DERSİM - Orman yangınlarının devlet politikası olduğunu söyleyen Dersimliler, “Doğaya düşman bir devlet var. Yıllardır Dersim’i yok etme çabası güdülüyor” dedi.
Dersim’in Hozat ilçesine bağlı köylerde başlatılan askeri operasyonların ardından 17 Ağustos’ta orman yangınları başladı. Ovacık ilçesinin kırsal kesimlerine sıçrayan yangınlar, müdahalenin yapılmaması sonucunda yüzlerce hektarlık ormanlık alanı küle çevirdi. Endemik bitki örtüsüyle bilenen bölgelerde yaşayan birçok canlı öldü, ayrıca dağ keçisi, ceylan, ayı, tilki yaralandı.
ASKERİ OPERASYON
“Özel güvenlik bölgesi” ve “Mayınlı bölge” gerekçesiyle halkın müdahale etmesi engellenen yangına, 13 gün aradan sonra havadan müdahale edildi. Yangınlar devam ederken, bu kez 28 Ağustosta başlatılan askeri operasyon sonrasında Pülümür Vadisi’nde bulunan Roj Deresi’nde yangın çıktı. Roj Deresi’nde 5’inci gününde devam eden yangına da müdahale edilmiyor.
GÜL YAYLASINA SIÇRADI
Bölgede yangınlar devam ederken, bu kez 29 Ağustos’ta Munzur Vadisi'nde yer alan Fırtına Veli Çeşmesi’nde yangın haberi geldi. Yüzlerce hektarlık alanı küle çeviren yangına 4 gün sonra havadan müdahale edildi. Geç müdahalenin yapıldığı yangın, Gül yaylasına sıçradı.
Askeri operasyonlar nedeniyle başlayan yangınlara ilişkin konuşan Dersimliler, yangınların bilinçli çıkarıldığını söyledi. Kentte askeri operasyonların sürekli hale geldiğini ve benzer şekilde yangınların çıktığına dikkat çeken Abdullah Çığlık (60), “Kendileri yaptıkları için müdahale de etmiyorlar” dedi. Çığlık, kent halkının yangınlara karşı duyarlı olmasını istedi.
YANGINLAR ARASINDAKİ FARK
Akdeniz ve Ege bölgesinde çıkan yangınlara müdahalelerin yapıldığını ancak bölge kentlerine çıkan yangınlara müdahale edilmediğini dile getiren Çığlık, “Tarih boyunca sürekli ötekileştirildik. Bu yangınlar ve müdahalesizlik de bunun bir devamıdır. Bu toplumsal bir olay ve çözülmeli. Muğla’nın Fethiye ilçesindeki yangın ile Dersim’in Zel Dağı’ndaki yangın arasında uçurum kadar fark var. Bu farkın nedenini yetkililer de bizler de biliyoruz” ifadelerini kullandı.
YAŞAM ALANLARI KÜLE DÖNDÜ
Yaşam alanlarının küle çevrildiğini söyleyen İmam Moroğlu (50), yangınların nedenini şöyle açıkladı: “Devlet yakıyor. Kim yakabilir ki? Halk mı yakıyor? Ben mi yakıyorum? Yok. Kim yakıyor o zaman? Tabi ki devlet yakıyor” diye konuştu. 13 gün boyunca yangına müdahale edilmemesine tepki gösteren Moroğlu, “Yok etmek istiyorlar. Doğası bitsin, insanları aç kalsın istiyorlar. Doğada sadece biz yaşamıyoruz; içinde börtü böcek, karınca, keçi, tavşan ve ayı gibi birçok canlı yaşıyor. Bunlar da yok ediliyor” diye belirtti.
‘BÖYLE VAHŞET YAŞANMADI’
Kent esnafından Şükran Yılmaz (50), yangınların bilinçli çıkarıldığını belirterek, “Tek bir noktada yangın çıkmış olsaydı, doğal diyebilirdir. Ancak Dersim’in bütün dağları ateşe verildi. Ayrıca bir rant durumu da var. 109 şirkete de maden arama izni verilmiş. Canlılar cayır cayır yanıyor. Hiçbir devirde böyle bir vahşet yaşanmamıştı. Savaşlarda bile ormanlar ateşe verilmemiştir” şeklinde konuştu.
CANLILAR KORUNMALI
Ormanların kasıtlı ateşe verildiğini ifade eden Nazan Yıkılmaz, yangınlarla geçmişlerinin yandığını söyledi. Bölgenin bitki çeşitliliği açısından oldukça zengin olduğuna değinen Yıkılmaz, şunları söyledi: “Bizim bu canlıların yaşam haklarını ve alanlarını korumamız lazım. Bütün bunları devlet yapmalı ve yerine getirmeli.”
Kente günlerdir devam eden yangınlarda sadece bir helikopterin müdahale ettiğini dile getiren Ayten Arslan, bunun yetersiz olduğunu kaydetti.
DERSİM’İ YOK ETME ÇABASI
Bölgedeki askeri operasyonlara dikkat çeken kafe işletmecisi Sonay Çelik Bozkurt, “Ormanlarımız her gün bombalanıyor. Gayet bilinçli bir şekilde ormanlarımız yakılıyor” dedi. Orman yangınlarının devlet politikası olduğunun altını çizen Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son orman yangınlarıyla birlikte Türkiye’nin bütün alanlarında devletin müdahalesinin yetersiz kaldığını gördük. Doğaya düşman bir devlet var. Tabi, burada özel bir durum var ve yıllardır Dersim’i yok etme çabası güdülüyor. Buda onların bir parçası.”
Yangınlarla bölgenin boşaltılarak maden sahalarına açılmak istendiğini söyleyen Bozkurt, buna karşı tepkilerin yetersiz olduğunu dile getirdi.
MA / Mehmet Aslan - Cengiz Özbasar