çok sayıda yapı inşa edilecek.
Şirketin çalışmalara başlamasıyla gelen tepkiler üzerine halkın projeye karşı açtığı davada, Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi tarafından 13 Nisan’da “Uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğurabilecek nitelikte olduğu” gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verildi. Karara rağmen inşaat çalışmaları Bostanlık ve Alacasu Koylarında jandarmalar eşliğinde devam ediyor. Duruma tepki gösteren yöre halkı ve ekolojistler, müdahaleyle karşı karşıya kalıyor. Phaselis’e Dokunma Hareketi üyelerinden Deniz Soyarslan, yürütmeyi durdurma kararına rağmen yapılan çalışmalara değerlendirerek, antik kentin tahrip edilmesini anlattı.
‘PLANIN ARKASINDA RANT VAR’
Koruma statüsünde olan bölgede yapılaşmanın nedenleri irdeleyen Soyarslan, “Burada ciddi bir rant ve ticari bir kaygının yer aldığını biliyoruz. Ticarileştirmenin en kolay yolu ise halka sunarmışçasına bir proje üretmekti. Plaj yapıldığında ise bunun sonucunda bazı ihtiyaçlar doğacak. Tuvalet, otopark, kafeterya gibi. Bu durumda yapılaşma başlayınca elektrik gelmesi gerekiyor. Elektrik olmayan bir bölgeye ormandan deniz kenarına kadar elektrik getirilerek tüm plaj aydınlatılacak. Korunmakta olan bu bölgeye 15 yıllık gelişim planı düşünülerek, büyük bir elektrik alt yapısı getirilmesi planlanıyor. Bu durumun arkasında kararlı bir rant sistemi var” dedi.
‘HAYVANLARIN YAŞAM ALANI YOK EDİLİYOR’
Koruma alanındaki bölgeyi kullanıma açarak kapasitenin arttırıldığını aktaran Soyaarslan, “Bu bir başlangıç, yapılaşmaya açtıkları yerler, ihtiyaç çoğaldıkça büyümeye başlayacak. Daha fazla insan tarafından işgal edilmeye başlanacak. Bu plaj birçok canlının yaşam alanları, caretta carettaların yumurtlama alanı. Burayı yok edince hayvanların da yaşam alanlarını yok etmiş olacaklar. Buranın florası çok hassas özellikle endemik bitkilerin ve sayısız bir bitki çeşitliliği olan alan. Tüm ağaçlar kesilecek. Doğal yaşam olan bir bölgeyi insan üstünlüğü üzerine kurulu bir alana dönüştürecekler” diye konuştu.
‘TİCARETHANE DEĞİL, DOĞA GÜZELLİKLERİ’
Phaselis Antik Kenti’nin yapılaşmasına karşı geniş kamuoyu oluşturduklarını ve mücadele sonrasında yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirten Soyarslan, karara rağmen iş makinelerinin jandarma eşliğinde çalışmaya devam ettiğini söyledi. Soyarslan, “Her yerden destek aldık fakat yöre halkın korkutulduğunu ve bu yüzden çalışmalarımıza katılmadıklarını biliyoruz. Fakat plajı istemediklerini de biliyoruz. Phaselis’te bir ticarethane değil, doğal güzelliklerinin korunmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘PHASELİS’TEN ESER KALMAYACAK’
Projeye karşı imza kampanyası başlattıklarını ve 60 bin imzaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Soyarslan, “Halkın desteğini bekliyoruz. 13 Nisan’da yürütmeyi durdurma kararı verildi ve bu tarihe kadar Bostanlık Koyu’nda daha hiçbir yer bozulmamıştı. 25 Nisan’da son sürat jandarma eşliğinde inşaat başladı, bütün koyu jandarmayla korumaya aldılar. Kendi yasalarına uymuyorlar. Burada usulsüz bir inşaat yapılıyor. Phaselis Alacasu’da inşaat bitmiş durumda, Bostanlık Koyu’nda da kısa bir sürede bitecek. Ekosistem dokunulmamış bitkiler birkaç sene içerisinde yok olup gidecek. Denizin kullanma kapasitesi var ve yazın yüzbinlerce insan gelince deniz suyu müthiş derecede kirlenecek. Birçok canlının yaşadığı bu bölge git gide çölleşmeye başlayacak. 10 yılda Phaselis’in eski halinden eser kalmayacak. Bu ülkede yasalar uygulansaydı, karar uygulanmış olurdu. Çok büyük zarar geldikten sonra o davaları kazanmış olmamızın hiçbir anlamı olmayacak. Burayı korumak sadece ekoloji aktivistlerinin görevi değil, herkesin görevi. Bu bölgeyi korumak ve toprakla olan bağımızı yeniden kazanabilmek için herkesin seferber olması gerekiyor" çağrısında bulundu.
MA / Dilan Akyol